Fransa'da olup bitenlerin bence ne toplumsal adaletsizlikle ne beyaz ırkçılarla ne Müslümanlar ve Kur'an-ı Kerim yakılmasıyla ne de İran liderliğiyle alay eden Charlie Hebdo dergisiyle alakası var.
Ne Rusya Devlet Başkanı Putin'in, Ukrayna'ya verdiği destekten ötürü Fransa'ya karşı intikam maksatlı bir komplosundan kaynaklanıyor ne de Başkan Biden'dan ve Amerikalılardan…
Ne göstericiler Arap veya Afrikalı göçmenlerle sınırlı ne de ileri sürülenler aklama ve intikam teorilerinden ibaret…
Sebep, merkezî otoritenin zayıflığı. Bu zayıflık sonucunda kitlesel isyan artıyor.
İnsanlar, sosyal medyada yayılıp genellikle korkutma kampanyaları ve yalanlarla dolarak kamusal alanlara taşınıyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Otoritenin zayıf oluşu; konusu, meselesi, rengi veya isteği ne olursa olsun yasayı intikam, yağma ya da kargaşa için çiğnemek isteyen herkesin aklını çeler.
Fransız yetkililer polisi tutukladı. 17 yaşındaki bir genci öldüren polise kasten adam öldürme suçlaması yöneltildi. Gösterileri ateşleyen kıvılcım buydu ve tutuklamaya rağmen gösteriler devam etti.
Muhaliflerin ve öfkelilerin sığınağının yasama ve yargı kanalları olması gerekir. Ancak bu kanallar zayıfladığında ya da işlemediğinde sosyopolitik sistem parçalanmaya ve belki çökmeye başlar.
Fransa'nın, mağduriyet iddiasında olanlara itiraz etme imkânı veren sistemi ve mekanizmaları var.
Üstelik Fransızlar taleplerini mahkeme dışında, seçimlerde de iletip destekleyebilirler. Yasal göçmenler de diğer Fransalılar gibi grev ve barışçıl gösteri hakkına sahip.
Halbuki kargaşa, şiddet ve misilleme şeklinde tezahür eden 'sokak adaleti', bir şiddet ve karşı şiddet döngüsü oluşturan bir suç eylemidir.
Fransa, protestolardaki artış ve süreklilik yüzünden yıllardır ekonomik ve toplumsal açıdan sıkıntı yaşıyor. Protestocuların hepsi göçmen veya Müslüman vatandaş da değil.
Daha önce çevreci grupların, şarap üreticilerinin, Kovid-19 yasalarına karşı çıkan komplo teorisyenlerinin, ırkçıların, göçmen karşıtlarının, profesyonellerin ve yaşam koşullarına itirazı olan öfkelilerin başını çektiği kargaşa turları yaşanmıştı.
Bunlar, Fransa'nın merkezî otoritesine defalarca şiddetle meydan okudular ve bu otorite, siyasi açıdan zayıf, güvenlik açısından aciz göründü. Muhtemelen daha fazlasına şahit olacağız.
Teorik olarak Fransa'nın sivil sistemi, geniş ve esnek. Farklı taleplere ve eğilimlere sahip protestocuları barındırabilir.
Paralel yasal ve siyasi yollara sahip ve toplumsal değişimleri özümsemesi ve boğulmuş havayı rahatlatması varsayılıyor.
Ancak devlet kurumlarına saygının azalmasıyla birlikte sokaklarda barışçıl yollarla itiraz düşüncesi, bazı protestocuları tatmin etmez oldu.
Bugün yetkililer geç de olsa harekete geçti ve ekonomik, ideolojik, dinî veya siyasi gerekçeleri ne olursa olsun şiddetin bir seçenek olmadığı veya mazur görülmeyeceği konusunda uyarıda bulundu.
Toplumun bir kesimi otoriteye her meydan okuduğunda otorite, zayıf görünüyor. Ama güvenliği sağlamak için yeteneklerini kullanmadığından değil, yasa kurumlarını destekleyip güçlendirmek ve uygulamak için yasama meclisleri olmadığından.
Birleşik Krallık'ta Kral Charles'ın taç giyme töreninden önce hükümet, muhaliflerin niyetlerine karşı önlem aldı ve parlamentoya başvurdu.
Parlamento da bazıları, sokaklarda trafiği aksatmak için oturma eylemi yapanlara hapis cezası gibi daha önce görülmemiş olan, gösterileri ve şiddeti sınırlayan acil yasalar çıkardı.
Böylece tören, geleneklere saygı çerçevesinde yapıldı ve ülkenin genelinde tam bir sakinlik hâkim oldu.
Güvenlik alanındaki başarısızlığın sebebi, aynı zamanda kültürel başarısızlıktır.
Fransa ve yabancı göçünden mustarip çoğu Avrupa ülkesi, toplumla bütünleşmeleri, aynı değerlere inanan vatandaşlar haline gelmeleri ve kendisine oturma ve çalışma izni veren ülke yasalarına riayet etmeleri için göçmenlerle çocuklarını topluma kazandırmaya yönelik bir kültürel projeyle ilgilenmedi ve tesis etmedi.
Kültürel rehabilitasyon, giderek farklılaşan ve çatışan, gelecek nesillere düşmanlık aktaran grupların bir arada yaşamalarını sağlamak için gereklidir.
Hükümetin şiddetle yüzleşme konusundaki isteksizliği, protestoları sahada neredeyse bir iç savaşa dönüştürdü.
Hükümet, insanların öfkelerini dile getirip evlerine döneceklerini umuyordu. Ancak daha önceki örneklerde yetkililer, protestocu güçlerin kargaşasıyla zayıfladığı için bu kuvvetler bu kez sınırları genişletti ve liderleri şiddet ve yaygın yağma konusunda daha cüretkâr hale geldi.
6 Ocak 2021 olayları yaşanırken kayıtsız kalan ABD, Kongre'ye saldıranların peşine düşüp onları yargılamaya karar verdi ve failler için ağır cezalara hükmetti.
Hükümetin deyimiyle bu fitnede bir polis ve dört gösterici öldürüldü. Temsilciler Meclisi Başkanı'nın koltuğuna oturup ayaklarını masaya koymuş vaziyetteki fotoğrafı yayılan gösterici, sekiz suçtan hüküm giydi.
Dünün Fransa'sı, çatışan sol ve sağ grupları arasında, genellikle barışçıl gösterilerle uğraşıyordu.
Bugünün Fransa'sı ise merkezî otoritenin zayıf olduğu bir durumda, çarpışmaları her defasında patlama uyarısı veren farklı kitleler ve farklı arka planlar ile dolu bir gemi.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.