Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin gelecek hafta pazartesi günü eğer bir son dakika aksiliği çıkmazsa Soçi'de bir araya gelecek; gelişmeyi Reuters haber ajans duyurdu.
Görüşmede 17 Temmuz'da Ukrayna limanlarında mahsur kalan milyonlarca ton tahılın dünyaya ulaştırılmasını sağlayan Tahıl Koridoru Anlaşması'ndan çekilen Rusya'nın anlaşmaya yeniden dönüp dönmeyeceği de önemli başlıklardan biri.
Geçtiğimiz günlerde Rusya'nın yayın kuruluşu Sputnik'e konuşan ve tahıl anlaşması müzakere sürecine dahil olduğu öne sürülen bir kaynak, Putin-Erdoğan görüşmesinin büyük ölçüde tahıl anlaşmasının geleceğini belirleyeceğini söylemişti:
Bu müzakereler için çok yüksek umutlar var, birçok açıdan geleceğe dair netlik sağlayacaklar, ilgili tüm departmanlar bu yönde çalışıyor. Süreç Birleşmiş Milletler ile koordineli bir şekilde ilerliyor, onlar da bu müzakereleri takip edecekler. Çok fazla umudumuz var. Bunlar yapıcı bir şekilde gerçekleşecek ve inisiyatifimizin çalışmalarının yeniden başlaması için fırsatlar açılacak"
Taraflar bir süredir Erdoğan-Putin görüşmesinin ne zaman gerçekleşeceği yönünde istişareler yürütüyordu.
İkilinin görüşmesinin planlandığı gibi eylül ayı başında G20 zirvesinden önce gerçekleşecek.
Öncü görüşme: Fidan-Lavrov buluşması
Kritik buluşma öncesinde iki ülkenin dışişleri bakanları Rusya'nın başkenti Moskova'da bir araya geldi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Rus mevkidaşı Sergey Lavrov'un görüşmenin ardından düzenledikleri ortak basın toplantısında "güncel konular"ın ele alındığı ifade edildi.
Lavrov bununla birlikte Ankara ve Şam’ın diplomatik ilişkilerini yeniden tesis etmesi için atılabilecek adımların ve Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin normalleştirilmesinin de masaya yatırıldığını söyledi.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Rus tahılının ihracatında Batı’nın sözünde durmadığına işaret ederek "BM ile yapılan anlaşmadaki taleplerimiz karşılandığı zaman tahıl anlaşmasına dönebiliriz" diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Fidan ise Lavrov’la görüşmelerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin’in Soçi’deki görüşmesine hazırlık anlamına geldiğini belirtti.
Fidan, Rusya’nın kendi tahıl ve gübresinin kesintisiz ihracatına dair talepleri olduğunu ve bunların karşılanmasının öneminin teyit edildiğini belirterek BM’nin bu konuda yeni bir öneri paketi hazırladığını aktardı.
Ancak öncü toplantının ana gündemi Tahıl Koridoru Anlaşması’ydı.
Rus tahılı dünyaya Türkiye'den dağıtılır mı?
Toplantı öncesi Independent Türkçe'ye konuşan Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Kamer Kasım, görüşmenin hazırlıklarının iki bakan arasında zaten yapıldığını hatırlatıyor.
Soçi'de yapılacak olan zirvede en azından tahıl koridoruna ilişkin sürekli olmasa bile belli bir süre geçerli olacak bir anlaşmanın yapılmasını ihtimalinden söz ediyor:
Ukrayna başka bazı alternatif yollar üzerinde duruyor sevkiyat için. Bu da Rusya tarafından tepkiyle karşılanıyor. Rusya bir takım şartlar ileri sürüyor. Hem Rusya'nın beklentilerini karşılayacak ama aynı zamanda Ukrayna'nın da tahılını güvenli bir şekilde uluslararası pazarlara sevkine imkan tanıyacak bir düzenleme gerekiyor. Elbette Rusya'nın da bazı önerileri var. Örneğin 1 milyon ton kadar Türkiye'ye getirilip işlenip burada uluslararası pazarlara daha doğrusu daha çok ihtiyacı olan ülkelere gönderilmesi şeklinde düşünceler var. Soçi'de yapılacak olan görüşmede bir değil de belki bir iki senaryo üzerinde konuşulup bir orta yol bulunabilir, buna ilişkin bir düzenleme yapılabilir. Çünkü tahıl koridoru konusu sadece Rusya ve Ukrayna'yı ilgilendirmiyor. Şu anda tüm dünyayı ilgilendiren bir konu haline gelmiş durumda"
Rusya-Ukrayna Savaşı'nda iki ülkeyle konuşabilen az sayıdaki ülkeden biri olan Türkiye, Temmuz 2022’de Birleşmiş Milletler ile birlikte küresel gıda krizinin hafifletilmesine yardımcı olmak için Ukrayna’nın Karadeniz limanlarından tahıl sevkiyatına izin veren anlaşma için tarafları masaya oturtmuş, anlaşma ile ilgili protokoller Moskova ve Kiev tarafından ayrı ayrı imzalanmıştı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Moskova, Rusya'nın kendi tahıl ve gübre ihracatını kolaylaştıracak ek anlaşmanın uygulanmamasından şikayet ederek geçen ay anlaşmadan çekilmişti.
Moskova, anlaşmanın Rus tahıl ve gübre ihracatını kolaylaştırmayı amaçlayan bileşeninin yerine getirilmediğini öne sürüyor, özellikle Rus bankalarının SWIFT'e yeniden bağlanması ve Tolyatti-Odesa amonyak boru hattının açılması konusunda ısrarcı davranıyor.
Ulusalararası ilişkiler Profesörü Kasım, "Rusya'ya yönelik yaptırımlar konusunda Batı'nın yaptırımlarının gevşeyeceğini düşünmüyorum. Çünkü sonuçta Rusya-Ukrayna savaşı devam ediyor. Batı bu savaştan dolayı bu yaptırımları devreye soktu" diyor, hatta öncesini hatırlatıyor:
Bunun öncesi var aslında, biliyorsunuz. 2014'te Rusya Kırım'ı işgalini hak ettiğinde başlamıştı bu yaptırımlar. Tabii Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan sonra daha ağırlaştı. Batı'nın Rusya Ukrayna arasında savaş devam ettiği bir ortamda yaptırımları gevşetmesini beklemiyorum"
"Ankara-Moskova ilişkileri iki ucu keskin bir kılıç gibi"
Independent Türkçe'ye görüşme öncesi olasılıkları değerlendiren bir başka uzman isim ise Asya Çalışmaları Merkezi'nden (ASCMER) Prof. Dr. Osman Metin Öztürk.
Yukarıdaki ifadeler de ona ait.
Profesör Öztürk, özellikle Irak ve Suriye'de cereyan eden gelişmeler olduğunu, İran'ın bundan duyduğu rahatsızlığın altını çiziyor, Doğu Akdeniz'deki Türkiye-ABD ortak tatbikatının Ankara-Moskova arasında tansiyonu yükseltebileceğini söylüyor:
Daha yeni öğrendik, Amerika Birleşik Devletleri'nin Doğu Akdeniz'deki en büyük uçak gemisi ile bizim yeni deniz kuvvetleri envanterine katılan Anadolu gemimiz ortak bir tatbikat yapıyor. Amerika'nın Ortadoğu'daki görünürlüğünde ciddi bir gelişme var. Afrika kaynıyor. Bunların hepsi bir puzzle gibi görülmesi gereken, birbirleriyle bağlantılı gelişmeler gibi görüyorum. Bu tabloda Soçi'deki görüşmenin çok zor geçeceğine inanıyoruz. Bir de tabii Ankara-Moskova ilişkileri bana göre iki ucu keskin bir kılıç gibi, her an dengelerin değişebileceği bir görünüm arz ediyor. Yani ilişkiler yakın göründüğü kadar çok ciddi potansiyel riskleri içeren içeren bir mahiyetle arz ediyorum"
Profesör Öztürk bununla birlikte uluslararası ilişkilerde olmazsa olmaz diye bir şey olmadığını, ortadaki karışık bir anlaşmayla sonuçlanması ihtimalinin de kesinlikle dışlanamayacağını belirtiyor.
İki tarafın da pozisyonlarını netleştirmesi gerektiğinden dem vurup, kalın bir noktalı virgül ekleyerek:
Ancak artık Ankara-Moskova ilişkilerinin Putin ve Erdoğan bakımından sürdürülebilmesinin hem maliyeti yüksek hem de çok yorucu bir nitelik kazandığını düşünüyorum. O yüzden de biraz bazı şeyleri belirginleştirme, netleştirme çabasının, özellikle Rusya açısından Soçi'deki görüşmede bunun gündeme geleceğini düşünüyorum. Biliyorsunuz Türkiye hem Batı ile iş tutuyor hem Rusya'yla. Bazı noktalarda, örneğin Kırım konusunda çok açık ve net Kırım'ın Ukrayna'nın toprak bütünlüğü kapsamında gördüğünü, Rusya'nın Kırım'ı ilhakını kabul etmeyeceğini söylüyor. Bu, Rusya'nın kabul edebileceği bir şey değil"
ABD-Rusya gerilimi yeniden uzaya mı taşınıyor?
NASA, geçen ay Rusya'nın Luna 25 Ay misyonunun nedeni bilinmeyen teknik bir arıza nedeniyle Ay'ın yüzeyine çarpıştığını iddia eden görüntüleri yayınladı.
Perşembe günü ilk kez yayınlanan fotoğraflar, bir hafta önce NASA'nın Ay Keşif Uydusu (LRO) adlı robotik bir araç tarafından yakalanmıştı.
Rus uzay ajansı Roscosmos'a göre Rus aracı Ağustos'un sonlarında bir motor sorunu nedeniyle iniş yapamadı ve olayın ardından bir soruşturma başlattı.
Peki bu gelişmelerin Soçi'de gerçekleştirilecek Erdoğan-Putin zirvesiyle nasıl bir ilişkisi var?
Asya Çalışmaları Merkezi'nden (ASCMER) Prof. Dr. Osman Metin Öztürk'e göre her şey birbiriyle bağlantılı zira denklemin bir ucunda ABD bir ucunda Rosya var ve iki ülke arasındaki çekişme örtülü olarak bir kez daha uzaya taşınmış olabilir:
Amerika Birleşik Devletleri ile Rusya arasındaki rekabeti sadece Ukrayna'da görmüyoruz. ABD-Rusya arasındaki rekabeti, çatışmayı,biraz şüpheci bir bakış açısıyla, biraz da sezgisel olarak, biraz daha geniş bir perspektif ile daha çok geniş bir alana yayılmış olarak görüyorum. Yani düşünebiliyor musunuz? Hindistan'ın uzaya, Ay'a araç indirme girişimi başarılı oluyor. Rusya'nın desteğiyle bunu gerçekleştiriyor. Ama Rusya Ay'a araç indirirken yörüngesine tam oturtulmadığı için sert iniş yapılıyor, parçalanıyor. Ve Rusya bundan büyük bir irtifa kaybediyor. Bu mümkün mü? Yani çok uç bir bakış açısı olarak görenler olabilir ama Amerika'yla Rusya arasındaki çekişmenin perde gerisinde örtülü olarak uzaya taşmış olabileceği ihtimal diye bile aklıma geliyor. Bütün bunlar ışığında çok zor. Daha önceki Putin-Erdoğan görüşmelerinden çok farklı bir görüşme olma ihtimalinin yüksek olduğunu değerlendiriyorum. Zor olacaktır. Yani biraz Türkiye'nin tutumunda biraz daha netlik biraz daha yaklaşımını net olarak ortaya koymanın Türkiye'den bekleneceğini öngörüyoruz"
© The Independentturkish