Dünya, en son gece yarısına 100 saniye kalaya ayarlanan kıyamet saatinin, 10 saniye daha ileriye alınarak gece yarısına 90 saniye kala şeklinde güncellenmesi nedeniyle gerçekten endişelenmeli mi?
Dünyanın nükleer savaşa ne kadar yaklaştığını ölçmek amacıyla 1947 yılında yaratılan saatin 10 saniye ileriye alınması, başta Rusya-Ukrayna çatışmaları olmak üzere özellikle son dönemde biriken yapısal krizler gölgesinde, dünyayı saran gerçek tehlikelerin olduğu anlamına geliyor.
Rusya Ulusal Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı ve Rusya Federasyonu'nun eski devlet başkanı Dmitri Medvedev'in yeni bir 'kıyamet' (apocalypse) hakkındaki sözlerini dinleyenler, Rus lider Kruşçev'in ruhunu çağırmasını, Batı'yı yer altına gömmekten bahsetmesini izleyenler, herkesi saran gerçek bir kaygının farkına varacaklardır.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Kıyamet Saati" göstergesindeki değişiklikler, kan beyne sıçradığında ve nükleer kabus yeniden gerçeğe dönüştüğünde neler yaşanabileceğine dair insanlığa dehşet verici mesajlar içeren Oppenheimer filminin gün yüzüne çıkmasından birkaç hafta sonra geldi.
Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan Little boy (küçük çocuk) bombası ile Batılı analistlerin 'Şeytan 2' adını verdiği Rus nükleer füzesi 'Sarmat' tipi silahlar sonucu insanları bekleyebilecek büyük ölüm arasındaki fark da dikkate alınmalı.
Geçen gün ve haftalarda gerçekleştirilen tüm gizli siyasi ve manevi arabuluculuklara rağmen, ateşkesin sağlanması ve bu saçma savaşın sona erdirilmesi için müzakere sürecinin başladığına dair ufukta en ufak bir belirti veya işaret görünmüyor.
Hatta bilhassa son dönemdeki bazı gelişmelerin ışığında, tam tersi bir durum yaşanıyor.
Bu gelişmelerin başında Kırım'ın ve Kırım'ı Moskova'ya bağlayan meşhur köprüsünün neredeyse her gün hedef alınması geliyor olabilir.
Medvedev'in son dönemdeki tehditlerinin sebebi de bu saldırılar. Medvedev, Ukraynalıları bu saldırıları sürdürmeye teşvik edenin Batı olduğunu varsayıyor.
Peki, Ukrayna neden bu köprüye saldırmakta ısrar ediyor?
Kısacası, çünkü bu saldırılarda başarılı olursa Kırım bölgesi Rusya'nın geri kalanından izole edilecek, bu da yarımadanın ve Ukrayna'nın güneyindeki Rus birliklerinin tecrit edilmesine yol açacak ve onları riske atacak.
O zaman Rus Donanması ve Rus Hava Kuvvetleri'nin yarımadayı savunmaları ve oradan saldırmaları zor olacağından, Ukraynalılar yeterince uzun menzilli silah temin edebilecekler.
Coğrafya, tarihçilerin dediği gibi Tanrı'nın yeryüzündeki gölgesi gibi görünüyor. Kırım Yarımadası ve özellikle de Karadeniz'e nazır Sivastopol şehri Ruslar için büyük önem taşıyor.
Şehir, tarihsel olarak Rus askeri görkeminin şehri olarak biliniyor ve şu anda Rus Karadeniz Filosu'nun karargahı da burada.
Rusların dünya denizlerine ve okyanuslarına açılan tek çıkış noktası olan bu bölgenin kaybı, Rusya'nın abluka altına alınması anlamına gelecektir ki, Moskova'nın bunu kabul etmesi mümkün değil.
Bu kanlı çatışmanın gidişatında korkunç saatin sorumlularını, kıyametin tarihini erkene almaya iten başka yeni gelişmeler yaşandı mı?
ABD'nin Ukrayna'ya seyreltilmiş uranyum içeren zırh delici mühimmat tedarikiyle ilgili sızıntılar, çatışmanın yoğunluğunu tetikledi ve Rusları bu silahların depolarına ulaşmadan imha edileceğini deklare etmeye sevk etti.
Seyreltilmiş uranyumdan bahsedilmesi, Ukrayna'ya hem keskin hem de yakıcı, Rus tarafına ciddi zarar verebilecek Amerikan F-16 savaş uçakları tedarik etme fikri kadar tehlikeli ve çatışmayı körükleyici olabilir.
Buna bir de özellikle 1 ABD dolarının 100 Rus rublesi sınırına yaklaşmasından sonra, ekonomik yaptırımların bir sonucu olan Rusya'nın iç ekonomik ortamının karmaşıklığını ve bunun Rus vatandaşı üzerinde daha fazla baskı ve kriz anlamına geldiğini de eklersek, Putin'in başkanlığının meşruiyeti ve yasallığı gerçek anlamda tehlikeye girmiş demektir.
Zira Putin, içerideki büyüklüğünü ve ününü Rusların hayatlarını iyileştirme vaadi üzerine inşa etti ki, bu da kanın beyne sıçradığı ve gerginliğin yükseldiği bir anda acı verici kararların alınmasına yol açabilir.
"Kıyamet Saati" göstergesinin durumu değiştirebilecek, başından sonuna insanlık için korkunç olacak şekilde eğilimlerin evrilmesine yol açabilecek yeni Rus askeri hamleleriyle bir ilgisi var mı?
Rusya Federal Uzay Ajansı Roscosmos'un Başkanı Yuriy Borisov, geçen cuma ölümcül Rus füzesi Sarmat'ın savaş görevine alındığından bahsetti.
Şeytan 2 füzesinin göreve alınmasının anlamı, hem askerler hem de siviller tarafından iyi biliniyor.
O yeni nesil bir hava ölüm aracı ve farklı türlerde 10 nükleer savaş başlığını aynı anda taşıyabiliyor, süpersonik hızlarda hareket ederek savunma sistemlerini aşabilecek kapasiteye sahip bulunuyor.
Bazıları Kremlin'in nükleer tehditlerinin artık etkili olmadığından endişe duyduğunu ve ABD ile Avrupa'da Rus nükleer silahlarına ilişkin korkuyu yeniden canlandırmaya çalıştığını iddia ediyor.
Bu doğru olabilir, ancak Rusya'nın nükleer silah kullanmakla ilgili stratejisini aşmayan belirli sınırlar dahilinde.
Sınırlar ise yalnızca Rusya'nın ulusal güvenliğinin açıkça tehdit edilmesi durumunda aşılmış sayılacaktır.
Yaşananlar, önce 'sınırlı taktiksel nükleer saldırı' senaryosunun kapısını ardına kadar aralayabilir.
Bunun ardından askeri açıdan 'askeri dikkat dengesi' olarak bilinen, yani sınırlı nükleer saldırının akabinde gösterilen tepkilerin şekli ve bunun kesinlikle stratejik nükleer silah türlerinin etkinleştirilmesine yol açıp açmayacağı takip edilebilir.
Dünyanın yeni ölüm stratejilerine ihtiyacı var gibi görünmüyor, aksine korkunç saat çalmadan önce nükleer silahları ortadan kaldıracak anlaşmalara ihtiyacı var.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.