Suriye'nin Haseke şehri susuzluktan mustarip

Türkiye, suyu kesmekle suçlanıyor. İnsan hakları örgütleri durumu BM'ye şikâyet etti

Haseke'deki çocuklar yüksek sıcaklıklar altında su tankerlerinin önünde kuyruklar oluşturuyor / Fotoğraf: Independent Arabia

Suriye'nin Haseke şehri Su Müdürlüğü, 3 Temmuz'da yaptığı açıklamayla şehrin ve kırsalının suyunun kesildiğini, Türkiye'nin, Resü'l Ayn şehrine yakın konumda bulunan Alok Su İstasyonu'nun suyunun akışını engelleyerek bölgeyi felaket bölgesine dönüştürdüğünü belirtti. 

Bu resmî açıklamanın arkasında, halkın yıl boyunca susuz kaldığı, sürekli kesilen Alok istasyonunun suyuna bağlı olduğu, özellikle Hamma kuyuları ve Haseke'ye yakın olan en-Nefaşa Köyü ve küçük istasyonunun suyunu kullandığı gerçeği yattığı belirtiliyor. 

Son haftalarda şehir sakinleri, su tankerlerinin gecikmeli gelmesiyle zor zamanlar yaşıyor.

Yaz mevsiminin başlaması ve fiyatların yükselmesiyle birlikte su temin etmek için beklemek zorunda kalıyorlar.

Bazı vatandaşlar, su tankerlerinin evlerine uzun sürelerde ulaşmasını beklediklerini doğruladı.


Kuyuların kuruma tehlikesi

Su tankerlerinin gecikmesinin nedeni, bu kuyuların su seviyelerinin düşmesi ve debisinin azalması.

Bu durum, yüzlerce su tankeriyle şehre su temin eden tankerlerin geç gelmesine yol açıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu konuda, Haseke Su Dairesi'nde çalışan Jeoloji Uzmanı Şeyhmus Derviş, halkın içme suyu olarak kullanılan bu kuyulara aşırı derecede bağımlı olmasından dolayı Hamma bölgesindeki kuyuların bir ay içinde kurumasının beklendiğini belirtti. 

Derviş, Haseke'nin günlük ihtiyaç duyulan su miktarının yaklaşık yarısını karşıladığını ve bu miktarın 80 bin metreküp olduğunu ifade etti.

Haseke'nin mahallelerinde, BM dahil, insani yardım kuruluşları yıllardır su tankerleri aracılığıyla halka su temin etmek için büyük su tankları kurdu.

Ancak son günlerde bu tanklar doldurulurken yaşanan yoğunluk ve uzun sıralar yaygın bir manzara haline geldi.

Su hızla tükeniyor ve bölgeyi etkileyen yoğun sıcak hava dalgası eşliğinde bu durum daha da kötüleşiyor.


Birleşmiş Milletler'e şikâyet

Bu arada, bazı insan hakları örgütleri ve Suriye sivil toplumu, ilgili BM özel Rraportörlerine şikâyette bulunarak, Suriye'nin kuzeydoğusundaki su krizine acil ve sürdürülebilir bir çözüm bulmak için gerekli önlemleri almalarını istedi.

Şikâyete imza atan kuruluşlar arasında Kuzeydoğu Suriye Örgütleri Koalisyonu, Suriyeliler Hakikat ve Adalet Derneği, Mağdurlar Derneği, Malva Kültür Sanat Derneği, Sivil Toplum Kuruluşları Platformu, Peel Örgütü ve İnsani ve Kalkınma İş Birliği Örgütü gibi kuruluşlar yer alıyor.

Bu kuruluşlar, Türkiye'den kaynaklanan ve Ankara yanlısı grupların kontrolünde olan nehirler de dahil olmak üzere kuzeydoğu Suriye'deki su durumuyla ilgili durumu aktardı.

Alok istasyonundan son su kesintisi 6 Haziran'da 36 kez gerçekleşti, özellikle Alok, Haseke ve çevresinde yaklaşık 800 bin kişi için içme suyu kaynağı olarak önem taşıyor.

Ayrıca Alok, Suriye'nin farklı vilayetlerinden ve bölgelerinden ülke içinde yerinden edilmiş on binlerce kişiye ev sahipliği yapan el-Hol, el-Arişe ve et-Tuveyne kamplarına su taşımacılığı için kamyonlarla kullanılan başlıca su kaynağıdır.

Şikâyet eden taraflar ayrıca Suriye'nin tarım, içme suyu, elektrik üretimi vb. alanlarda yüzde 72'den fazlasını kullandığı Fırat Nehri'nin durumuna dikkat çekerek Suriye'nin, Türk topraklarından kaynaklanan nehir suyundaki payının saniyede 500 metreküpten 200 metreküpe düştüğünü belirtti.

Ayrıca, Suriye içinde Fırat'ın ana kolu olan Habur Nehri'nin durumu da gündeme geldi. Türkiye ve ona bağlı gruplar, 2019'daki Barış Pınarı Harekâtından sonra Habur Nehri'nin kaynaklarını ve bu küçük nehrin bazı bölgelerini kontrol etmektedir ve gruplar su akışını engellemek için nehrin akış yollarına toprak setler inşa etmiştir.
 


Su sorunu için

Türkiye'nin Kuzeydoğu Suriye'deki su kesintilerinin insani ve yasal etkilerini gözden geçiren sivil toplum ve insan hakları kuruluşlarının BM'ye sunduğu şikâyette, Türkiye, Suriye, Irak arasında paylaşılan Fırat Nehri ve sınırları aşan tüm su kaynaklarıyla ilgili tarafsız ve bağımsız bir gözlem mekanizması oluşturulması önerildi.

Bu mekanizmanın görevi, imzalanan anlaşmalara ve uluslararası hukuk kurallarına uyumu gözlemlemek ve paydaşlar arasında adil ve sürdürülebilir bir çözüm sağlamak için diyalogu destekleniyor.

Suriyeli kuruluşlar ayrıca, iklim değişiklikleri ve bunların mevcut su kaynakları üzerindeki gelecekteki etkilerine odaklanarak, kuzeydoğu Suriye'deki su ihtiyaçları ve sanitasyon ağlarının tam bir değerlendirmesinin yapılmasını önerdi.

Şikâyette bulunanlar, Alok istasyonunun acil, sürdürülebilir bir şekilde yeniden faaliyete geçirilmesi, tüm su kaynaklarının siyasi çatışmalardan bağımsızlaştırılmasına izin verilmesi ve tüm halkın adil ve ayrımcılık yapmadan bu kaynaklara erişiminin sağlanması çağrısında bulundu.

Söz konusu kuruluşlar, mevcut su kaynaklarını koruma ve tükenmesini önleme önceliğine dikkat çekerek kirlenmiş su kaynaklarının temizlenmesi ve arıtılmasıyla altyapıların rehabilite edilmesi gerektiğini vurguladı.

Şikayetçiler, Suriye hükümeti ve öz yönetim otoriteleri de dahil olmak üzere tüm taraflara, kuzey ve doğu Suriye bölgelerinin ihtiyaçlarını karşılamak için sorumluluklarını yerine getirmeleri açısından baskı yapılması gerektiği konusunda ısrar etti.

Söz konusu sorumluluklar arasında su istasyonlarının sayısını arttırmak ve kolera gibi salgın hastalıkların tekrar yayılmasını önlemek yer alıyor.

 

 

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU