Son yıllarda geçmişe göre Türkiye'de adından daha fazla söz ettiren kurumların başında Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) geliyor.
Silahlı insansız hava araçlarının (SİHA) bir kısmının kullanımının da MİT'e bağlanmasıyla birlikte teşkilat, terör örgütüne yönelik suikast niteliğindeki operasyonlarda daha fazla adından söz ettiriyor.
Dünyadaki bütün istihbarat teşkilatları görevleri icabı birbirleriyle görüşmeler yapıyor. Bu MİT için de geçerli.
Ancak son yıllarda MİT'in sadece istihbarat amaçlı değil aynı zamanda Türkiye'nin diplomatik olarak tıkanıklık yaşadığı veya sorunları olduğu ülkelerle bir şekilde orta yolu bulma, masaya oturma çalışmalarında da aktif bir rol aldığı görülüyor.
Fidan başrolde
Bu noktada MİT Başkanı Hakan Fidan adından fazlasıyla söz ettiriyor.
Fidan, aynı zamanda bir diplomat gibi yurtdışı seyahatler yaparak buralarda sadece meslektaşlarıyla değil, o ülkelerin siyasi lider ve temsilcileriyle de görüşmeler yapıyor.
Belki MİT müsteşarları geçmişte de benzer görüşmeleri yapıyordu. Ancak bunlar çoğu zaman ya basına yansımaz ya da yansısa dahi görüntüsü olmazdı. Şimdi ise hem bilgisi yansıyor hem de kimi zaman da görüntüsü.
Irak cumhurbaşkanıyla görüştü, Libya başbakanıyla görüşen heyette yer aldı
Örneğin geçen eylül ayında Irak'ın başkenti Bağdat'a giden Fidan, burada Cumhurbaşkanı Berhem Salih, Başbakan Mustafa el Kazımi ve Meclis Başkanı Muhammed el Halbusi ile görüştü.
Yine 2021'de Libya'yı ziyaret ederek bu ülkenin başbakanı Abdulhamid Debeyde ile görüşen Türk heyetinde Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’le birlikte yer alan isimlerden biri de Fidan oldu.
Fidan, geçen yıllarda IŞİD ile mücadeleyi konuşmak için ABD'ye, FETÖ ile mücadele için de Almanya'ya ziyarette bulunmuştu.
Yine Türkiye'nin neredeyse iç savaşın başladığı 2011'den beri teması olmadığı Suriye'nin istihbarat servisi Muhaberat Başkanı Ali Memlük ile Fidan'ın Rusya'da bir araya geldiği kaydedilmişti.
Erdoğan: Önce istihbarat örgütlerimiz bir araya gelsin
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün Türkmenistan dönüşü uçakta sorulan bir soruya verdiği cevap MİT'in Suriye ile ilişkileri normalleştirmede öncü bir unsur olarak kullanılacağına işaret ediyor.
Erdoğan, soru üzerine şöyle dedi:
Biz şu an itibarıyla Suriye-Türkiye-Rusya üçlü olarak bir adım atalım istiyoruz. Bunun için de önce istihbarat örgütlerimiz bir araya gelsin, ardından savunma bakanlarımız bir araya gelsin, daha sonra dışişleri bakanlarımız bir araya gelsin. Onların yaptığı görüşmelerden sonra da biz liderler olarak bir araya gelelim. Bunu da Sayın Putin'e teklif ettim. O da buna olumlu baktı. Böylece bir dizi görüşmeler zincirini başlatmış olacağız.
Bütün bu gelişmelere bakıldığında akıllara şu sorular geliyor?
MİT, istihbarat görevi dışında son yıllarda Dışişleri Bakanlığı'nın görev sahasına giren konulara da mı bakmaya başladı? Bir nevi bir diplomasi teşkilatı gibi mi kullanılıyor?
MİT'in bu girişimlerinin diplomasiye etkisi veya katkısı ne oluyor?
Türk istihbarat teşkilatının, Suriye gizli servisiyle temas kurması bu ülkeyle diplomatik ilişki kurulduğu anlamına mı geliyor?
Eski MİT Müsteşar Yardımcıları Cevat Öneş ve Abdurrahman Bilgiç ile emekli büyükelçi Yalım Eralp, sorularımıza yanıt verdi.
"AKP döneminde istihbarat teşkilatının daha görünür olduğu kesin"
Emekli MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş'e göre Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) döneminde istihbarat teşkilatının daha görünür olduğu kesin.
Hükümetin istihbarat teşkilatını dış politika gelişmelerinde de kolaylaştırıcı unsur olarak devreye soktuğunun görüldüğünü ifade eden Öneş, "Her dönemde istihbarat teşkilatları kolaylaştırıcı rol oynarlar" dedi.
Siyasi gelişmelerin yetersiz olduğu dönemlerde istihbarat teşkilatlarının devreye girdiğini, böylesine irtibatlar kurarak kolaylaştırıcı roller üstlendiğini hatırlatan Öneş, "Diplomasinin yolunu açmak için çalışırlar. Ama görüntü verme olayı dönemlere, hükümetlerin anlayışına ve kullanılan siyasetin niteliğine göre değişebilir. AKP döneminde daha görünür olduğu kesin" diye konuştu.
"Peki MİT belli konularda Dışişleri Bakanlığı'nın önüne mi geçti" sorusuna Öneş, "Önüne geçti diyemeyiz" diye cevap verdi.
Öneş, sözlerinin devamında ise "İstihbarat teşkilatı, istihbarat teşkilatları arasında ilişkiler kapsamında temaslarda bulunur. Ama hükümet tarafından verilen özel ve siyasi görevlerde de diplomasinin yolunu açmak için kolaylaştırıcı rol alabilirler" diyerek sözlerini tamamladı.
"İstihbaratın görüşmesi Suriye ile diplomatik ilişki kurulduğu anlamına gelmiyor"
Öneş gibi Abdurrahman Bilgiç de bir dönem MİT Müsteşar Yardımcılığı olarak görev yapan bir isim.
Bilgiç, Dışişleri Bakanlığı bünyesinde konsolos ve büyükelçi olarak da farklı ülkelerde bulundu.
Hem MİT hem de hariciyeyi bilen şimdilerde Demokrasi ve Atılım Partisi'nde (DEVA) siyaset yapıyor.
Bilgiç, Erdoğan'ın Suriye'ye dair son açıklamasını hatırlatıp, "MİT'in Suriye istihbaratı ile görüşmesi bu ülkeyle yeniden ilişki kurulduğu anlamına mı geliyor?" sorumuza şu cevabı verdi:
İstihbarat teşkilatlarının görüşmesi diplomatik temas değildir. İstihbarat teşkilatları her şartta ilişkiler iyi olsa da kötü olsa da başka ülkelerle görüşebilir. Diplomatik temas, siyasi düzeyde olur. Bunlar hükümet üyesi bir bakan veya cumhurbaşkanı düzeyinde heyetler halinde gerçekleşir. Şam yönetimiyle ilişki söz konusu olduğunda, o noktaya gelinmediğini halen siyasi ve diplomatik temas yaşanmadığı ortada. Bunun için istihbarat düzeyinde bir görüşme olduğu anlaşılıyor. Bundan sonraki adımlarında en azından Türkiye'de bu konuda bir niyet olduğu, Rusya'nın işin içinde olduğu bunun alt yapısını hazırlamaya yönelik bir eğilim olduğu da görülüyor."
"Erdoğan, istihbaratı bir diplomasi teşkilatı gibi kullanıyor"
Emekli büyükelçi Yalım Eralp ise "MİT, belli konularda Dışişleri Bakanlığı'nın önüne geçti mi" sorusuna "Kimin, kimin önüne nasıl geçtiğini hesap etmek zor. Ciddi bir dağınıklık var. Kimse öne geçmedi. Cumhurbaşkanı karar veriyor herkes uyguluyor. Öne geçme diye bir şey yok" diye cevap verdi.
"Erdoğan, istihbaratı bir diplomasi teşkilatı gibi mi kullanıyor" sorusuna ise "Aynen öyle kullanıyor" diye cevap verdi deneyimli diplomat.
Yalım Eralp'e göre "şu an uygulanan sistem geçmişte olmadı hatta bugünler, geçmiş günlerle mukayese edilebilir değil."
© The Independentturkish