Yapay zeka fikri mülkiyet savaşının eşiğinde

Telif hakkı, onu atlamaya ve dijital içeriğin halk arasında paylaşımını serbest bırakmaya çalışan Napster'ı durdurdu

Üretken yapay zeka, üzerinde hak iddia edebilecek başkaları tarafından hazırlanan komut dosyalarını kullanarak çalışır / Fotoğraf: Pixabay

OpenAI şirketi, ince sorulara cevap verebilen ve özel veya yaratıcı çalışmalar yürütebilen ChatGBT chatbotunu (sohbet robotu) tanıttı.

Böylece yapay zekanın geleceği ve insan zekası ile yapay zeka arasındaki fark hakkındaki tartışma yeniden başladı. 

Pek çok kişi, insan yaratıcılığını simüle ettiği gerekçesiyle bu zekanın hayatımıza girişinin kutlanmasını adeta abartırken, aralarında ABD'li düşünür Noam Chomsky'nin de bulunduğu bazı uzmanlar ve düşünürler ona karşı şüpheci bir tavır sergilediler.

Chomsky'ye göre bu zeka, mümkün ile imkansız arasında ayrım yapamaz ve olayların gidişatını tahmin edemez.

Aynı bağlamda, henüz gelişmemiş ve sohbet robotlarını fikri mülkiyeti istismar etmekle suçlama etrafında dönen başka bir tartışma daha var. 

The Economist'te birkaç gün önce yayımlanan bir makale, ünlü The Beatles şarkılarının yapımcısı George Martin'in oğlu Giles Martin'in geçen yıl bu dörtlünün popüler albümlerinden biri olan ve 1966 yılında piyasaya sürülen Revolver'ın 'remix' versiyonunu yapmaya çalıştığını ve bu işi başardığını anlattı.

Giles Martin, The Beatles müzik grubunu oluşturan dört sanatçının çaldığı her bir müzik aletinin (örneğin John Lennon'ın gitarı) sesini tanımak için bir yapay zeka aracı kullandı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Görüşleri grubun geniş bir hayran kitlesinin ifade ettiğinden farklı olmayan The Economist'e göre sonuç şaşırtıcıydı.

Bu yıl ChatGBT'nin Avustralyalı şarkıcı ve söz yazarı Nick Cave tarzında yazdığı şarkı sözleri Cave'nin kendisi tarafından incelendi.

"Bu iğrenç bir şarkı" şeklinde yanıt veren Cave, şarkıyı saçmalık ve "insan olmanın nasıl olması gerektiğine dair bir alay konusu" olarak nitelendirdi.

Şarkının sözlerinde "Ben günahkarım, ben azizim/ Ben karanlığım, ben ışığım/ Ben avcıyım, ben avım/ Ben şeytanım, ben kurtarıcıyım" ifadeleri yer alıyor.

Cave söz konusu şarkı sözleriyle ilgili olarak şunları söyledi:

İyi bir şarkı yazmak, kişinin geçmişte üretmeye çalıştığı her şeyi yok eden bir kendini öldürme eylemidir. Tüm bunları kişisel alıyormuşum gibi görünebilir. Ancak şu anda aktif olarak şarkı yazmakla meşgul bir söz yazarıyım. Bu, tam burada, masamın üzerinde duran bir kan ve cesaret işi. Bu iş benliğimi ve insanlığımı gerektiriyor.


Cave, teknoloji konusunda hevesli olmadığını ifade ederken Giles Martin ise onu yararlı bulabileceğini açıklıyor.

Benzer bir şekilde, dünyanın en büyük müzik yapımcısı Universal Music Group'un Dijital Stratejiden Sorumlu Başkan Yardımcısı Michael Nash, ChatGPT gibi metinler veya Stable Diffusion gibi görüntüler üreten yapay zeka destekli üretken uygulamaların çoğalmasına eşlik eden heyecan ve korku karışımının kanıtı olarak sanatçılardan alıntı yapıyor.

Bu tür teknolojiler yaratıcı sürece katkıda bulunur. Ancak aynı zamanda onu yok edebilir veya devralabilir.

Genel olarak kayıtlı müzik için, sohbet botları dalgası, zamanında dünyayı sarsan bir olayı anımsatıyor:

İzleyicilerle içerik, özellikle müzik paylaşma hizmeti olan Napster'ın hızlı yükselişi ve düşüşü. 2000'li yılların başında Napster, çoğu zaten korsan olan şarkıların paylaşıldığı bir platform haline geldi.

Nihayetinde, telif hakkı yasaları Napster'ı devre dışı bıraktı.

Hollywood, Napster'ın kurucusu Sean Parker'ın Facebook'un kuruluşuna katkıda bulunduğu bilinen bu deneyim hakkında bir film yaptı. 

Buradaki ana mesele, bir tür yapay zeka tarafından yazarın kendi tarzında yazılmış bir şarkı veya Shakespeare'in sonelerinin sahte bir kopyası değil.

Sorun, sohbet robotlarının, insanlar tarafından yapılanlara benzer içerik oluşturmaları için onları eğitme sürecinin ortasında kötüye kullandıkları telif hakkıyla korunan veri okyanuslarında somutlaşıyor.

Bu bilgi her yerden geliyor. Bunlar, kapsamlı sosyal medya gönderilerini, internet aramalarını, dijital kütüphaneleri, televizyonu, radyoyu, istatistik bankalarını vb. içeriyor.

The Economist'e göre, yapay zeka modellerinin veri tabanlarını izinsiz yağmaladığı sıklıkla iddia ediliyor.

Bu tür materyallerin kaynakları, çalışmalarının izinleri, kredileri veya herhangi bir tazminat olmaksızın kullanıldığından şikayet ediliyor.

Kısacası, bazı yapay zeka platformlarının, telif hakkını tamamen göz ardı etmeye devam ederlerse, içerik farklılığına rağmen (Napster'ı dolduran sadece şablonlar ve korsan müzik değil) Napster örneğini takip etmesi tasavvur edilemez değil.

Nitekim bu konuda açılan davaların sayısı da günden güne artmaya başladı.
 

Fikri mülkiyet hakları karmaşık bir sorun ve dijital dönüşümün başlangıcından bu yana tartışmalar sürüyor.jpg
Fikri mülkiyet hakları karmaşık bir sorun ve dijital dönüşümün başlangıcından bu yana tartışmalar sürüyor / Fotoğraf: Pixabay

 

Aslında bu, yaratıcı endüstrilerin ötesine geçerek sürücüsüz arabalar, tıbbi teşhis, fabrika robotları ve sigorta risk yönetimi gibi makine öğreniminin rol oynadığı herhangi bir işletmeye uzanan yasal bir mayın tarlası.

Bu bağlamda, Avrupa Birliği (AB), veri madenciliği konusunu da içeren telif hakkı konusunda özel bir mevzuat kabul ediyor.

Bu yasa, son zamanlarda sohbet botlarının patlamasından önce hazırlandı. Bazı uzmanlara göre, ABD'nin üretici yapay zeka için yasal bir dosyası yok.

Bunun yerine ABD, lisanssız veri madenciliğinin 'adil kullanım' doktrini kapsamına girip girmediği konusunda birbiriyle yarışan teorilere sahip.

Hatırlatmak gerekirse Napster, ABD'de kendini savunma aracı olarak 'adil kullanım' ilkesini kullanmaya çalıştı ama başarısız oldu. Bu, işlerin bu kez aynı sonuca yol açacağı anlamına gelmiyor.

Ayrıca, yapay zeka için makine öğreniminin yapay sinir ağlarına dayandığı ve eğitilmek için kapsamlı veri kümeleri gerektirdiği biliniyor.

Genellikle, bu veri kümeleri arasında resimler, videolar, sesler veya metinler bulunur. Tüm bu materyallerin kayıtlı ve saklı hakları var. Bu nedenle telif hakkı yasası yapay zekayı eğitmek için büyük bir potansiyel engel teşkil ediyor.

İlgili bir bağlamda The Economist, Mark Lemley ve Bryan Casey'nin bu konudaki görüşlerinden bahsediyor.

Zira onlar Texas Law Review'da, telif hakkıyla korunan eserlerin kullanımının, önemli bir sosyal amaca hizmet ettiği ve hak sahipleri için birincil pazarı etkilemediği sürece adil olduğunu yazdılar.

'Adil kullanım' ilkesini eleştirenler ise, yapay zeka biçimlerinin, üzerinde eğitim verdiği veri tabanlarının tamamını ticari amaçlarla kullandığına dikkat çekiyorlar.

Eleştirmenler ayrıca, makine öğreniminin arkasındaki şirketlerin insanların çalışmalarından 'ücretsiz faydalanmak' için adil kullanımdan yararlandığını iddia ediyorlar.

Dolayısıyla bu eleştirmen grubu, üretken yapay zeka botlarının mevcut eğiliminin yaratıcıların geçim kaynaklarını tehdit ettiğini iddia ediyor.

Şayet yapay zeka kitlesel gözetimi ve dezenformasyonun yayılmasını artırırsa, tehlikesi bir bütün olarak toplumu kapsayabilir.

Ayrıca yazarlar bu argümanları, üzerinde çalışmak için ne kadar çok yapay zeka botunun daha büyük veri kümelerine erişimi olursa, yapay zekanın o kadar iyi olacağı ve böyle bir erişimin olmaması durumunda yapay zekanın var olmayabileceği gerçeğiyle karşılaştırır.

Başka bir deyişle, üretken yapay zeka robot endüstrisi emekleme döneminde ölebilir. Yazarlar, yüzyılın en önemli hukuk sorularından biri olarak tanımladıkları konuda, "Mülkiyet hakları yasası robotların öğrenmesine izin verecek mi?" diye soruyorlar.

The Economist, yapay zeka sistemi Stable Diffusion'ın sahibi olan yapay zeka şirketi Stability AI'yi, kendisi ile rekabet edecek bir görüntü üretimi için yapay zeka modeli oluşturmak amacıyla koleksiyonundaki milyonlarca görüntünün telif haklarını ihlal etmekle suçlayan fotoğraf ajansı Getty Images tarafından açılan bir davada bu tür argümanlara bir örnek veriyor!

Şayet dava mahkeme dışında çözülmezse 'adil kullanım' alanında emsal teşkil edecektir. 

Sanatçı Andy Warhol'un, pop şarkıcısı Prince'in kliplerini çeken fotoğrafçıya telif hakkı ödemeden eserlerinde Prince'in fotoğraflarını kullanma hakkına ilişkin ABD Yüksek Mahkemesi'nden önemli bir karar bekleniyor.

Dava, ünlü şarkıcının üç yıl önce Lynn Goldsmith tarafından çekilen bir fotoğrafına dayanarak 1984 yılında Warhol tarafından yapılan Prince'in yüzünün 16 ekran baskılı versiyonunu içeriyor.

Ayrıca, bir dizi rock yıldızının fotoğraflarını çekmesiyle ünlenen ünlü fotoğrafçı, telif hakkı sahibi olarak fotoğraflarını kullandığı için Andy Warhol Vakfı'nın kendisine tazminat vermesini talep eden bir dava açtı.

Buna paralel olarak, üretici yapay zekanın karşılaştığı tek yasal sorun telif hakkıyla korunan verilerin çalınması değil.

Pek çok yargı alanı telif hakkını yalnızca insanlar tarafından oluşturulan çalışmalara uyguladığından, botların ürettikleri içerik için fikri mülkiyet koruması talep edebilecekleri ölçüde başka bir gri alanla karşı karşıyayız. 

Kamusal verilerin korunması hususunda sosyal medya platformlarında yaşananlara benzer şekilde, sergilediği içeriği korumaktan üretici yapay zeka sorumlu tutulmalı mı?

Sonuç olarak, üretken yapay zeka robotları üzerindeki fikri mülkiyet savaşının büyük bir savaş olacağına şüphe yok.

Universal Music Group'tan Michael Nash, yaratıcı endüstrilerin, sanatçıların prodüksiyonlarının yapay zeka modellerini yasal ve etik olarak eğitmek amacıyla kullanılmasını sağlamak için acilen tavır alması gerektiğine inanıyor.

Nash ayrıca yapay zeka şirketlerini kaynaklarını belgelemeye ve ifşa etmeye çağırıyor. Elbette içerik oluşturucular ilerlemenin düşmanı olarak görülmek istemezler.

Hiç şüphe yok ki birçok insan işlerinde yapay zekadan yararlanıyor. Napster'dan, yeni teknolojilerle harekete geçmenin onların sonunu ummaktan daha iyi olduğunu öğreniyoruz.

 

DAHA FAZLA HABER OKU