Mısır ve Libya sınırlarında, kaçakçılık, insan kaçakçılığı ve yasa dışı göç komisyoncuları ve çetelerinin, kurbanlarını yakalamak için tuzaklar kurarak onları gizli bir dünyaya yönlendirdiğine dair dikenli bir dosya var.
Kaçakçılık çeteleri, kurbanlarını Avrupa'nın güneyinin bulunduğu Akdeniz'in karşı kıyısına transit vize hayali kuran gençler arasından seçiyor.
Son zamanlarda yasadışı olarak bulunan binlerce Mısırlının Libya'dan toplu olarak sınır dışı edilmesi de bu durumdan uzak değil.
Ancak binlerce Mısırlı açısından şok edici görünen ve geniş tepkilere yol açan şey, Libya'nın doğusundaki güçlerin yasadışı göçmen akışını önlemek için kaçakçılara karşı düzenlediği baskınların ardından, kaçakçıların kara sınırından yaya olarak dönüş sahnesiydi.
Öyle ki sınır dışı edilenlerin, Mısır sınırına doğru evlerine dönüş yolculuğu çerçevesinde, yaya olarak kuyruklar oluşturduğu ve birçok kişinin 'şok edici' olarak tanımladığı ana ilişkin videolar yayımlandı.
Bu durum, aktivistler ve sosyal medya platformlarının kullanıcılarının öfkelerini artırdı.
Bu, Mısırlıların talihsiz olarak nitelendirdiği, ancak yasadışı göçün ardındaki ana nedenler hakkında hararetli sorulara neden olan bir olay.
Ayrıca "bu kararın alınmasından önce Mısır ve Libya makamları arasında güvenlik koordinasyonu olup olmadığına" ve "güvenlik çatışmalarının tek başına kaçakçılık komisyoncularını, yasadışı göçmen çetelerini ve insan kaçakçılığını caydırmak için yeterli olup olmadığına" ilişkin çeşitli sorular da gündemde.
Ayrıca "Binlerce kişi zaten siyasi olarak değişken bir ülkeye seyahat etmek için neden hayatlarını riske atsın?" ve "Libya Avrupa'nın ana kapısı haline mi geldi?" soruları da sorulmaya başlandı.
Bilinmeyene yolculuk
Kahire'nin kuzeyinde Dekahliye vilayetinde bulunan Talbane köyünde Mısır vatandaşı C.M., kaçakçılık çeteleri ve yasadışı göçmen komisyoncuları ile neredeyse hayatına mal olan bir trajedi yaşadı.
Titrek bir sesle konuşan C.M., "Hayatımın en zor deneyimini yaşadım. Ölüm beni her yönden kuşattı ama Allah'ın takdiri beni kurtardı. Kader bana yeni bir yaşam şansı verdi" dedi.
Independent Arabia'ya yaptığı açıklamada anılarını anlatan C.M., "Yolculuğun başlangıcı, köydeki bir komisyoncu ile Libya üzerinden İtalya'ya 2 bin 500 dolar karşılığında seyahat etmek için yapılan bir anlaşmaydı. Daha iyi yaşam koşulları aramak ve yoksulluktan kaçmak için yurt dışına göç etme hayalimi gerçekleştirme umuduyla ailemden kalan çiftlik hayvanlarını satmak zorunda kaldım" şeklinde konuştu.
C.M., "Bavulumu topladım. Gecenin karanlığında yola çıktım. Diğerleriyle birlikte bir mikrobüse bindim ve Libya sınırındaki kontrol noktalarından birine ulaşmak için yolda 10 saat geçirdim. Komisyoncu, göçmenlerin denetimsiz geçmesi için kontrol noktasındaki görevlilere para ödedi. Ardından yolculuğu tamamlamadan önce iki gün gecelemek üzere bir otele varana kadar yürümeye devam ettik" dedi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Mısırlı vatandaşa göre yolculuğun en zor noktası, Libya'nın Zuvare şehrine varış oldu.
C.M., "Varış noktası, küçük bir mesafede birkaç depoyu içeren büyük bir alandı ve bin metrekareyi aşmayan bir duvarla çevriliydi. O sırada komisyoncu, çıkışımızı ve güzergahımızı güvence altına alana kadar oradan ayrılmamamızı emretti. Böylece gözden kaybolup bizi Tunus sınırı, oradan da İtalya'ya ulaşmak için donanımlı bir tekneye götürecek küçük araçların gelişini bekleyecektik. Araçlar gelir gelmez komisyoncular, verilerimizi veya kişisel kimliğimizi gösteren her şeyi kaldırmamızı istediler. Farklı milletlerden yaklaşık 108 kişiyi Tunus sınırına yönelik yolculukta büyük boy bir tekneye bindirdiler. Biz de burada kaldık. Tam 5 gün boyunca su, yiyecek ve içecek eksikliğinden ve komisyoncuların kötü muamelesinden mustarip olduk" şeklinde konuştu.
Günler, onun için ağırdı. Ancak bu ağırlığı biraz olsun hafifleten şey, yolculuk boyunca düşlediği seyahat hayaliydi.
Yaptığı açıklamada "Denizde birçok tehlikeyle karşı karşıya kaldık. Bunlardan en şiddetlisi, bizi kurtaran ilahi takdir olmasaydı, tekneyi batıracak olan ve kıyıya her yaklaştığımızda bizi geri gönderen dalgalardı. Bilinmeyen kaderimizle yüzleşmek için komisyonculardan ayrıldıktan sonra hayatta kalmamıza yardımcı olan birkaç şey dışında, bizi rahatsız eden en zor şey de su ve yiyeceklerimizin bitmesiydi" ifadelerini kullandı.
Göçmenlere şişe su veren ve bizi kurtarmaya gelen İtalyan sınır muhafızlarına sinyal gönderen radar sinyalleri ile donatılmış küçük bir balıkçı teknesinin yaklaşmasıyla bu acıların ortasında bir umut ışığı doğdu.
Bu çerçevede C.M., "Tekne, 8 saat boyunca Lampedusa'ya çekildi. Bizi iyi karşıladılar ve her türlü yiyecek ve içeceği sağladılar. Oradan Fiuggi şehrine geçtik. Daha sonra İtalyan makamları bizi sorgulamaya başladı. Sınır dışı edilme korkusuyla kimliklerimizi ve milliyetlerimizi açıklamamamıza rağmen, isimlerimizi inceledikten sonra bizi tekrar evlerimize gönderdiler" dedi.
'Çitsiz' sınırlar
Mısırlı göç çalışmaları uzmanı ve Ulusal İnsan Hakları Konseyi üyesi Eymen Zuhri, Muammer Kaddafi rejiminin devrilmesi ve devletin çökmesinden sonra Libya'nın göçmenler için geçiş kapısı haline geldiğini söyledi.
Zuhri, Libya'nın açılan sınırlardaki hakimiyetini sıkılaştıramadığını ve göçmenlerin buralardan Avrupa'ya geçmesinin kolaylaştığını belirtti.
Mısır'ın Libya ile 1150 kilometrelik bir çöl sınırına bağlı olduğunu ve büyük bir kısmının çitsiz olduğunu belirten Zuhri, güneyde bin kilometre uzunluğundaki Sudan sınırıyla da bağlantılı oluğunu ve aynı zamanda burada çit bulunmadığını dile getirirken, Sudan'ın olaylarla ve siyasi huzursuzlukla meşgul olması nedeniyle göçmenlerin çoğunun, Libya çöl sınırından geçmeyi tercih ettiğine dikkati çekti.
Eymen Zuhri'ye göre bu durum, kara sınırlarının ıssızlaştığı gerçeğine ek olarak, sınırlarının kontrolünü zorlaştırıyor.
Zuhri ayrıca, kuzey sınırlarını kontrol altına alan Mısır'ın, göçmenler için Libya veya Sudan kapılarından tek çıkış noktası haline geldiğini kaydetti.
Zuhri'ye göre Libya'da iki milyondan fazla Mısırlı işçi var. Ancak son zamanlarda Libya'nın tanık olduğu siyasi çalkantı nedeniyle bu sayı görece azaldı.
Libya ve Ürdün, ucuz, yarı vasıflı Mısırlı işgücü için varış noktaları olarak sayılıyordu.
Eymen Zuhri ayrıca, Avrupa'da düzensiz göç operasyonlarından en çok etkilenen ülke olan İtalya'nın son dönemde yasadışı göçmen akışını engellemek için Libya'ya ciddi baskı uyguladığını ve bu çetrefilli konu nedeniyle Fransa ve İtalya arasında göçmen dosyasında yük paylaşımı konusunda net bir anlaşmazlık yaşandığını açıkladı.
Roma, Paris'in söz konusu meseleyle ilgili olarak kendisiyle gerektiği gibi işbirliği yapmadığına inanıyor.
Avrupa Birliği Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansı (Frontex), geçen yıl 330 bin yasadışı göçmenin tüm göçmenlik yollarından Avrupa Birliği'ne (AB) girmeye çalıştığını kaydetti. Frontex'e göre bu, 2016'dan bu yana en yüksek sayı.
Ajans, bu yılın başından bu yana Kuzey Afrika'dan İtalya'ya göç yollarıyla Avrupa kıyılarına ulaşmaya çalışan insan sayısının 42 binin üzerine çıktığını doğruladı.
Bu, ocak ve nisan ayları arasında 2022'nin aynı dört ayına göre yüzde 292'lik bir artış anlamına geliyor.
Geçen nisan ayında Uluslararası Göç Örgütü, 2023'ün ilk çeyreğinde Orta Akdeniz'de 441 göçmenin öldüğünü ve bu durumun 2017'den bu yana benzer dönemlere kıyasla en ölümcül sayı olduğunu açıkladı.
Uluslararası Göç Örgütü Genel Direktörü Antonio Vitorino, "Akdeniz'de devam eden insani kriz, 2014'ten bu yana bu rotada kaydedilen 20 binden fazla ölümle kabul edilemez bir durumda" dedi.
Kaçakçılık komisyoncuları
Kahire'nin kuzeyindeki Şarkiye ilinin Manyat el-Kamh ilçesine bağlı Beni Hilal köyünden Ahmed Muhammed el-Bahr, kaçakçılık ve yasadışı göçmen komisyoncularının kurbanı oldu ve bir Libya hapishanesinde tutuldu.
Orta öğretim eğitim yeterliliğine (sanayi diploması) sahip olan Mısırlı genç, İtalya'ya göç edip daha iyi bir yaşam arayışının, acısını tadacağı bir cehenneme dönüşeceğini düşünmemişti.
Mısır'da bir kamu şirketinde memur olarak çalışan babası Muhammed el-Bahr, o trajedinin detaylarını anlattı.
Baba Bahr, "Oğlumun bir Libya hapishanesinde tutulduğunu duyduktan sonra nerede olduğunu öğrenmek için bütün kapıları çaldım. Ama onu bulamadım. Ben de oğlumun başına gelenlerden dolayı komisyoncuya dava açtım ama henüz oğlumun hakkını alamadım" dedi.
Ahmed, bir Mısır bankasından ve yakın arkadaşlarından 50 bin Mısır lirası (1.600 dolar) borç alarak yolculuk için köydeki bir komisyoncuya bunu teslim ettikten sonra köyünden 18 kişiyle seyahat etti.
Kalan miktarı İtalya'ya vardığında ödemek üzere, peşinat olarak 20 bin lira (646 dolar) ödedi.
O ve arkadaşları, bir tekneyle Libya sınırına doğru yola çıktılar ve oraya varır varmaz gözaltına alındılar.
Baba Bahr ise oğlunun yaşadığı trajediye, onu daha iyi yaşam koşulları için İtalya'ya gitmesi için kandıran kaçakçılık komisyoncuları ve yasadışı göçmen çetelerinin neden olduğunu söyledi.
Uluslararası Göç Örgütü Genel Direktörü Antonio Vitorino, geçen Mart ayında yaptığı basın açıklamasında, "Libya'daki resmi gözaltı merkezlerinde yaklaşık 5 bin göçmen var. Ancak bu sayı tutukluların yalnızca bir kısmını temsil ediyor" dedi.
2022 tarihli 22 sayılı Mısır kanunu, 2016 tarihli 82 sayılı kanunla çıkarılan Yasadışı Göç ve Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele Kanunu'nun bazı hükümlerinin değiştirilmesini gerekli kıldı.
Kanun, "Göçmen kaçakçılığı yapan veya buna teşebbüs eden veya bunda aracılık eden herkese, geçici hapis ve 200 bin Mısır lirasından (6 bin 472 dolar) az ve 500 bin Mısır lirasından (16 bin dolar) fazla olmamak üzere para cezası veya aldığı paranın değeri kadar para cezası verilir" ifadelerini içeriyor.
Güvenli olmayan sınırlar
Karmaşık yasa dışı göçmenlik oyununun iplikleri arasında uluslararası ilişkilerde uzmanlaşmış eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Rakha Ahmed Hasan, "Libya son iki yıldır istikrara ve görece sükunete tanık olmasına rağmen merkezi bir hükümetin olmaması, sınırların giriş ve çıkışları üzerindeki kontrolünü kaybetmesine neden oldu. Bu durum, sınırlarını kaçak göçmenler için bir geçiş istasyonu haline getirmiş, üzerinden komisyoncular ve insan kaçakçılığı çeteleri tarafından yürütülen her türlü kaçakçılık istasyonları çoğalmıştır" dedi.
Rakha, gençlerin yurtdışına seyahat etme ve göç etme arzusunu 'daha iyi yaşam fırsatları arayışı ve yoksulluktan ve zor ekonomik koşullardan kaçış' başta olmak üzere birkaç nedene bağlarken, "Bu durum, onların çabalarına ulaşacakları göç yollarını aramalarına neden oluyor" şeklinde konuştu.
Kahire'deki Ulusal Sosyal ve Kriminolojik Araştırma Merkezi tarafından yasadışı yollarla göç etmek isteyen Mısırlı gençler arasında yürütülen bir araştırma, en fazla yasadışı göçmen barındıran 11 il olduğu sonucuna vardı.
Araştırmaya göre bu iller; Şarkiye, Dekahliye, Kalyubiye, el-Minufiye, Garbiye, Buhayre, Kafrü'ş-Şeyh, Feyyum, Asyut, Luksor ve el-Minye.
Devlet Bilgi Servisi (Mısır devlet kurumu) tarafından Mart 2022'de yayınlanan 'Mısır ve yasadışı göç dosyası' başlıklı başka bir rapor, yasadışı göçü yönlendiren faktörleri sıraladı.
Rapora göre bu faktörler, 'sosyal ve aile bağlarının zayıflığı veya yokluğuyla temsil edilen sosyal faktörlere ek olarak' işsizlik, düşük ücretler ve göçmenlerin menşe ülkelerindeki düşük ekonomik ve yaşam standartları ile temsil ediliyor.
Rapora göre ayrıca, göçmenleri cezbeden unsurlar ise göç etmek istedikleri ülkedeki işçi ücretlerinin yüksek olması, oradaki yaşam standardının yüksek olması ve göçmenin ülkesine göre sosyal ve sağlık hizmetlerinin daha iyi olması.
Eski Dışişleri Bakan Yardımcısı, Mısır'ın planının uygulanmaya başladığı 2016'dan bu yana yasadışı göçmen komisyoncularını caydırmayı başardığını açıkladı.
Yetkiliye göre Mısır'ın, balıkçı teknelerinin yasadışı göç yollarından biri olarak kullandıkları Mersa Matruh ve Kafrü'ş-Şeyh bölgeleri gibi alanları kontrol etmek için kıyılardaki hakimiyetin sıkılaştırılması sonrasında bu olgunun tamamen 'ortadan kalktığını' belirtti.
Ekim 2021'de Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Vişegrad Zirvesi konferansında yaptığı konuşmada, "Ülkemizden hiçbir yasadışı göçmen teknesi ayrılmadı. Ancak tüm göç, sorun yaşayan ve Mısır'ın 6 milyon Afrikalıyı kucakladığı Afrika ülkelerinden geliyor" diyerek, resmi rakamlara göre sayının şu anda 9 milyona yükseldiğine dikkati çekti.
2019 yılında Sisi, yasadışı göçün tehlikeleri konusunda farkındalık yaratmak için 'kurtuluş tekneleri' girişimini başlattı. Mısır Göç Bakanlığı, yasadışı göç olgusunun yaygın olduğu illerdeki (Feyyum, Buhayre, Garbiye, el-Minufiye, Kalyubiye, Dekahliye, Şarkiye, Kafrü'ş-Şeyh, Beni Suef, el-Minye, Asyut, Luksor, Kina ve Sevhac) gençlere eğitim, iş fırsatları ve girişimcilik açısından olumlu alternatifler sunarken, güvenli göç yöntemlerini tanımlamayı da içeren girişimi uygulamak için entegre bir strateji geliştirdi.
Neden Libya?
Libya işleri uzmanı Hüseyin Miftah, kaçakçılık yolları ve rotaları ile ilgili olarak, Kuzey Afrika ve güney Avrupa bölgelerinin yasadışı göç dalgalarından en çok etkilenen yerler arasında olduğunu söyledi.
Bu durumda birkaç ana belirleyicinin dikkate alınması gerektiğine dikkati çeken Miftah, "Afrika Sahel ülkeleri ve Mısır, Tunus, Cezayir, Fas ve Moritanya gibi bazı Kuzey Afrika ülkeleri örneğinde temsil edilen menşe ülkeler ve Avrupa'yı açık kıyılarla buluşturdukları için Libya, Tunus, Cezayir ve Fas'ta temsil edilen koridor ülkeler vardır. Göçmenler burayı istismar edip sahil güvenliği atlatmaya çalışıyor. Fransa, İtalya, Yunanistan, Portekiz, İspanya gibi AB ülkeleri olan hedef ülkeler var ve en çok İtalya etkileniyor" dedi.
Miftah, Libya'nın istikrarlı bir ülke olduğu dönemde kaçakçılığın ve yasa dışı göçün azaldığını söylerken, 2011'de devletin çökmesi ve birleşik bir otoritenin ve sınırları kontrol edebilecek güvenlik güçlerinin bulunmamasının ardından, ülkesinin kaçakçılık faaliyetlerinin ve insan kaçakçılığı mafyasının aktif olduğu en önemli koridor ülke haline geldiğini vurguladı.
Hüseyin Miftah, bu durumun ana ikileminin, birden fazla Afrika ülkesiyle açık güney sınırlarının olması olduğunu söylerken, bunun da geçişi kolaylaştırdığını ve göçmenlerin genellikle Nijer ve Çad'da toplandığını dile getirdi.
Libya'yı etkisi altına alan, Afrika'da derinleşen ve yaklaşık 2 bin km ile Akdeniz'in güneyinde Avrupa'ya bakan en uzun kumsala sahip olması nedeniyle Avrupa sahillerine kadar yaklaşan iç krizlerin, yasadışı göç faaliyetlerinin artması için uygun bir ortam hazırladığını belirtti.
Miftah'a göre kaçakçılık çeteleri, sınırlarını alabildiğine kontrol etmeye çalışan güvenlik güçlerinden uzakta, Libya'nın güneyindeki kaynak ülkelerden gelen göçmenleri özel taşıma mekanizmaları aracılığıyla kabul etmeye başlayan ayrıntılı planlara başvuruyor.
Bu göçmenler, Trablus'un batısına, İtalya'ya en yakın nokta olan Tunus sınırına naklediliyor ve ardından 'göçmenlerle dolu oldukları için ölüm botları' olarak bilinen gemilerle kaçırılıyor, daha sonra ise Akdeniz'i geçmek üzere yola çıkıyor.
Güvenlikle başa çıkma mekanizmaları
Mısır-Libya sınırlarında kaçakçılık çeteleri ve komisyoncularıyla mücadele mekanizmalarıyla ilgili olarak ise Mısır Temsilciler Meclisi Savunma ve Ulusal Güvenlik Komitesi üyesi Tümgeneral Yehya el-Kendevani, Libya'daki istikrarsızlık durumunun, tüccarlara ve yasa dışı göç ve insan kaçakçılığı komisyoncularına bundan yararlanma fırsatı verdiğini belirtti.
Kendevani ayrıca, yasadışı göç olgusundan mustarip olan Avrupa ülkelerini, "olayın şiddetlenmesini önlemek için izleme cihazları ve çeşitli lojistik araçlarla destek sağlayarak, transit ülkelerle işbirliği yapmaya" çağırdı.
Birleşmiş Milletler İnsan Ticaretiyle Mücadele Danışmanı Nihal Fehmi, bu konuyla ilgili olarak, "bu çeteleri caydırmak için sınırlar boyunca kontrol noktalarının güçlendirilmeye devam edilmesi, komisyoncuların, kaçakçılık çetelerinin ve insan kaçakçılığının önlenmesi için gerekli lojistik araç ve gereçlerle sigorta unsurlarının desteklenmesi ve bu çetelerin sızmasına ve suç planlarının uygulanmasına yönelik boşlukların kapatılması için sınırların periyodik olarak izlenmesi" gerektiğini vurguladı.
Independent Arabia