Bakan Bilgin: Sendikalar '8 binin çok üzerine çıkmayın' dediler

Bilgin, “Bazı konfederasyonlarımız, '10 bin, 15 bin, 13 bin' gibi rakamlar açıkladılar. Türkiye'de en yüksek toplu sözleşme yaptıkları yerde 10 bin liranın üzerinde kaç iş yerinde toplu sözleşme yaptılar?” diye sordu

Fotoğraf: AA

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, "Sendikalar, '8 bin liranın üzerine çıkmayın' mı dediler?" sorusu üzerine "Rakamı söylemeyeyim ama '8 binin çok üzerine çıkmayın' dediler" açıklaması yaptı.

​​Bilgin, Habertürk canlı yayınında soruları yanıtladı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Asgari ücretin çalışanların beklentilerinin altında kaldığı eleştirileri ile Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay'ın "9 bin liranın altında olmaması gerektiği" yönündeki açıklamasının anımsatılması üzerine Bilgin, "Sendikaların, 'Çok iyi oldu, çok mutluyuz.' demelerini, zaman zaman söyleyebilirler ama beklemek çok kolay değil" diye konuştu.

Türk-İş'in daha önce 7 bin 785 lira açlık sınırı açıkladığını belirten Bilgin, şunları kaydetti:

Böyle bir açlık sınırını kendileri tespit ediyorlar, söylüyorlar. Rahmetli Kemal Tahir'in 'yürür gezer yalanlar' diye bir tabiri var. Birisi bir şey söylüyor, ondan sonra da o tekrar edile edile doğruymuş gibi algılanıyor. Sendikaların bu tür şeyleri, kendi taleplerini güçlendirmek için yaptıkları çalışmalar olarak kabul edilebilir ama bunu bir gerçeklik olarak takdim etmeye başladıkları zaman gerçeklik algısını tahrip eder. Böyle bir açlık sınırı onların tamamen keyfi olarak yapılan, bilimsel olmayan tespitleri üzerine yapılmış bir çalışma. Kendi yüzlerine de söylediğim için rahatlıkla söylüyorum. Yoksulluk sınırı belirlemişler 25 bin lira. 'Genel başkanlarınızın dışında sendikalarınızda çalışan kaç kişi var? 25 bin lirayı kaç kişi alıyor?', soruyorum bunu. Bende rakamları var, primleri bildirdikleri için biliyorum. Koca konfederasyonda bir kişi yok. Sadece Türk-İş'in değil, birçok kurumun yaptığı bu tür çalışmaları bilimsel bulmuyorum. Bu, gerçekliği tahrip ediyor.

"Siz, açlık sınırıyla ilgili bir çalışma yürüttünüz mü? Size göre Türkiye'de açlık sınırı nedir? TÜİK neden yapmıyor?" şeklindeki soruları Bilgin, şu şekilde yanıtladı:

TÜİK'in rakamlarına büyüme, enflasyon başta olmak üzere itiraz ediyorlar. 'TÜİK, neden yoksulluk sınırı araştırması yapmıyor?' Bu, saçma bir soru, kendi içinde sorunlu bir soru. Onu bir tarafa bırakalım. Onu TÜİK'e sormak lazım. Her kurum yapabilir bunu, yaptırabilir. Yıllarca yoksulluk ve gelir dağılımı araştırmaları yaptık. Bu arkadaşlarımızın bunu bilmediğini de bilen birisiyim. Arkadaşlarımız şimdi size bağlansınlar, 'Konfederasyonumuzda, sendikamızda bizim açıkladığımız yoksulluk sınırının üstünde şu kadar adama ücret veriyoruz.', söylesinler. Genel başkanları, sendika başkanları hariç kaç kişiye veriyorlarmış? Rakamlar bende var.

"Asgari ücretin kamuoyunun beklentisini karşıladığını düşünüyor musunuz?" sorusu üzerine Bilgin, konuyla ilgili çalışma, araştırma yaptırdığını belirterek, araştırmanın içeriğine ilişkin bilgi verdi.

Sokaktaki insanın beklentisi ile işçilerin meseleye bakışının farklılaştığını ifade eden Bilgin, işçilerin Ankara, İstanbul ve İzmir'de 8 binin üzerinde bir rakam istediklerini söyledi. Bilgin, "Türkiye ortalaması ise daha düşüktü. Anadolu'nun muhtelif illerinde 7 bin 600 küsur istediler" dedi.

"'8 binin çok üzerine çıkmayın' dediler"

Sendikalarla görüştüklerini, sendika başkanlarının taleplerini aldıklarını belirten Bilgin, "Bana gelen en önemli şey, bakın bu Türkiye'deki sendikacılığın toplu sözleşme düzeninin bu konuda bir anlamda kendisini eleştirel şekilde değerlendirmesi gerektiğini vurgulayan bir sonuçtan bahsedeceğim. O da şu: 'Siz, 8 bin liranın ne kadar üzerinde asgari ücret verirseniz biz o kadar zor durumda kalırız.' İşçi sendikaları. Neden? 'Çünkü bizim toplu sözleşmelerde aldığımız ücreti aşmanızı istemiyoruz, o zaman sendikalar fonksiyonsuz hale gelirler.' Bunu, Türkiye'de ilk defa söylüyorum" diye konuştu.

Bilgin, "Sendikalar, '8 bin liranın üzerine çıkmayın' mı dediler?" sorusu üzerine "Rakamı söylemeyeyim ama '8 binin çok üzerine çıkmayın.' dediler" ifadesini yineledi.

Sendikaların bu konuda daha pazarlıkçı, aktif, netice alıcı, daha realist bir söyleme sahip olmaları gerektiğini ifade etmek için bunu söylediğini aktaran Bilgin, konuşmasını şöyle sürdürdü:

Bazı konfederasyonlarımız 10 bin, 15 bin, 13 bin gibi rakamlar açıkladılar. Aynı konfederasyonlara da sesleniyorum: Türkiye'de en yüksek toplu sözleşme yaptıkları yerde 10 bin liranın üzerinde kaç iş yerinde toplu sözleşme yaptılar? En yüksek rakamı söyleyen konfederasyonumuzun başkanı bağlansın, söylesin. Lütfen sendika başkanlarına sorun, siz bu ücreti talep ediyorsunuz ama toplu sözleşmenizde bahsettiğiniz ücretler bir tane yerde var mı? Mesele şu, talep ettikleri asgari ücretle yaptıkları toplu sözleşme ücretleri arasında böyle bir fark olmaz. Yani gerçeğe çağırıyorum onları. Asgari ücret asgari ücrettir, toplu sözleşme ücreti asgari ücret değildir, onun içinde refah payı vardır, geçim payı vardır, sosyal yardımlar var, her şey vardır. Bu talepte bulunan arkadaşlarımız, sendikacılarımız çok kıymetli iş yapıyorlar. Asgari ücret talep ederken kendilerinin yaptıkları toplu sözleşme, asgari ücret sözleşmesi değil.

"Bu, bugünkü şartlarda verilebilecek asgari ücrettir"

Türkiye'deki "açlık" ve "yoksulluk sınırı" gibi tartışmaların büyük çoğunluğunun bilim dışı olduğunu belirten Bilgin, şu ifadeleri kullandı:

İçlerinde ciddi olanlar var ama kamuoyunu belirleyen düzeyde ortaya çıkanlar bilim dışıdırlar. Bilimsel hiçbir araştırmanın mantığına dayanmamaktadır. Ankara'da 15 marketten alınan fiyatla, Türkiye'nin açlık sınırı algısını yönetmek nasıl bir sorumsuzluktur? Bunu şiddetle reddediyorum. Bizim belirlediğimiz asgari ücret, işçilerimiz, işçi sınıfının büyük çoğunluğu tarafından makul bulunmuş, değerli bulunmuştur. Bu, çok yüksek bir ücret midir? Değildir ama bu bugünkü şartlarda verilebilecek asgari ücrettir.

"Sınırlı derecede etkiler"

"Geçen senenin ilk 6 ayındaki gibi cebe giren parayı eritecek bir enflasyon tedirginliği yaşıyor musunuz?" sorusuna karşılık Bilgin, "Ben doğrusu o tedirginliği yaşamıyorum. Şimdi kur sabitlenmiş vaziyette, aşağı yukarı 6 aydır aynı düzeyini koruyor. Enerji fiyatlarında yükseliş yok hatta bir miktar düşme eğilimi var. Asgari ücretin değişmesinin genel fiyatları değiştireceğini, bütün fiyatlara yansıyacağını söylemek sektörden sektöre değişebilir ama bunu, bu ortalamaları dikkate aldığımız zaman doğru bir tespit değildir" yanıtını verdi.

"Bu artış enflasyonu sınırlı derecede mi etkiler?" sorusunu ise Bilgin, "Sınırlı derecede etkiler, evet" şeklinde yanıtladı.

Konuyla ilgili sosyal medyadaki ifadelerin anımsatılması üzerine Bilgin, "Sosyal medya bu konuları çok yaygın kullanıyor, abartıyor da olabilir. Sosyal medyaya bakmamak lazım, genel fiyat eğilimlerine bakmak lazım" dedi.

"Öyle bir tuzak yok"

"Asgari ücretin giderek ortalama ücrete dönüştüğüne" ilişkin ifadelerin anımsatılarak, "Türkiye, bu asgari ücret tuzağından nasıl çıkacak?" sorusunun yöneltilmesi üzerine Bilgin, şunları söyledi:

Öyle bir tuzak yok. Rakamları izliyorum. Gerçek olmayan nedir? Bazı ücretler asgari ücret düzeyinden vergilendirilmek, prim yatırmak için oraya sıkıştırılmıştır. Asgari ücret yüksek belirlendikçe reel olarak yukarıdaki ücretler de yüzde 100 artmıyor ama yüzde 60, yüzde 70, yüzde 80 artıyor. Aşağıdan yukarıya artıyor. Nitelikli emekte bu artış daha yüksek. Daha düşük usta, işçi asgari ücretin bir kademe üzerinde yer alıyor. Türkiye'de enflasyon dizginlenirse, asgari ücret politikası da bu kadar reel artışlara tekabül edecek şekilde sürdürülürse tam tersine ücretlilerin milli gelirden aldığı payı yukarıya doğru tırmandırır ama enflasyon burada düşmanımızdır. Şimdi kontrol altına alındı. Enflasyonun önümüzdeki yıl sonunda yüzde 20'lere düşeceğini hesap ediyoruz. Mayıs, haziran itibarıyla yüzde 30 ile yüzde 40 arasında. Tahminim yüzde 35-36 olacak. Düşecek, mayıs ve haziranda yüzde 35, yüzde 40'a düşmesini bekliyoruz. Şimdi bu düşüş devam ederse asgari ücretin bu etkisinin daha fazla ön plana çıkacağını düşünüyorum.

"Olağan dışı şeyler olursa devreye girer"

Bakan Bilgin, "Asgari ücrete ikinci bir zam gelebilir mi?" sorusunu da şu şekilde yanıtladı:

Bu süreçte Sayın Cumhurbaşkanı'mızın desteği var. Sayın Cumhurbaşkanı'mız, 'Tedirgin olmayın, endişe etmeyin, önümüzdeki yıl sonu itibarıyla yüzde 20'leri göreceğiz enflasyonda.' ama bütün şartlar farklılaştı, olağan dışı şeyler oldu. Bir yıl önce savaş, iki yıl önce pandemi olacağını biliyor muyduk? Olağan dışı şeyler olursa bu şartlarda devreye girer. Yoksa enflasyonun üstünde, bizi yıl sonuna kadar götürecek bir asgari ücret belirledik ama o açık, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın da ifade ettiği gibi o açık. Geçen sene nasıl temmuzda müdahale ettik, aynı şekilde.

 

AA

DAHA FAZLA HABER OKU