Asgari ücrete yapılacak zam henüz açıklanmadan zincir marketlerin fırsatçılık yaparak fiyatları artıracakları iddia edildi.
Yapılan görüşmelerin ardından işçi temsilcisi TÜRK-İŞ'in kabul etmediği rakamı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ve TİSK Temsilcisi Özgür Burak Akkol ile kameraların karşısına geçerek açıkladı.
Yüzde 54,66 oranında artırılarak net 8 bin 506 liraya çıkan asgari ücret, henüz hiçbir çalışanın cebine girmiş değil.
Bilindiği gibi bu Ocak 2023'te yürürlüğe girecek. İlk zamlı maaşlar da şubatta ödenecek.
Ancak zam oranının açıklanmasından hemen sonra marketlerin ürün fiyatlarını fahiş denilebilecek oranda artırdıkları belirtildi.
Buna ilişkin birçok görsel sosyal medyada paylaşıldı.
Yüzlerce ürüne jet hızıyla zam yapıldı
A'dan Z'ye neredeyse tüm ürünlerin fiyatının artırıldığı belirtilirken zamlı etiketlerin görsellerine de yer verildi.
Örneğin 115 liradan satılan toz deterjanın 146,50'ye, 64,90 lira olan yumuşatıcının 85,90'a ve 69,50'ye satılan 484 miligram şampuanın 84,75 liraya yükseltildiği iddia edildi.
Farklı markalardaki ürünlerin değişik marketlerde daha önceki fiyatıyla zamlı halini gösteren etiketlerin görselleri paylaşılırken, zincir marketlerdeki çalışanların bu iş için yoğun mesai harcadıkları vurgulandı.
Peki gerçekten hep böyle mi oluyor? Yani zincir marketler fırsatçılık mı yapıyor?
Son bir yılda asgari ücrete yapılan zam çalışanların cebi yerine raflara mı yansıyor?
Tüketicilere göre bu soruların cevabı "evet". Peki tüketicilerin yapacakları bir şey yok mu?
Onlar "satın almama" tavrını ortaya koyarak "fırsatçıları" cezalandıramazlar mı?
Aslında bu konuda Türk halkı, başka ülkelerin ürünlerine karşı birçok defa "boykot" yaparak tavrını gösterdi.
Hatırlanacağı gibi İsrail'in Filistin'e yönelik uygulamalarına siyaset tepki gösterirken halk da ürünleri boykot etti.
Örneğin İmralı'da tutuklu bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan'ın, yakalanmadan önce gittiği ülkelerin mallarına karşı da boykot kampanyaları düzenlendi.
Aynı hassasiyet "yerli" ve "milli" olduğu ileri sürülen ürünler için niye gösterilmiyor?
Tüketici derneklerine göre sürekli yapılan zamlar alışkanlık haline getirilerek, halkın tavır ortaya koymasını zayıflattı.
"Ekonomide kontrolü kaybetmiş bir yönetim var"
Bu görüşü dile getirenlerden biri Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin.
Şahin'e göre Türk halkı, pandemiyle birlikte ekonomi kontrolünü kaybeden bir yönetimle karşı karşıya.
Eleştirilerin odağında yer alan zincir marketlere hükümetin; elektrik, doğalgaz ve akaryakıt gibi kalemlerde yapmış olduğu astronomik zamların örneklik teşkil ettiğini vurgulayan Şahin, "Bu zamlar adeta yol oldu. Fiyat belirleme konumundaki güçler, sürekli zam yapmayı alışkanlık haline getirdi" dedi.
"Yaşananlar ahlaki yozlaşmanın sonucudur"
Daha çok kâr etme hevesi taşıyan şirketlerin ekonomi yönetiminin zaafını fırsata çevirdiğini dile getiren Şahin, "Yaşananlar ahlaki yozlaşmanın sonucudur" yorumunda bulundu.
"Artık maliyetlerden ziyade birinin yaptığı zam, diğerine fiyat arttırma hakkı vermekte" diyen Şahin, "En kötüsü bu durum tüketiciler tarafından kabullenilmektedir. Eleştirme konumundaki tüketici ise yapılan zamları adeta savunma noktasına gelmiştir. ‘Ne yapsınlar, her şeye zam geliyor' şeklinde empati yapılmasına o kadar çok rastlıyoruz ki" şeklinde konuştu.
Şahin'e göre Türkiye'de apaçık bir manipülasyon enflasyonu oluşmuş durumda.
Fırsattan istifade bütün piyasa aktörleri manipülasyon yapıyor. Ama ülkede hala bir manipülasyon yasası yok.
"Tüketicinin yapacağı tek caydırıcı tavır boykot ve ifşadır"
Serbest piyasa kurallarının geçerli olduğu Türkiye'de birilerine ‘neden bu kadar zam yaptın' diye bir ceza kesmenin mümkün olmadığını dile getiren Mahmut Şahin, şunları kaydetti:
Piyasayı dalgalandıran ve zincirleme zam yapma yolunu açan manipülasyonların engellenmesi için bir yasa çıkartılabilir. Caydırıcı cezalarla bunun önüne geçilebilir. Tüketicinin bu konuda yapacağı tek ve en caydırıcı tavır boykot ve ifşadır. Bu konuda yasal düzenleme olmadığında İş tüketicinin tavrına kalıyor. Ancak ülkemiz tüketicisi boykot konusunda çok gönülsüz ve nazlıdır. Bu konuda sonuç alınmıyor."
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Asgari ücret zammını fiyat için gerekçe görenler var"
Ticaret Bakanlığı Reklam Kurulu ve HFDK üyesi, Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Bülent Deniz de asgari ücrete yapılan artışın ekonomi yönetiminin bir illüzyonundan ibaret olduğunu savundu.
Yapılan artışın ücretli ve dar gelirli kesimin alım gücünü arttırmadığını dile getiren Deniz, maliyet artışı nedeniyle üretilen ürünlere zam yapılması için asgari ücret zammının haklı bir gerekçe oluşturduğunu ifade etti.
"Tüketicileri boykota davet edeceğiz"
Asgari ücretteki artış nedeniyle vatandaşın cebindeki paranın nominal artmasının oluşturduğu psikolojik rahatlamayı fırsat bilenlerin, etiketleri fütursuzca yukarı yönlü değiştirdiğini aktaran Deniz, buna ilişkin çeşitli örnekler vererek, "Ücretlerdeki artış ekonomi yönetimi tarafından oluşturulan bir illüzyondan öteye geçmiyor. Maaş artışı cebe girmeden, ilk market alışverişi ile tüketicinin alım gücünde değişen bir şey olmadığı ortaya çıkıyor. Öte yandan ücretlere yapılan zam, maalesef etiketleri yukarıya taşıma konusunda firmalara haklı (!) bir gerekçe de üretmiş oluyor" değerlendirmesinde bulundu.
Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Bülent Deniz, "Asgari ücrete zammın üzerinde etiketleri değiştirenlerle ilgili tüketicilerin boykota davet edilmesi seçeneğini yaşama geçireceğiz" diyerek sözlerini tamamladı.
© The Independentturkish