Amerikalıların İsrail'i boykot etme hakkı var mı?

Şimdi, ABD'de İsrail'i boykot etmenin özgür bir siyasi karar olup olmadığına karar vermesi için dava en yüksek dereceden mahkemeye (ABD Yüksek Mahkemesine) sunulabilir

Fotoğraf: Takver/Flickr

Batı Şeria'daki ciddi şiddet eylemleri sürerken Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği 20 Ekim'de, İsrail hükümetini yerleşim yerlerinin inşasına devam ederek kalıcı işgali pekiştirmeye çalıştığı ve uluslararası hukuku ihlal ettiği sonucuna varan bir rapor yayımladı.

BM uzmanları, Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'nı işgale ilişkin görüşünü sunmaya çağırdı.

Öte yandan İsrail-Filistin çatışması bir başka yönüyle ABD Yüksek Mahkemesi'ne sunulabilir.

Amerikan vatandaşlarının sivil haklarını koruyan özel bir kuruluş olan ACLU (Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği), 20 Ekim'de İsrail'i boykot çağrılarını görmezden gelmeyi taahhüt etmeyi reddeden Amerikan şirketlerini cezalandıran bir eyalet yasasının iptali için Yüksek Mahkeme'ye başvuruda bulunacağını açıkladı.

50 ABD eyaletinden 35'inin, İsrail'i veya işgal altındaki topraklardaki faaliyetlerini boykot eden özel şirketlerle hükümet sözleşmeleri imzalamayı veya yatırımları yasaklayan yasaları bulunuyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İnsan Hakları İzleme Örgütü, 2019 yılında bu eyaletlere İsrail işgaliyle ilişkilerini sonlandırmak isteyen şirketleri cezalandıran, boykot karşıtı yasaları yürürlükten kaldırma çağrısında bulunmuştu.

İnsan Hakları İzleme Örgütü bu tavsiyeyi, ABD'li turizm konut şirketi Airbnb'nin maruz kaldığı baskıların ardından yaptı.

Şirket 2018'de İsrail yerleşim yerlerindeki kiralık mülklere listelerinde yer vermeyi durduracağını açıklamış, bunun üzerine İsrail hükümeti ABD eyalet hükümetlerini müdahaleye teşvik etmiş ve Illinois, Texas ve Florida dahil olmak üzere büyük eyaletler Airbnb'ye karşı cezai işlemlerde bulunmuş, şirket pozisyonunu değiştirmek zorunda kalmıştı.

Benzer şekilde, bu ay, ABD'li Unilever şirketi New York, Texas ve Illinois eyaletlerinin baskısı altında, İsrailli bir şirkete, daha önce şirketin Batı Şeria'da satmamaya karar verdiği tanınmış bir dondurma ürününün üretim lisansı haklarını sattı.

Mayıs 2022'de, ABD dış politika analisti ve Brookings Enstitüsü'nde araştırmacı olan Steven Cook, bazı üniversitelerin ara sıra yaptığı gürültülü itirazlara rağmen, İsrail ve boykot karşıtı hareketin ABD'de zafer kazandığını yazdı.

İsrailli şirketlerle büyük ve önemli iş ilişkileri olan büyük Amerikan şirketleri bu ilişkilerini koruyacaklar.

Boykot karşıtı hareketin etkisinin Washington ve ABD eyaletlerinde güçlü olduğuna da dikkat çekilmeli.

Pew Enstitüsü tarafından 2022'de yapılan bir kamuoyu araştırmasına göre Amerikalıların yüzde 84'ü İsrail'i boykot hareketi hakkında çok az şey biliyor ya da hiçbir şey bilmiyor ve sadece yüzde 5'i destekliyor.

Bu zor ortamda ACLU neden şimdi ABD Yüksek Mahkemesine Arkansas anti-boykot yasasına bakma çağrısı yapıyor?


Bunun nedeni, Birliğin bu yasaları Amerikan vatandaşlarının ifade özgürlüğüne ciddi bir tehdit olarak görmesi.

ACLU, 20 Ekim tarihli bildirisinde, ticari boykotun Amerikan tarihinin bir parçası olduğunu belirtti ve ekledi:

250 yıl önce İngiltere'ye karşı devrimleri sırasında Amerikalılar, ABD'nin bağımsızlığını kabul etmesi için Londra'ya baskı yapmak amacıyla İngiliz ürünlerini boykot etmişlerdi.

1960'larda ABD'de Yüksek Mahkeme, siyahi Amerikalı sivil haklar örgütlerinin Mississippi'de siyahi vatandaşlara karşı ayrımcılık yapan şirketleri boykot etmesi gerektiğine karar vermişti.

Yüksek Mahkeme, boykotun anayasal olarak korunan bir siyasi ifade türü olduğuna karar vermişti.

Peki, boykot karşıtı yasaların gölgesinde boykotun anayasa tarafından korunan siyasi bir ifade türü olduğu ne kadar doğru?


ACLU'nun bu konuyu şimdi gündeme getirmesinin nedeni ise, Arkansas'taki yerel bir gazetenin başından geçen hadise.

Gazete, eyalette yerel bir üniversite ile bir reklam anlaşması imzalamak istedi fakat Arkansas eyalet yönetimi, sözleşmeyi imzalamadan önce gazeteden yasaları uyarınca İsrail'i boykot etmeyeceğine dair taahhüt vermesini istedi.

Muhafazakâr bir şahsiyet olan gazetenin genel yayın yönetmeni, ilkesel olarak buna itiraz etti.

Gazetesinin Arkansas şehrinin yerel haberlerine odaklandığını belirterek, neden Arkansas'tan uzak ve gazeteyi ilgilendirmeyen Ortadoğu bölgesi için bir taahhütte bulunması gerektiğini sorguladı.

Gazetenin herhangi bir tarafı boykot etmediğini, ancak hükümetin gazetesini belirli bir siyasi çizgiyi takip etmeye veya boykot uygulayıp uygulamamayı seçmeye zorlama hakkının olmadığını vurguladı.
 


Gazetenin genel yayın yönetmeni, İsrail hükümetini İsrail çıkarlarını korumak için elinden gelen her şeyi yaptığı için suçlamadığını, ancak Amerikan politikacılardan, Amerikan vatandaşlarının haklarını savunmak için baskı yapmalarını beklediğini söyledi.

ACLU'dan avukatlarla birlikte çalışan genel yayın yönetmeni, federal bölge mahkemesinde anti-boykot yasasına karşı açtığı davayı kazandı.

Fakat eyalet yönetimi Eyalet Üst Derece Mahkemesi'ne başvurarak kararı temyiz etti.

Üst Derece Mahkemesi, daha önce ekim ayının başlarında, boykotun özel bir ticari icraat olduğu, bu nedenle siyasi bir ifade türü olmadığına karar vererek Arkansas'ın anti-boykot yasasını onaylamıştı.

Şimdi, ABD'de İsrail'i boykot etmenin özgür bir siyasi karar olup olmadığına karar vermesi için dava en yüksek dereceden mahkemeye (ABD Yüksek Mahkemesine) sunulabilir.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat 

DAHA FAZLA HABER OKU