Havadaki parçacıkların kalp krizini tetiklediği tespit edildi

"Bu çalışma, hava kalitesinin sağlık üzerindeki etkisine dair güçlü kanıtlar sağlıyor"

Orta ve Güneydoğu Asya ülkelerindeki nüfusun yüzde 99'undan fazlası tehlikeli hava soluyor (AFP)

Singapur'da yaklaşık 10 yıl boyunca toplanan tıbbi veriler, havadaki küçük parçacıkların ani kalp krizini tetikleyebileceğini ortaya koydu.

Yeni araştırmanın bulguları, hava kirliliğinin azaltılmasının acil bir ihtiyaç olduğuna işaret ediyor.

Araştırmacılar, çapı 2,5 mikrometre olduğu için "PM2.5" diye sınıflandırılan partiküllerin insan vücudu üzerindeki etkisini inceledi. Bu partiküller, insan saçının çapından yaklaşık 25 kat daha ince.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu denli küçük olmaları, solunum yoluyla vücuda kolayca girebilecekleri anlamına geliyor. Söz konusu parçacıklar halihazırda otoimmün hastalıklar da dahil olmak üzere bir dizi sağlık sorunuyla bağlantılı.

Hakemli tıp dergisi The Lancet'te yayımlanan araştırmada, Singapur'da Temmuz 2010 ve Aralık 2018 arasında kayıtlara geçen 18 binden fazla kalp durması vakası incelendi.

Söz konusu vakaları hava kirliliğindeki artışla karşılaştıran araştırmacılar, vakaların 492'sinin havadaki PM2.5 yoğunluğunda meydana gelen artışla ilişkili olduğunu saptadı.

Singapur Ulusal Üniversitesi'nde görev alan epidemiyolog Joel Aik, "Bu kalp durmaları, hastane dışında ve aniden meydana gelmişti" diye konuştu:

Söz konusu vakalarla PM2.5 arasında kısa süreli bir ilişki olduğuna dair net kanıtlar elde ettik.

Veriler, havadaki günlük PM2.5 yoğunluğunun metreküp başına ortalama 18,44 mikrogram olduğunu gösterdi.

Araştırmacılar buradan hareketle hava kirliliğindeki varsayımsal düşüşlerin kalp krizlerini ne kadar azaltacağını hesapladı.

Metreküp başına 1 mikrogramlık düşüşün vakalarda yüzde 8'lik bir azalmayla, metreküp başına 3 mikrogramlık düşüşün de yüzde 30'luk bir azalmayla sonuçlanacağı tespit edildi. Bu da ilk senaryoda 492 kalp krizi vakasından 39'unun, ikinci senaryodaysa 149'unun hiç yaşanmayacağı anlamına geliyor.

Öte yandan araştırmacılar, yüksek düzeyde hava kirliliğine maruz kalan ama daha sonra o ortamdan uzaklaşan kişilerde kalp krizi riskinin değiştiğini fark etti. Söz konusu ortam terk edildikten 3 ila 5 gün sonra riskin kayda değer ölçüde azaldığı anlaşıldı.

Araştırmacılar, şehirlerin havasını temizlemenin hayat kurtarabileceğini ve dolayısıyla sağlık sistemi üzerindeki yükü azaltabileceğini söylüyor.

Hastane dışında ani kalp krizi geçiren kişilerin yaşama şansı daha az. Verilere göre bu vakalarda hayatta kalma oranı yüzde 10 civarında.

Araştırma ekibinden Marcus Ong, "Bu çalışma, hava kalitesinin sağlık üzerindeki etkisine dair güçlü kanıtlar sağlıyor" ifadelerini kullandı:

İçten yanmalı motorlu araçların kullanımdan kaldırılması gibi yeni politikaların üretilmesi, tehlikeleri azaltmaya yardımcı olabilir.

 

Independent Türkçe, Science Alert, Singapur Ulusal Üniversitesi

Derleyen: Çağla Üren

DAHA FAZLA HABER OKU