Yazmak benim için her zaman en iyi dışavurum şekli oldu. Bir dışavurum ötesinde hayatımı üniversiteden sonra çoğunlukla yazarak kazandım.
futbol üzerine yazmak da hayatın zorunlulukları karşısında kendi kurtarılmış alanım üzerine kafa yormamı ve paylaşma konforunu sağladı.
Hiçbir zaman kopamadığımBu konfor alanında özgür bir şekilde düşündüğümü, inandığım yazma şansını sunan Independent Türkçe'de; 3,5 yıl önce başlayan yazma macerama şimdilik bir ara veriyorum.
İnsanların genellikle az okuduğu ve tahammülün çok düşük olduğu bu zamanda artık yazmak yerine pek hazzetmediğim ve düzeltilere pek mahal bırakmayan konuşma kısmında daha çok yer alacağım.
Ama nefes alacağım boş bir sayfada doğru cümleleri bulma hevesi de daima içimde olacak.
***
Her futbolseverin içinde unutamadığı bir dünya kupası vardır. Benimki 1990 İtalya'ydı.
Bobby Robson'un gri ceketinden Gazza'nın gözyaşlarına dek biraz İngiliz; Omam Bıyık'ın 1,5 metre yükseldiği golden Higuita'nın Milla'ya uzatmalarda kaptırdığı topa dek biraz Kamerunlu; adı ilk duyulan Schillaci'den Arjantin maçına dek gol yemeyen Zenga'ya kadar biraz İtalyan ve Maradona'nın yeniden kazanması için bütün Napolililer gibi en çok da Arjantinliydim.
Ama altı üstü 7 yaşındaydım. Tüm bu olan biteni daha sonra videolardan izleyerek anıların hepsini birleştirmiştim.
Yıllar içinde özellikle 2000'lerden sonra diğer kupalara dair anılar biriktiremedim.
Bunun belki de en büyük nedeni oyunun giderek daha yapay hale gelmesiydi. Tıpkı Katar Dünya Kupası'nda olduğu gibi…
Katar'daki şaibeli dünya kupasını en çok görmesi gereken kişilerden biri kesinlikle Eduardo Galeano'ydu.
"Gölgede ve Güneşte Futbol"da FIFA'nın oyunu yıllar içerisinde ne hale getirdiğini anlatmakla kalmıyordu Galeano.
Eminim ki bu kupa özelinde de Katar'ın FIFA'ya ve konfederasyonlara verdiği rüşvetlerden, Blatter'den, Platini'den hatta 2022'yi oylamada kaybettikleri için soruşturmayı başlatıp her ne olduysa 2 yıl içinde dosyayı kapatan FBI'dan kendisine has cümlelerle bahsederdi.
Stadyum inşaatlarında köle gibi çalıştırılıp hayatını kaybeden binlerce işçinin hikayesini anlatırdı.
LGBT karşıtı dayatmalara, alkol yasaklarına ve açılışta her şeyi normalleştirip Katar üzerinden Avrupa tarihiyle hesaplaşan Infantino'ya da ayrıca paragraflar açardı.
"Gölgede ve Güneşte Futbol"da en sevdiğim bölümler dünya kupaları başlarken o yıl neler olduğunu anlatan sayfalardı.
***
2 sene önce başlayan Covid-19 pandemisinde vaka sayıları 500 milyonu, ölü sayısı ise 6 milyonu geçiyordu. Baltimore'da domuzdan insana ilk başarılı kalp nakli yapılıyordu. Burkina Faso'da askerî darbe gerçekleşiyor, devlet Başkanı Kaboré görevinden alınıyordu. Yıl bitmeden bir darbe daha oluyor ve askerler ilk darbeyi yapan General Damiba'yı indiriyordu bu kez. Rus ordusu, Ukrayna'yı istila ederken yaklaşık 14 milyon Ukraynalı zorunlu olarak göç ediyordu. Birçok uluslararası yaptırıma maruz kalan Rusya'da ise sporcular da uluslararası turnuvalardan menediliyordu.
Devlet Başkanlığı döneminde Peru'daki yolsuzluklar, katliamlar, 300 bin yoksul kadının zorla kısırlaştırılması suçlarından yargılanan ve tutuklanan Alberto Fujimori, sağlık sorunları gerekçe gösterilerek serbest bırakılıyordu.
Dünya'nın en zengin insanı Elon Musk, 44 milyar dolar karşılığında Twitter'ı satın alırken, Andy Warhol'un Marilyn Monroe tablosu Amerika'da düzenlenen müzayedede 195 milyon dolara alıcı buluyordu.
1960'ta Belçika ve ABD destekli darbe sonucunda idam edilen ve cesedi sülfürik asit ile eritilerek yok edilen Demokratik Kongo Cumhuriyeti lideri Patrice Lumumba'nın vücudundan geriye kalan tek parça olan dişi 61 yıl sonra Brüksel, Egmont Sarayı'nda ailesine teslim ediliyordu.
Teksas'da terk edilmiş bir tırın kasasında 53 göçmen sıcaktan; Fas'tan İspanya'nın Melilla bölgesine geçmeye çalışan 37 göçmen ise daha iyi bir hayata giderken izdihamda ölüyordu.
Bugüne dek oynanan tüm dünya kupalarını gören Kraliçe II. Elizabeth 96 yaşında hayatını kaybederken, oğlu Charles çeyrek yüzyıllık bir bekleyişin ardından krallığını ilan ediyordu.
Tahran'da 22 yaşındaki Mahsa Amini'nin başörtüsünü düzgün takmadığı gerekçesi ile 'ahlak polisi' tarafından öldürülmesinin ardından İranlı kadınlar özgürlükleri için başlarını açıp sokağa çıkarak eylemlere başlıyordu.
NASA 50 yıl sonra Ay'a gitmek için Artemis 1 roketini fırlatırken tartışmalı 22. Dünya Kupası ilk kez bir kış mevsimine Katar'da başlıyordu.
Infantino kupayı başlatırken 3 saat bira içmezseniz ölmezsiniz diyor ve Batılı ülkelerin, Katar'daki göçmen işçileri konuşana dek kendi tarihlerinde yaptıkları için özür dilemesi gerektiğini söylüyordu.
Infantino bunula da kalmıyordu ‘Katarlı hissediyorum, Arap hissediyorum, gay biri gibi hissediyorum, engelli biri gibi hissediyorum, göçmen bir işçi gibi hissediyorum' diyordu. Infantino için bu kupa gelmiş geçmiş en iyi kupa olacaktı ama sahadaki oyun onu yalanlıyordu.
Daha grup maçları tamamlanmadan 5 maç 0-0 bitti. VAR nedeniyle iptal edilen goller gereksiz uzatmalar, kör dövüşüne dönüşen maçlar ve tutucu teknik direktörlerle gelmiş geçmiş en kötü kupayı izliyordu herkes. Bu sıkıcı turnuvayı iki takım ilginç hale getirdi.
Japonlar Alman hücumlarını ceza sahası önünde eritip hızlı oyuncularıyla iki gol buldu. Arabistan ise Arjantin'in öne geçtiği ve herkesin farka gitmesini beklediği maçta bütün dünyayı ağzı açık bırakan bir dönüş gerçekleştirdi.
Beyaz gömlekli Fransız Herve Renard Araplara hiç tecrübe etmedikleri bir savunma direnci ve hücum aklı katmıştı. Messi Meksika maçında bütün ülkeyi kenetleyen golünü atıp şimdilik yeniden ulusal kahraman olurken Ronaldo Portekiz'de itibarını yeniden kazanıyordu…
Onu anmak için, haddim olmayarak, onun tarzıyla "Gölgede ve Güneşte Futbol"a 2022 Dünya Kupası eklemesi yapmak istedim.
Futbolun şimdi her zamankinden çok Galeano gibi hikâye anlatıcılarına ihtiyacı var.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish