İBB, Türk-İş ve Hak-İş ile toplu iş sözleşmesi imzaladı

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Yönetim olarak kamu kaynaklarının bir avuç insan için değil; millet için kullanıldığı bir süreci var etme konusunda kararlı bir biçimde yolumuza devam ediyoruz" diye konuştu

Fotoğraf: ANKA

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ile Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK- İŞ) ve Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) arasında, kurumda ve iştirak şirketlerindeki çalışanlara yönelik toplu iş sözleşmeleri ve ek protokoller imzalandı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “İstanbul’da israfı engelleyen, tasarrufu önceleyen, milletin hakkını koruyan, çalışanın da hakkını koruyan bir yönetim olarak kamu kaynaklarının bir avuç insan için değil; millet için kullanıldığı bir süreci var etme konusunda kararlı bir biçimde yolumuza devam ediyoruz. Yeni yönetim anlayışımız ve modelimiz budur” dedi.

İBB’nin, kurumda ve iştirak şirketlerinde emek veren çalışanlarına yönelik hayata geçirdiği toplu iş sözleşmeleri ve ek protokolleri, HAK-İŞ ve TÜRK-İŞ sendikaların katılımıyla imza altına aldı. Yenikapı Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezi’nde yapılan ilk törende İBB Başkanı İmamoğlu ile HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan toplu iş sözleşmesine imza attı. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, imza öncesinde yaptığı konuşmada şunları söyledi:

Ülkemizde nüfusun neredeyse yüzde 10’unun, ülke zenginliğinin yüzde 70’sinin sahibi olduğunu düşündüğümüzde, işimizin ne kadar zor olduğunu hep beraber hesaplamamız gerekir. Eşitlik ilkesini, temelden başlayıp düzeltme konusunda yoğun çaba göstermemiz şarttır. Nüfusumuzun yüzde 50’si ise bu ülke zenginliğinin sadece ve sadece yüzde 4’üne sahiptir. Türkiye’de servetin yüzde 70’i, neredeyse sadece 8,5 milyon insanın elinde. Neredeyse 43 milyon insan ise bu ülkenin, bu cennet vatanının nimetlerinin sadece yüzde 4’üne sahip. Bu adaletsizliği, bu eşitsizliği gidermemiz şart. 

"Bu süreci durdurmadığımız sürece ülkemizdeki güçlenmeyi ve zenginleşmeyi tarif edemeyiz"

Varolan eşitsizliğin bir "tercih meselesi" olduğunu kaydeden İmamoğlu "Yani topyekûn eşitlik kavramı içerisinde 85 milyon insanımızı mı dert ediyoruz, ona dönük mü uğraşıyoruz; yoksa sadece dönem dönem küçük zümreleri ya da belli grupları mı dert edinen bir yönetim anlayışına sahibiz? Ülkenin yönetimsel tercihleri aslında bu manzaraları ve bu istatistikleri önümüze koyar. Bazı ülkelerde en çok kazanan yüzde 10’luk kesimin elde ettiği gelirle az kazanan yüzde 50’lik kesimin elde ettiği gelir arasındaki fark, gelişmiş bazı ülkelerde 7 kat iken, bizde 23 kat. Türkiye’mizde yüzde 50’lik kesimin cebine giren her 1 liranın karşılığında, en çok kazanan yüzde 10’luk kesimin cebine 23 lira giriyor aynı anda ve her yıl zenginleşme, bu yüzde 10’luk kesimde 23 kat büyürken ne yazık yüzde 50’lik kesimdeki fakirleşme de 23 kat derinleşerek aşağı doğru iniyor. Bu süreci durdurmadığımız sürece ülkemizdeki güçlenmeyi ve zenginleşmeyi tarif edemeyiz" diye konuştu.

"Çalışanların yüzde 57’ye yakını, ilk defa bizim dönemimizde toplu iş sözleşmesinden yararlandı"

 Sosyal adalet kavramı içinde sendikalar önemli bir yer tuttuğunu vurgulayan İmamoğlu şu ifadelerle devam etti:

Sendikalaşma hareketlerine her zaman çok değer vermişimdir. Eşitsizliklerin ortadan kaldırılması hususunda, kendi içerisindeki özgür ve bağımsız ortamların sağlanmasında, asla taraf olmadan mevcut endüstriyel ilişkilerin en çağdaş bir biçimde yürütülmesi, yöneltilmesi hususunda 8,5 yılı aşkın kamu hizmetinde bulunan bir belediye başkanı olarak çok özenli davranmışımdır. Adil olmaya gayret etmişimdir ve hiç kimsenin hakkını, hiçbir kurumun hakkını çiğnetmeden süreç yönetmeye gayret etmişimdir.

İBB işçilerinin yüzde 92’si, toplu iş sözleşmesi kapsamında çalışıyor. İBB, çalışma hayatındaki 20 iş kolundan 13’ünü bünyesinde barındıran çok büyük bir organizasyon. Bu organizasyonda çalışma ilişkileri, 14 yetkili sendika ile ve 38 toplu iş sözleşmesiyle yönetiliyor. 3,5 yılda, 39 toplu iş sözleşmesi ve 65 ek protokol, karşılıklı iş birliği içerisinde hayata geçirildi. Bu 39 toplu iş sözleşmesinin 21’i, ilk defa bizim dönemimizde örgütlenen işyerleriyle imzalandı. Tüm çalışanların yüzde 57’ye yakını, ilk defa bizim dönemimizde toplu iş sözleşmesinden yararlanma şansına sahip oldu. 2022 yılı içerisinde sendikalarla yaklaşık 50 bin çalışanı ilgilendiren 13 toplu iş sözleşmesi ve 42 ek protokol imzaladık. Kur artışından ve ülkenin genel ekonomik zorluklarından etkilenen çalışanlara destek olmak için ücret yönetimi 6 aylık artışlar olacak şekilde yeniden düzenlendi. Bu iki konuda da sendikalar ile el sıkışarak ilerlendi ve ek protokoller imzalandı. Doğrudan hizmet alımı kapsamında çalışan, KHK statüsündeki yaklaşık 40 bin personelin yol ve yemek ücretlerini insani standartlara getirildi. Toplu iş sözleşmesi yetki davası devam eden yaklaşık 15 bin çalışanın da mağdur olmaması için de gereken hassasiyet gösteriliyor.    

 

 

ANKA

DAHA FAZLA HABER OKU