Resmi açıklamalara göre 48 binden fazla insanımızın hayatını kaybettiği depremin üstünden neredeyse 40 gün geçti.
Bugün konuşulan ise "Hızla toparlanıyoruz” cümlesinden ziyade deprem bölgesindeki bazı kentleri vuran sel.
Özellikle Şanlıurfa ve Adıyaman’ın çok ağır etkilendiği selde deprem çadılarını su bastı, yollar çöktü, onlarca araç, su dolan geçitlerde kaldı. Bu geçitler, 10'dan fazla insana mezar oldu.
Ülkenin doğusu felaketi yaşarken, batısında ise bir umut filizlensin diye önemli bir çaba var: İzmir İktisat Kongresi.
100 yıl önce 17 Şubat-4 Mart 1923 tarihleri arasında gerçekleşen kongre gibi bu yıl da 17 Şubat’ta planlanmıştı 2023’ün İzmir İktisat Kongresi.
Ancak deprem nedeniyle ertelenen zirve, 15 Mart’taki ilk gününe de depremin yanısıra “sel” gündemi ile başladı.
Normal bir kongrenin aksine çoşku hakim değil İzmir İktisat Kongresi’nde. Onun yerine haftaları acı ve öfkeyle geçen insanların “belki bir şeyler değişir” umudu, buruk da olsa sükûnetli bir heyecanı var.
2023’ün İzmir İktisat Kongresi’ni 100 yıl önce Kemeraltı Çarşısı’nın Hamparsumyan Han’ın da düzenlenen kongreye benzetenler çok fazla.
Kurtuluş Savaşı'nın henüz bittiği, İstanbul’un hâlâ işgal altında olduğu, Yunan işgalinden kurtulmuş İzmir’in üçte ikisini yakan yangının üzerinden sadece beş ay geçtiği bir dönemde yapılmıştı 1923’ün İzmir İktisat Kongresi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Tunç Soyer’in 15 Mart’taki açılış konuşması da bu benzerliğe odaklanıyordu.
Türkiye’nin 100 yıl önceki gibi bir yıkım sürecinin içinden geçtiğini söyleyen Soyer, “Bugün ne yazık ki 100 yıl sonra büyük bir yıkımla karşı karşıyayız. Depremin yarattığı fiziki ve can kaybına yol açan yıkım, ekonomik ve sosyal buhran, derinleşen ve devlette yaşanan büyük bir yıkım, hepsi birbirine geçmiş büyük bir enkaz” ifadelerini kullandı.
"Bi madencinin dediği gibi: Bizim artık canımız yok. Bizim canımız, Türkiye”
6 Şubat Depremleri sonrası hiçbir şeyin aynı olmayacağı vurgusunu yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, “ Acılarımız asla dinmeyecek. Bizim bundan sonra asli yaşama nedenimiz, gençlerimiz, çocuklarımız, torunlarımız ve onlara güvenli bir gelecek bırakmak. Depremden hemen sonra yürekli bir maden işçisinin söylediği gibi; ‘Bizim artık canımız yok. Bizim canımız, Türkiye” diye konuştu.
“Hiç kuşku yok ki nasıl ki 100 yıl önce halkın iradesiyle, bilimin ışığı ve yol göstericiliğinde uçumun kenarında yıkık bir ülkeden genç bir cumhuriyet doğduysa 100 yıl sonra bugün de katılımcılıkla, bilimle, liyakatle, vizyoner liderlikle tek adam rejiminin yıkımını hep birlikte var edeceğiz” vaadi vardı Soyer’in konuşmasında.
"Türkiye’de bir çürümüşlük ve ekonomik kriz iç içe geçmiş durumda"
İlk günün dokuz konuşmacısından biri de Ekonomiden Sorumlu Eski Devlet Başkanı Prof. Dr. Işın Çelebi’ydi.
Çelebi konuşması sonrası Independent Türkçe’ye yaptığı açıklamada Türkiye’nin tıpkı 100 yıl önce olduğu gibi bugün de bir iktisat kongresi ile gelecek planlaması yaptığını söyledi.
6 Şubat depremlerinin milat niteliğinde bir değişim ihtiyacını gösterdiğini söyleyen Çelebi, “Türkiye’de bir çürümüşlük ve ekonomik kriz iç içe geçmiş durumda. Depremin sonuçlarını çözerken ekonominin “yeniliğe davet” anlayışı içerisinde projeleri devreye sokması lazım” dedi.
"Temmuzda ek bütçe çıkarılmalı"
Çelebi’ye göre bu toparlanma da iki yıl sürecek.
Peki ne gibi süreçlerden geçilecek bu iki yıllık süreçte?
Bir kere en başta 2023 yılında acil bir iktisat politikasına ihtiyaç olduğunu söylüyor Işın Çelebi. Hatta bir ek bütçe çıkarılmasının da gereklilik olduğunu vurguluyor.
Konuşmasında iktisat politikasını “Bir ekonominin yatırımlar, güvenilir bir ortam, büyüme, kalkınma, istihdam, fiyat istikrarı ve gelir dağılımında adalet gibi hedeflere ulaşabilmesi için tanımlanan ve yürütülen politikalar bütünü” şeklinde açıklayan Işın Çelebi’ye göre strateji altı ana başlık etrafında oluşturulmalı:
- Demokrasinin ve adalet yapısının, hukuk devleti ilkelerinin sağlıklı işleyişinin sağlanması
- Üreten, rekabet düzeyi yükselen verimli bir ekonomik yapının geliştirilmesi
- Enflasyonu düşürmek için parasal tedbirlerin yanı sıra teknoloji yatırımları, verimlilik, üretkenlik ve piyasalarda rekabet koşullarının oluşması,
- Bilgi ekonomisi, dijital altyapı ve teknolojik altyapının geliştirilmesi,
- Liyakate öncelik verilmesi ve ideolojik katılıklardan kaçınılması,
- Sürdürülebilir kalkınma, yeniden planlama ve büyümenin kurgulanması.
Yeni iktisat politikasının temelinin doğruluğa, dürüstlüğe ve güvene dayanması gerektiğini vurgulayan Eski Bakan, 2023’ün temmuz ayında yeni bütçenin disiplinle ve şeffaflıkla uygulanmaya başlaması gerektiğini söyledi.
"Maliye, Hazine ve Stratejik Planlama Teşkilatı, Ekonomi Bakanlığı altında üç müsteşarlık olmalı"
Independent Türkçe’ye yaptığı açıklamada Merkez Bankası’nın bağımsızlığının sağlanmasının da önemli bir öncelik olduğunu aktaran Işın Çelebi’ye göre tek bir Ekonomi Bakanlığı oluşturulmalı. Bu bakanlığın altında üç ayrı müsteşarlık olmalı. Bunlar: Maliye, Hazine ve Stratejik Planlama Teşkilatı.
Millet İttifakı’nın 30 Ocak’ta açıkladığı Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nde Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın iki ayrı bakanlık olacağı ve eski Devlet Planlama Teşkilatı yapısının iyileştirildiği bir Strateji ve Planlama Teşkilatı’nın kurulacağı vaadi vardı.
Afet yönetimin değil “afet sakınımının” hedeflenmesi gerektiğini söyleyen Çelebi, Afeti Önleme Bakanlığı kurulması gerektiğini ifade ediyor.
Çelebi’ye göre Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı da ayrılıp Teknoloji Bakanlığı kurulmalı.
"Yabancı sermaye Türkiye'ye getirilmeli"
Kadın istihdamının ekonomik büyüme açısından en önemli faktörlerden biri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Işın Çelebi, İzmir İktisat Kongresi’nde kadınların çok aktif şekilde çalışmaların içinde olması konusunda görüş birliği olmasından dolayı memnuniyet duyduğunu ifade etti.
Merkez Bankası’nın 2022’de uygulamaya soktuğu, kredi faizlerinin sınırlandırılması, TL mevduat payının artırılması için yapılan zorlamalar gibi düzenlemelerin kaldırılması gerektiğini belirten Işın Çelebi, “2023’te kârlılıkta bir gerileme olabileceği düşünülerek bankalar operasyonel giderlerini azaltmalı” dedi.
Değişim için gerekli kaynağın nasıl bulunacağı konusuna da konuşmasında yer veren Çelebi’ye göre ABD, AB ve Körfez ülkelerinden yabancı sermayenin Türkiye’ye yatırım yapabilmesi için uygun ortam ve iklim sağlanmalı.
“Global yatırımcılar içinde Türkiye’ye yatırım planı olan ciddi sayıda kurum beklemededir” diyen Eski Bakan, “Toplam yıllık yabancı sermaye ve kaynak giriş hedefimiz yaklaşık 75 milyar dolar olmalıdır” açıklamasını yaptı. Çelebi’ye göre Norveç, Çin, Abu Dhabi, Kuveyt, Singapur, Katar ve Kore yatırım fonlarından da kaynak temin edilmeli.
"Millet İttifakı ile bir görüşmem olmadı"
Independent Türkçe’ye yaptığı açıklamada Türkiye’nin geleceğinden umutlu olduğunu söyledi Işın Çelebi.
Ekonomik kalkınma ve toplumsal refah için demokrasi, hukuk, adalet ve denetim yetkisi artırılmış bir parlamenter sistemin de şart olduğunu sözlerine ekledi.
Eski bir bakan ve planlamacı olarak Millet İttifakı ile herhangi bir görüşmelerinin olup olmadığını sorduğumuz Çelebi, şu yanıtı verdi:
Hayır olmadı. Ben Türkiye’yi seven, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir vatandaşı olarak bu ülkenin suyunu içmiş, havasını koklamış biri olarak, bir vatandaşlık görevi yapmaya çalışıyorum. Fikirlerimi beyan ediyorum
© The Independentturkish