Mısır ile İsrail arasındaki sınır olayı geçici mi, yoksa planlı mı?

Bir Mısır askeri, İsrail unsurlarını hedef aldı. Gelecek dönemde Mısır-Ürdün sınırında benzer operasyonların yaşanması bekleniyor

İsrail'in ilgisi, Mısır ve Ürdün ile olan güvenli ve istikrarlı sınırları hesaba katarak kuzey ve Gazze Şeridi arasındaki sınırlara yöneldi / Fotoğraf: AFP

Mısır-İsrail sınırında 4 Haziran'da  yaşananlara ilişkin, "izin verme, üzerini örtme ve yayımlama" konusunda Mısır ve İsrail açıklamaları ve bu açıklamalara dair İsrail medyasının yaptığı açıklamalardan hareketle, neler olduğunu anlatabilecek birkaç önemli gerçek ve gelişme var.

4 Haziran'da meydana gelen sınır olayı, İslami Cihad ve Hamas hareketlerinden iki heyetin Kahire'de kabulüyle eş zamanlı olarak gerçekleşti.

İsrail medyası, yaşananları genel meseleler ve gelişmeler olarak nitelendirirken, ziyaretin sınırlarda yaşananlarla bağlantısı olmayabileceğini açıkladı. 


İlk açıklamalar

Bu tür acil durumlarda mesele, iki ülke arasındaki barış antlaşmasından bu yana uzlaşı sağlanan Daimî İrtibat Komitesi uyarınca derhal Mısır ve İsrail tarafları arasındaki Doğrudan İrtibat Komitesi'ne taşındı.

İlgili komite, olup bitenleri araştırma, inceleme ve analiz etme, olayı çevreleyen tüm koşulları ve tüm senaryoları nasıl ele alacağını inceleme özgürlüğüne sahip.

Yaşananlarla başa çıkmak için bilinen mekanizmalar var. Barış antlaşması, imzalanmasından bu yana uygulanma aşamalarında her iki tarafın da istekli olduğu ilkeler belirlediği için komitenin tavsiyeleri, iki ülke arasındaki ilişkilerin istikrarı için kontrolleri ve standartları dikkate alan güvenlik ve siyasi bağlamlarda gerçekleşir.

Bu durum, İsrail'in olanlara verdiği 'resmi' tepkilerde ve iki ülke arasındaki barışın istikrarının teyidinde açıkça görülüyor. 

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun açıklamaları da bunu doğruluyor. Ayrıca Genelkurmay başkanları ve Milli Savunma Bakanı da bu yönde açıklamalarda bulundu.

Öte yandan bazı eski askeri liderler, hükümeti ortak sınırları yönetmekte başarısız olmakla ve eğitimsiz bir grup için geniş sınır noktaları bırakmakla suçlayarak büyük eleştiriler almıştı.

İsrail'in bu eleştirileri, sınırın ihlal edildiğini gören bazı eski askerler açısından olağan şeyler. İsrail sınırları boyunca alınan önlemler çerçevesinde ise bu durum normal değil.

Ancak ilerleyen dönemde Mısır-Ürdün sınırının da benzer duruma bir sahne olabileceği beklentisiyle öyle görünüyor ki tüm ilgi, Mısır ve Ürdün ile olan güvenli ve istikrarlı sınırları hesaba katarak kuzey ve Gazze Şeridi arasındaki sınırlara yöneldi.

Özellikle olay İsrail büyük manevralar gerçekleştirirken ve 'ölümcül yumruk' olarak anılan iki haftalık bir süre içerisinde gerçekleştiği için yaşanan durum, İsrail açısından üzücü. 

Olayın 'ölümcül yumruk' ile aynı zamana denk gelmesi, İsrail'in maruz kaldığı tehlikeli güvenlik açıklarını ortaya koyuyor.

Bu da ilgili tarafları, mutlak güvenlikten ve benzeri görülmemiş önlemlerden bahseden mevcut güvenlik önlemlerini yeniden gözden geçirmeye itiyor. 

Mısır ile sınırda yaşanan olay, güney bölge komutanlığı ve 80. Tümen'e bağlı güvenlik ve askeri takviye çağrısı çerçevesinde şüphesiz İsrail'in ortaya koyduğu tek taraflı tedbirlerle ilerleme ihtiyacına dikkat çekecektir.

İsrail'in, sınır bölgelerini yönetmesi için Golani Tugayı olarak bilinen elit tugayı sevk etmesi muhtemel.

Aynı şekilde Tel Aviv, ortak sınırların derinliklerinde, özellikle kuzey ve güney yönlerinde de çalışmak üzere özel operasyon birimlerinin dağıtılması ve kurulmasına ilişkin olarak alınan bir dizi önlemi de yeniden gözden geçirecek.


İsrail ilişkileri

İsrail'in olaya tepkisi, Başbakan Netanyahu'nun özellikle de 'Şin Bet' ve 'Aman' istihbarat birimleri olmak üzere oluşum liderleri ve teşkilatlarının başkanlarının yanı sıra İsrail Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı ve Operasyon Komutanlığı ile bir dizi toplantı yapması şeklinde geldi. 

Toplantılar dizisi, olup bitenlerin öncelikle olayın doğasıyla değil, daha çok tekrarlanma korkusuyla ilgili olduğunu gösteriyor.

Bu da Mısır'la olan sınırların on yıllık istikrarın ardından ardına kadar açılmış olmasıyla ilgili olmadığı ve İsrail'in önlemlerinin başarısız olduğu anlamına geliyor. 

Barış anlaşmasının imzalanmasından bu yana Mısır-İsrail sınırında, ünlü Süleyman Hater olayı dışında herhangi bir çatışma veya herhangi bir müdahale yaşanmadı.

Bu durum, iki ülkenin yetkilileri tarafından defalarca dile getirildi. Ancak İsrail'de yaşananlar çerçevesinde şunlar sorulabilir;

Yaşananlar planlanmış mıydı? Mesele, soğukkanlılıkla ve ortak etkileşim kanallarıyla ele alınabilecek geçici bir olayın ötesinde mi, yoksa başka mesajlar mı taşıyor?

Özellikle de olayın meydana geldiği bölgenin bir 'ateş bölgesi' olması ve 'İsrail askerlerinin öldürülmesinden bağımsız olarak tehlikesi göz önünde bulundurulması gereken' bir sınır karakolu olması nedeniyle İsrail tarafından yapılan soruşturmalar, yaşananları izleme ve öğrenme eğilimindedir.

İsrail tarafının 'askerin keskin nişancı olduğu, İsrail unsurlarını ustaca hedef alabildiği ve İsrail sınırına geçebildiği' yönündeki açıklamaları doğru olamaz.

Olay, Mısır'ın açıklamasına göre kaçakçıların takibi ve fiilen kovuşturulmasıyla bağlantılı. 

Mısır'ın doğrudan konumunu hedef alan olayla ilgili renkli haberlere göre Mısır devletinin olaya gösterdiği ilgilinin bir göstergesi olarak Mısır Savunma Bakanı, İsrailli mevkidaşı ile bir araya geldi. İki yetkili, Kahire ve Tel Aviv arasındaki ilişkilere değindi. 
 


Yeni bir Süleyman Hater mi?

Olayı, İsrail'in 'yeni bir Süleyman Hater olayı' nitelendirmesiyle ilişkilendirdiğimizde bu, Mısır'ın, her koşulda olayı yorumlamada samimiyetsiz olduğunu ortaya koyuyor.

Mısırlı bir asker olan Süleyman Hater, IŞİD ya da El-Kaide ideolojisinden etkilenmişti ve belirli dini eğilimlere sahipti. 

Dolayısıyla İsrail soruşturmasının sonuçları, İsrail'in Mısır'a değil, sınırlara, hatta Ürdün ve kuzey bölgesine ilişkin önemli bir ihmali olduğunu gösterecektir.

İsrail'in olabileceklerle yüzleşmek için gerçek ve etkili bir stratejiye ihtiyacı var. Bu ihtiyaç da İsrail'i sınırları yeniden güçlendirmeye sevk edecektir.

Knesset'in birkaç gün önce İsrail sınırlarını korumak için önlemler talep etmesi dikkat çekici bir durum.

Bu, bütçenin yakın zamanda yürürlüğe koyulmasına rağmen, hükümeti gerekli kaynakları yönlendirmek için acele etmeye itecektir.

Ayrıca bu mesele de İsrail'de, istikrarsız sınırları güvence altına almak için eğitim ve sağlık tahsislerinin bir kısmını kesintiye uğratmak isteyenler arasında devam eden bir tartışmadır. 

İsrail sınırlarının bölgesel komşularıyla hedef haline gelmesi sonrasında Tel Aviv, yeni anlaşmalar yapmak zorunda kaldı.

Ayrıca bu zorunluluk, güvenlik sistemi ve Mısır ve Ürdün ile stratejik ilişkiler de dahil olmak üzere mevcut güvenlik ve stratejik politikalarının yeniden gözden geçirilmesiyle de baş gösterdi. 

Genelkurmay içindeki bir hareket, iki ülke arasındaki barış anlaşmasında öngörülenler dışında Mısır güçlerinin girişi ve varlığına ilişkin İsrail kararlarının gözden geçirilmesi çağrısı yaptı.

Söz konusu çağrı, iki ülke arasında imzalanan güvenlik protokolünü etkileyen bir durum. 

Bir yanda Mısır ve İsrail, diğer yanda İsrail ve Ürdün arasında ortak güvenlik ve stratejik iş birliği dosyasının da açılması bekleniyor.

Gazze Şeridi ve Batı Şeria ile çatışmaların İsrail'i on yıldır istikrarlı olan cephelerden alıkoymaması gerektiği de belirtiliyor.

İşler farklı bağlamlarda ilerliyor ve ilerleyen dönemde gerçek güvenlik ve stratejik incelemelere ihtiyaç var.


Son notlar

Yaşananların tanımı, güvenlik ve stratejik koşullarının belirlenmesi nasıl olursa olsun İsrail- Mısır sınırı, (İsrail algısına ve soruşturmaların ortaya koyduklarına göre) mevcut ve beklenen politikaların gözden geçirilmesini gerektiren bir ateş hattı haline geldi.

Kahire ile Tel Aviv arasındaki tarihi ilişkiler çerçevesinde ilişkilerin yakınlaşması muhtemel.

Özellikle asi İsrail kamuoyunun karşısında iki ülkenin, yaşananların sonuçlarını onarma eğilimine girmesi, Başbakanı 'Mısır ve Ürdün'ün güvenlik düzeyindeki bazı taleplerini durdurma olasılığı çerçevesinde yaşananlara' yatırım yapmaya sevk edecek.

Bu nedenle bundan sonra gündemde, bazı mevcut pozisyonları ve yönleri gözden geçirme meselesi söz konusu olacaktır.

Ayrıca muhalefetin hükümete ve başkanına yönelttiği suçlamalara rağmen durum, Yair Lapid'i üst düzey güvenlik toplantılarına dahil ederek muhalefeti ve liderini olayın içine çekmeye çalışan hükümete, 'alışılmadık bir önlemle birleşik pozisyonlar oluşturması' için hizmet edebilir.

Bu da olayları tüm mevcut ve beklenen gelişmeleriyle ele alarak, doğal bir mesele gibi sunulabilecek sonuçlar örgüsüyle, İsrail Başbakanı Netanyahu'nun Mısır'a yönelik diğer politikalarını harekete geçirebilir.

 

 

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU