ABD-Çin arasındaki ticaret savaşının gerilimi Asya piyasalarına yansıdı.
Ticaret savaşında ABD ile Çin'den karşılıklı tarife adımları piyasaları gerdi.
Çin'in cuma günü 75 milyar dolar değerindeki ABD ürününe, gümrük vergisini yüzde 5 ya da yüzde 10 artıracağını açıklamasının ardından, ABD Başkanı Donald Trump da sosyal medya hesabı üzerinden "1 Ekim'den başlamak üzere Çin'den gelen ve şu anda yüzde 25 gümrük vergisi uygulanan 250 milyar dolarlık ürüne yüzde 30 oranında vergi uygulamaya başlayacağız. Ayrıca halihazırda yüzde 10 vergi uygulanan 300 milyar dolar değerindeki Çin ürünü de 1 Eylül itibariyle yüzde 15 oranında vergilendirilmeye başlanacak." paylaşımı yaptı.
Dün gece de Türk Lirası ABD Doları karşısında hızla değer kaybetti.
Dolar/TL kuru 6,39 seviyesini aştı, daha sonra 5,80’lerde dengelendi.
Peki, kurun yükselmesinin tek nedeni ABD-Çin gerilimi mi?
Dolar/TL kuru bundan sonra hangi yönde seyredecek?
Ekonomistler Platformu Başkanı Dr. Oğuz Demir, Independent Türkçe’nin sorularını yanıtladı.
Kur saniyeler içinde neden yükseldi? Gerilimin ardındaki etkenin ABD-Çin arasındaki ticaret savaşı olduğu söyleniyor. Dün gece ne oldu?
Dün gece olan olay bütün dünya borsaları kapalıyken oldu. Sadece Asya borsaları açılınca başladı. Aslında Çin ile ABD arasındaki gerginlik özellikle Asya’da Türk Lirası sahibi olan yatırımcı için panik yarattı. Aslında bu mekanik bir durum. Bundan 7 ay ve 10 ay önce de benzer bir durum yaşandı. Çeşitli kontrol noktalarına yatırımcı al-sat emri koyar. Kendisi uyuduğunda uyandığında bu işlemlerden zarar görmesin diye. Dediğim gibi Asya’daki paniğin Türk Lirasının düşmesine neden olması daha önce de yaşandı. Bizim piyasa açılınca hızlıca topladı. Değer kaybı dün bir ara yüzde 10’a kadar çıktı. 5.70’lerden 6.30’lara yaklaşık 60 kuruşluk bir değer kaybı oldu. Aslında bu finansta yazılımın devreye girmesi, insanların o noktalarda yatırımcıların o alanlara al-sat emirlerini koyması; 5.80 oldu mu sat diyor, 6.00 oldu mu sat diyor. Buralara geldi mi otomatik olarak hızla satmaya başlıyor.
Herkesin merak ettiği ise dolar yükselecek mi yoksa konumu koruyacak mı? Ne olacak?
Dünkü mesele bizde yeniden sıçramaları hatırlattığı için içeride yeniden yerlinin dolarizasyonunu arttırabilir. Ama üç kuruş birikimimizi götürüp panik halinde dolara yatırmaya başlayabiliriz. Bu panik doğru değil. Bu tip hareketler olduğunda zarar eder yatırımcı… Böyle bir sıçrama riski aslında yoktu. Dediğim gibi dün hem biraz teknik hem ABD-Çin tedirginliği ortalığı karıştırdı. Şunu unutmamak lazım. Evet, bu tip sıçramalar görmeyebiliriz. Ama Merkez Bankası üzerinde baskı devam ettikçe, dünyada Türkiye siyasi ve ekonomik olarak riskli görünmeye devam ettikçe doların yönünün yukarı olması ihtimali maalesef yüksek.
Bu sıçramanın Merkez Bankası’nın olası faiz indirimi kararına nasıl bir etkisi olur?
Belki çok yüksek bir faiz indirimi planlanırken bir miktar daha az faiz indirimini gündeme getirebilir. Ama bu indirim sürecini Türkiye maalesef iyi planlamadan yürütüyor gibi görünüyor.
Dolar/Yuan kuru da 7.18’e fırladı. Gelişen ülke paralarına ilave baskı olduğu söyleniyor. Bu ne kadar doğru?
Aslında mesele bu. Finans piyasasındaki yatırımcının kendini korumak için yaptığı algoritmaların devreye girmesi.
Bunun asıl tetiklendiği yer neresi, devam edecek mi?
Görünen o ki; ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşı devam ederse belki bizim dış ticaretimizle doğrudan bir etkisi olacak gibi görünmüyor. Ama bütün gelişmekte olan ülkeler finansal piyasalarında ciddi sıkıntı yaşayacaklar. Türkiye de bu ülkelerin içinde kendini en fazla negatif tarafta gösteren ülke. Dolayısıyla bu tip sıçramaları finansal piyasalarda daha sık yaşayacağımız bir dönemdeyiz denilebilir.
Türk Lirası en kırılgan para birimlerinden biri olarak daha fazla mı etkileniyor?
Elbette. Şunu da unutmamak lazım bu yaşananlar sadece küresel ticaret savaşlarıyla sınırlı değil. Bu savaşların yarattığı bir ekonomik durgunluk riski var. Bu durgunluk zaten hali hazırda kendi ekonomik durgunluğunu aşamamış Türkiye ekonomisini tehdit ediyor. Kısacası kendi kriziyle boğuşurken bir de dünyadaki durgunluk ile boğuşması söz konusu olabilir.
Faiz meselesi bu kırılganlığı besliyor mu?
Dünkü meseleyle ilgili değil. Ama genel olarak 425 baz puan faiz indirimi, öte yandan Merkez Bankası’nın geçtiğimiz hafta aldığı daha fazla kredi veren bankanın zorunlu karşılık oranının daha düşük olacağı açıklaması, hükümetin yine Merkez Bankası üzerinden hayata geçirmeye çalıştığı durgunluğu aşma yöntemleri finansal piyasalardaki kırgınlığın artmasına neden oluyor.
© The Independentturkish