14 yıl önce Bitlis'in, Güroymak ilçesinde halk tarafından Türk bayraklarıyla karşılanan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ilçenin Kürtçe ismi "Norşin"i kullanarak "İnşallah güzel şeyler yaşanacak" cümlesiyle duyurmuştu haberi.
2009'da devletin tepesinde Kürt sorununun çözümü için düğmeye basıldı. Sorunun çözümü için silahlı çatışmanın bitmesi isteniyordu. Halkın zenginleşerek huzur ve refah içinde yaşaması için kollar sıvanmıştı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Gül'ün açıklamasından kısa bir süre sonra dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, "Çözüm Süreci"nin başladığını duyurdu.
Kürtçe kullanımına izin verildi. Kürtçe şehir ve kasaba isimlerinin yeniden isimlendirilmesine karar verildi.
Çıkarılan yasayla birlikte silah bırakan PKK'lıların eve dönüşleriyle sosyal yaşama katılım ve uyumlarının temini için gerekli tedbirlerin alınması kararlaştırdı.
Hatta Erdoğan "Dersim katliamı" için özür diledi. Bu süre içinde Kürt sorunun çözümü için dillendirilen isimler de değişiklik gösterdi.
"Çözüm Süreci", "Açılım Süreci", "Demokratik Açılım", "Kürt Çözümü" ve en nihayetinde "Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi" ifadeleri kullanıldı.
Süreç için kanun bile çıkarıldı
Süreç, 16 Temmuz 2014'te Resmî Gazete'de "Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun" adıyla yayımlanarak kanunlaştı.
2015 Ceylanpınar saldırısı sonrasında ise sürecin sona erdirilme süreci başladı.
Artıları ve eksileriyle çok tartışılan bu süreçte hedeflenen olmadı.
PKK silah bırakmadı. Devlet de "terör" olarak nitelediği yapıyı güç kullanarak bitirmeye çalıştı.
Sorunun çözümü için "gerekirse baldıran zehri içeriz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan ise artık geçmişte yaşananları küçümsemekle eleştiriliyor.
"Ne kadar entel, dantel varsa davet ettik"
Dün akşam CNN TÜRK- Kanal D ortak yayınında gündeme ilişkin değerlendirme yapan Erdoğan, "O çözüm sürecine katılanlar, Türkiye'nin bütün bir defa ne kadar entel, dantel ne kadar kanaat önderleri varsa davet ettik…" ifadelerini kullandı.
Bilindiği gibi 2010'ların başında Kürt sorununun çözümü için başlatılan süreçte Akil İnsanlar Heyeti oluşturulmuştu.
Türkiye'nin 7 ayrı coğrafi bölgesi için kurulan grubun birer başkanı, bir başkan vekili ve sekreteri vardı.
Çözüm sürecine katkı sunmak için oluşturulan heyette hukukçu, akademisyen, sanatçı ve iş insanları dahil toplamda 63 isim yer alıyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Akil İnsanlar Heyeti'nde yer alanlar için kullandığı "entel, dantel" ifadeleri tartışma yarattı.
"Bu dil, her şeyi ele veriyor"
Birçok isim kullanılan dilin "aşağılayıcı" olduğunu savundu.
Bunlardan biri de Ondokuz Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Aydın.
Aydın sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda, "Çözüm sürecinde kendilerinin oluşturduğu akiller için kurulan cümleye bakın: "Ne kadar entel dantel varsa topladık." Bu dil, her şeyi ele veriyor aslında. Kesinlikle bilgelik ve yüce gönüllülük erdemi yok... Aşağılıyor..." İfadelerini kullandı.
Çözüm sürecinde kendilerinin oluşturduğu akiller için kurulan cümleye bakın:
— Hasan Aydın (@HasanAydin_55) May 25, 2023
"Ne kadar entel dantel varsa topladık."
Bu dil, her şeyi ele veriyor aslında. Kesinlikle bilgelik ve yücegönüllülük erdemi yok...
Aşağılıyor...
Peki çözüm süreci ve oluşturulan Akil İnsanlar Heyeti yanlış bir adım mıydı? Heyette yer alan isimler ne diyor?
"Ne Musa'ya ne de İsa'ya yarandık"
Güneydoğu Anadolu Bölgesi grubunda yer alan hukukçu Kezban Hatemi, kendilerinin vatana yararlı bir hizmette bulunmak için davete icabet ettiklerini söyledi.
Sarf edilen ifadeler için hakaret değil, istihfaf (hafife alma) söz konusu olduğuna vurgu yapan Hatemi, "Davet eden kendileri olduğu için, incinmeden çok benim için ‘hayret' vesilesi oldu" dedi.
Hayırlı bir iş için yapılan davete icabet ettiklerinden dolayı pişman olmadığını belirten Hatemi, "Çok da faydalı oldu. 2,5 sene tek bir evladımızın kanı toprağa akmadı. O sırada muhalif olanlar da 'mayın eşeğine' benzetmişti. Kısaca; ne Musa'ya ne de İsa'ya yarandık" diye konuştu.
"Belki hakaret amacıyla söylenmiştir ama ben dantel severim"
Heyetin Akdeniz Bölgesi grubunda yer alan bir diğer ismi ise sanatçı Lale Mansur.
Erdoğan'ın daha önceki hakaretleri düşünüldüğünde entel-dantelin zemzem suyuyla yıkanmış gibi durduğunu aktaran Mansur, "Hakaret etmediği kimse bırakmadığı için Akil İnsanlar Heyeti'nde yer alanlara bunu demesi çok zarif ve kibar kalmış, çok şaşırdım. Belki hakaret amacıyla söylemiştir ama ben şahsen dantel severim. Tüm kabalıkların yanında bunun lafı bile edilmez" ifadelerini kullandı.
"Küçümseme niyetiyle söylediyse hoş değil"
İç Anadolu Bölgesi grubundan gazeteci yazar Ahmet Taşgetiren de ifadelerin şık olmadığı görüşünde.
Akil İnsanlar Heyeti çalışmasının çok önemli bir çalışma olduğunun altını çizen Taşgetiren, "Küçümseme niyetiyle söylediyse hoş olmadığını ifade etmek isterim. Ülkenin iç barışını sağlamak için o yapının içerisinde bulundum ve hakikaten yaptığımız çalışma toplumsal barış açısından çok değerliydi" değerlendirmesinde bulundu.
O dönem konunun çok önemsendiğini, saatlerce oturulup konuşulduğunu ve Erdoğan'ın dinleyerek not aldığını hatırlatan Taşgetiren, "Heyetler çok önemli raporlar hazırladı. Akil insanlar devletle toplum arasında çok sağlıklı bir ilişki alanı oluşturdu. Bunu ‘dantel' kelimesiyle küçümsediğini anlatmak istiyorsa çok yadırgarım onu ve sağlıklı bulmam. Dilerim dil sürçmesi olsun" yorumunu yaptı.
"Raporlar hâlâ yol göstericidir"
Heyette yer alan bir diğer isim de hukukçu Dr. Levent Korkut.
Marmara Bölgesi grubunda yer alan Korkut, Türkiye'nin geçmişiyle ilgili konularda devlet yetkililerin daha dikkatli bir dil kullanması gerektiği görüşünde.
Sarf edilen sözlerin açıklayıcı, net ve herkesin anlayabileceği nitelikte olması gerektiğini dile getiren Korkut'a göre kullanılan tabirlerin argo niteliği ve aşağılayıcı anlam içeriğine sahip olmasının sorunludur, çünkü heyet zamanın hükümeti tarafından oluşturuldu.
İsimlerin tek tek görüşülerek davet edildiğini anımsatan Korkut, "Akil insanların içerisinde sorunu en iyi bilen, dünyadaki tüm benzeri süreçleri takip eden isimler yer almaktaydı. Heyet dünyadaki örneklerinde olduğu gibi görüşme veya karar verme süreçlerinde arabuluculuktan ziyade halkla iletişim, süreci tanıtım ve halktan gelecek eleştiri ve önerileri tartışma ve kendi tecrübelerini de katarak bunları başbakan ve bakanlara raporlarla aktarma görevini yürütüyordu" ifadelerine yer verdi.
Çizilen misyonu kapsamında heyetin kendisinden bekleneni gerçekleştirdiğini belirten Korkut, sözlerini şöyle tamamladı:
Ancak çözüm süreci bu heyet nedeniyle değil, başka sebeplerle akamete uğradı. Bu dönemde sunulan akil insanlar raporları okunacak olursa hala yol göstericidir. Önemli bir eksiklik ise bu kıymetli tecrübenin hataları ve olumlu yönlerinin kişisel değerlendirmelerin ötesinde tüm aktörlerle soğukkanlı bir şekilde değerlendirilmemiş olmasıdır."
Akil İnsanlar Heyeti'nde yer alan isimler:
Akdeniz Bölgesi
Başkan: Rifat Hisarcıklıoğlu
Başkan Vekili: Lale Mansur
Sekreter: Tarık Çelenk
Kadir İnanır
Nihal Bengisu Karaca
Şükrü Karatepe
Muhsin Kızılkaya
Öztürk Türkdoğan (İHD)
Hüseyin Yayman
Doğu Anadolu Bölgesi
Başkan: Can Paker
Başkan Vekili: Sibel Eraslan
Sekreter: Ayhan Ogan
Mahmut Arslan (HAK-İŞ)
Abdurrahman Dilipak
İzzettin Doğan
Abdurrahman Kurt
Zübeyde Teker
Mehmet Uçum
Ege Bölgesi
Başkan: Tarhan Erdem
Başkan Vekili: Avni Özgürel
Sekreter: Arzuhan Doğan Yalçındağ
Hasan Karakaya
Erol Ekici (DİSK)
Hilal Kaplan
Fuat Keyman
Fehmi Koru
Baskın Oran
Güneydoğu Anadolu Bölgesi
Başkan: Yılmaz Ensaroğlu
Başkan Vekili: Kezban Hatemi
Sekreter: Mehmet Emin Ekmen
Murat Belge
Fazıl Hüsnü Erdem
Yılmaz Erdoğan
Etyen Mahçupyan
Lami Özgen (KESK)
Ahmet Faruk Ünsal (MAZLUM Der)
İç Anadolu Bölgesi
Başkan: Ahmet Taşgetiren
Başkan Vekili: Beril Dedeoğlu
Sekreter: Cemal Uşşak
Vahap Coşkun
Doğu Ergil
Erol Göka
Mustafa Kumlu (TÜRK-İŞ)
Fadime Özkan
Celalettin Can
Marmara Bölgesi
Başkan: Deniz Ülke Arıboğan
Başkan Vekili: Mithat Sancar
Sekreter: Levent Korkut
Mustafa Armağan
Ali Bayramoğlu
Ahmet Gündoğdu
Hayrettin Karaman
Hülya Koçyiğit
Yücel Sayman
Karadeniz Bölgesi
Başkan: Yusuf Şevki Hakyemez
Başkan Vekili: Vedat Bilgin
Sekreter: Fatma Benli
Şemsi Bayraktar (TZOB)
Kürşat Bumin
Oral Çalışlar
Orhan Gencebay
Yıldıray Oğur
Bendevi Palandöken (TESK)
© The Independentturkish