Kasımpaşa'nın Gine asıllı Fransız oyuncusu Fode Koita: Mesut Özil'e yapılan bir ırkçılıktı, bunu kabul etmek lazım

Kasımpaşa'nın Gine asıllı Fransız oyuncusu Fode Koita, "Fransa'da işler iyi giderken herkes oldukça iyi Fransız ama işler istenmediği gibi gittiğinde eleştirilen oyuncular genellikle kökleri Afrika'da ya da başka yerde olan Fransız oyunculardır" dedi

Fode Koita / Fotoğraf: kasimpasa.com.tr

Kasımpaşa'nın Gine asıllı Fransız oyuncusu Fode Koita, Fransa'da göçmen kökenli Fransız futbolculara karşı ön yargılı bir tutumun olduğunu söyledi. 

Koita, "Fransa'da işler iyi giderken hiç çifte vatandaşlıktan ya da köklerinin başka yerden olduğu konuşulmuyor. İşler iyi giderken herkes oldukça iyi Fransız ama işler istenmediği gibi gittiğinde eleştirilen oyuncular, genellikle çifte vatandaşlığı olan, kökleri Afrika'da ya da başka yerde olan Fransız oyuncular" diye konuştu. 

Fransa'da sokakta oynayarak futbola başladığını ve hayaline kavuştuğu için şükrettiğini söyleyen Koita, "Fransa'da birçok futbolcunun hikayesine baktığımız zaman, mahallelerde etrafı tellerle çevrili, 'Kafes' diye adlandırılan sahalarda oynanan maçlarda gösterdikleri performanslarla ortaya çıktıklarını okuyoruz. Senin de böyle bir hikayen var mı? 'Kafes'ten çıkmayı başaranlardan olduğunu düşünüyor musun" sorusuna şu cevabı verdi:

Tabii ki ben de bu şekilde başladım. Böyle mahallelerde yaşadığınız ve futbol oynamaya başladığınızda en iyi olmak gibi bir çaba içerisine giriyorsunuz. Herkes birbiriyle rekabet halinde. Okuldan sonra 2-3 saat futbol oynuyorduk. Oradan birçok yetenekli futbolcu çıktı. Birçok göçmen ailenin çocuğu da vardı. Mahrez ve Nasri gibi.

Çocukken Mahrez'e karşı da oynamıştım. Şu anda Fransa Milli Takımı'nda oynayan oyuncuların hepsi, Fransa sokaklarında birbirleriyle rekabet ederek futbolcu olmuş ve oraya ulaşmış futbolcular. Onlarla sahip olduğumuz ortak nokta, futbola başladığımız yer, mahalleler. Sokak futbolu meşhur olmaya başladı. Çünkü yüksek seviyeye ulaşan Fransız oyuncuların hepsinin yolu sokaktan geçti. Sahip oldukları teknik, futbol okullarından kazandıkları değil, sokakta öğrendikleri teknik. Topları kontrol etme gibi...

Şimdi o turnuvalara sponsor olmaya, organizasyonla ilgili belgeseller çekilmeye başlandı. Çünkü asıl amaç, bu futbolcuların nereden yetiştiğinin sırrını öğrenmek ve nasıl yetiştiğini görmek. Çocukken oynadığımız turnuvalar daha da ünlü hale geldi. Böyle turnuvalarda oynadığım için kendimi şanslı hissediyorum.


Manchester City'nin Cezayirli oyuncusu Riyad Mahrez'e karşı oynadığı maçlara da değinen Koita, "Çok uzun zaman oldu. Benjamin Mendy ve Mahrez ile Le Havre altyapısında birlikte oynuyorduk. Daha sonra Paris'te ikimiz de kendi mahallerimize gittiğimizde takımlarımızı toplayarak mahalle maçı yapıyorduk. Hatırladığım kadarıyla Mahrez'e karşı genelde biz kazanıyorduk" ifadelerini kullandı.

Kasımpaşalı futbolcu, "Göçmen çocukların futbolla kendilerini Fransız toplumuna ispat çabaları olduğu yönünde tezler de ortaya atılıyor. Sen bu görüşe katılıyor musun" sorusu üzerine şunları kaydetti:

Tabii ki. Çünkü ben de bir göçmen ailenin çocuğuyum ve ailem Fransa'ya benim doğumum için göç etti. Fransa'da doğup büyüdüm ama hepimiz benzer mahallelerde, göçmen mahallerinde büyüdük ve aslında işlerimiz çok kolay değildi.

Yaşam çok kolay değildi, çok fazla şiddet vardı ama o kendini kanıtlama çabası ve orada kötü şeyler yapanların sadece göçmen aileler ve göçmen çocukları olmadığını, onların da başarılı olabileceğini ve farklı kariyerlerle başarılı kariyerler yapabileceklerini göstermek asıl hırsımızdı. Çünkü büyüdüğünüz ortam zor olduğu için kendinizi gösterme çabası belki sadece bir spor olarak gözüküyor ama o spor oradaki çocuklar için çok fazla şey ifade ediyor.

Sadece kendinizi değil, bulunduğunuz yeri, mahalleyi temsil etmek için de mücadele ediyorsunuz. Bu hırsla, bu amaçla büyüyen çocuklar da daha fazlasını vermek, herkesin, bütün ülkenin saygısını kazanmak için ellerinden gelenin iki katını yapıyor.


"İşler iyi gitmediğinde eleştirilenler, kökleri Afrika'da olan Fransız oyuncular"

Koita, "Fransa ile 1998'de Dünya Kupası kazanan Zinedine Zidane bile 2002'deki başarısızlıktan sonra büyük eleştiriler almış, televizyonlara çıkamayacak duruma gelmişti. Göçmenlerin başarısızlıklarda ilk ortaya atılma, suçlanma durumu var mı?" sorusu üzerine ise şöyle konuştu: 

Evet hissiyatım öyle. Çünkü Fransa'da işler iyi giderken hiç çifte vatandaşlıktan ya da köklerinin başka yerden olduğu konuşulmuyor. İşler iyi giderken herkes oldukça iyi Fransız ama işler iyi gitmediğinde eleştirilen oyuncular genellikle çifte vatandaşlığı olan, kökleri Afrika'da ya da başka yerde olan Fransız oyuncular. Bunu ben de hissedebiliyorum ama kabul edilmesi gereken bir şey var. Biz Fransa'da doğduk ve büyüdük. Fransa'da eğitim aldık ve o kültürün bir parçasıyız. Fransız gibi yaşıyoruz ve o ülkeye hizmet etmeye çalışıyoruz. Bunu kabul etseler de etmeseler de bu durum böyle.

İşler kötü gittiğinde hep aynı isimleri eleştirmek, hep aynı isimleri suçlamak adil değil. Ben bir Fransızım, Fransa doğumluyum ama ailemin Afrika kökleri var, insanlar bundan mutlu değilse yapabilecek bir şeyim yok. 2019 yılındayız, değiştirebilecekleri herhangi bir şey yok. Eğer ülkelerindeki bu durumdan mutlu değillerse onlar ülkelerini değiştirmek zorunda. Çünkü biz o ülkeye hizmet ediyoruz, o ülkede doğup büyüdük, hep aynı isimlerin eleştirilmesi çok adil bir durum gibi gözükmüyor. Aynı şeyi ben ve benim gibi durumda olan birçok insan derinlerde hissedebiliyordur.

Geçen yıl Rusya'nın ev sahipliği yaptığı 2018 Dünya Kupası'nda Fransa şampiyon olamasaydı yine belirli isimlerin eleştirileceğini düşündüğünü kaydeden Kasımpaşalı oyuncu, şu değerlendirmede bulundu:

Neyse ki takım başarılı oldu ve bu eleştirilerin hiçbiri gerçekleşmedi. Dışarıdan düşündüğüm ve gördüğüm şey buydu. Sadece Kante değil, Pogba da sosyal medyayı aktif kullanıyor. Fransa Milli Takımı'nda farklı milletten birçok oyuncu var. Arap ve Afrikalı oyuncular var. Onların üzerinde hep başarı baskısı vardı. Bu baskıya rağmen başarılı oldular. Birden fazla milletten oyuncu varsa sosyal medyada çok fazla eleştiri yapmamanızı ve sakin kalmanızı istiyorlar ama Pogba'nın bir tarzı var ve bu tarzı çerçevesinde sosyal medyayı aktif kullanıyor. Dünya Kupası'nda bir başarısızlık olsaydı, muhakkak Pogba üzerinden çok fazla eleştiri olacaktı. Herkes eleştirmek için en ufak bir hata bekliyordu. Sadece futbol takımıyla alakalalı değil bence sosyal bir problem. Fransa'nın her yerinde hissediliyor. Çok fazla nefret eden insan da var, bakışınız, renginiz, tipiniz onlardan farklıysa bir anda besledikleri o nefret ortaya çıkıyor. Bir de futbol ekonomik olarak çok büyük bir sektör olduğu için siz onlara göre başarısız olup, onlara hizmet etmeyerek para kazandığınızda bir anda acımasızca eleştirmeye başlıyorlar. Kendinden olmayanlardan hoşlanmayan ya da onlardan nefret derecesinde hoşlanmayan çok fazla insan var. Bütün insanları genellemek de doğru değil tabii ki..."

 

Mesut Özil - Reuters.jpg
Mesut Özil / Fotoğraf: Reuters

 

"Mesut Özil'e yapılan ırkçılıktı"

Avrupa'daki bazı ülkelerde de göçmen futbolcuların benzer sıkıntılar yaşayabildiğinin altını çizen Koita, 2018 Dünya Kupası'nda Almanya Milli Takımı'nın başarısızlığından sonra Mesut Özil'e yapılan ağır eleştirilerin de benzer düşüncelerin bir sonucu olduğunu belirtti. 

Mesut Özil'e yapılanın bir ırkçılık olduğunu kaydeden Koita, şöyle konuştu:

Aslında bu olaylar yaşandığında çok üzüldüm. Çünkü onun ne hissedebildiğini anladım. Mesut Özil, Almanya'da doğmuş, Almanya'da büyümüş, Almanya Milli Takımı'yla başarılar yaşamış ve dünya kupası kazanmış bir isim. Onlar için ve onların futbolu için elinden gelenin fazlasını yaptı ama bir başarısızlık durumunda ne hissettiğini söyledi ve ne hissettiğini söyledikten sonra insanlar onu çok fazla eleştirmeye başladı. Ne hissettiğini ondan daha iyi anlayabilecek bir başkası yok çünkü günümüz dünyasında, internette, sosyal medyada aldığı mesajlar, insanların onu eleştirme şekli onun bu hislerine sebep oldu ve o da dürüstçe hissettiği şeyleri dile getirdi. İnsanlar 'Bu ırkçılık değil, ırkçılık yapılmıyor, ırkçılık böyle değil, hiç ona böyle davranılmadı.' diyor ama Mesut Özil'e yapılan bir ırkçılıktı ve bunu kabul etmek lazım. Başarısızlık olduğunda kendinden olmayan birini eleştirmek ve başkalarının önüne atmak ırkçılığın bir parçası. Aslında insanların bunu durdurması, insanların bunu kabul etmesi, görmesi, o futbolcunun ne hissedebileceğini, o futbolcunun kendi ülkeleri için neler yaptığını düşünmesi daha sonra da bunu durdurması lazım. Bunu kabul etmemeleri ve ısrarla reddetmeleri çok garip.

 

AA

DAHA FAZLA HABER OKU