Fiyat artışları yaşamın her alanında farklı zorlukları da beraberinde getiriyor.
Sadece ürünler değil, alınan hizmetlerin de bedeli yükseliyor.
Şayet gelirleriniz yeterli düzeyde değilse bu hizmet bedellerinin karşılanması da gittikçe zorlaşıyor.
Evde hasta, yaşlı, çocuk bakımı ücretleri de bu süreçte büyük artış kaydetti.
Çocuk bakım ücretleri büyükşehirlerde ortalama 6 ile 10 bin lira arasında değişiyor.
Ancak çalışan anne babalar çocuk bakımında kimi zaman ebeveynlerinden destek alarak durumu idare edebilse bile hasta ve yaşlı bakımı yaptıranlarda iş daha çok başa düşüyor.
Bu kişiler ya kendileri bakmak zorunda kalıyor ya da bakıcı tutmaları gerekiyor.
Rakamlar 10 bin liralara ulaştı, devlet katkısı da yeterli gelmiyor
Çoğunlukla yabancı uyruklu kadınların yoğunlaştığı evde yatılı hasta ve yaşlı bakımında döviz kurlarındaki yükselişle birlikte aylık ücretler 10 bin liralardan başlayıp 18 bin liralara kadar çıkıyor.
Devletin bakıma muhtaç hastalar için ailelere sağladığı destek ekim ayı itibariyle 3 bin 340 lira. Bu rakam maliyeti kurtarmaya yetmiyor.
Çünkü ilaç, hastane, doktor, bakıcının yeme içme giderleri de eklenince yükselen maliyeti ödemek de zorlaşıyor.
Gündelik ev işçisi Ayten Kargın da bu zorluğu yaşayan binlerce insandan biri.
Ayten Kargın, geçen yıl beyin kanaması geçirerek yatalak olan annesine bakmak üzere diğer aile bireylerinin de katkısıyla yatılı bir kadın tuttuklarını belirtti.
Geçen yıl bakıcı tuttukları bakıcıya altı bin ödediklerini ifade eden Kargın, "Bu sene 10 bin lira ödüyoruz. Ümraniye'de yaşıyoruz. Semte göre rakamlar değişiyor. Kimi yerlerde ödenen miktar 17-18 bin lira çıkıyor" dedi.
Kargın hasta bakıcısına haftada bir gün de izin verildiğini belirterek, "O günlerde de 300 lira izin parası ödemekteyiz. Yani izin ve diğer giderlerle 13-14 bin liralara çıkıyor ödenen miktar" ifadelerini kullandı.
"Hastasına baktıranlar zor durumda"
Ödediği rakama karşın aldığı hizmetten memnun olmadığını bu nedenle birkaç kere bakıcı değiştirmek zorunda kaldıklarını söyleyen Kargın, şöyle konuştu:
Ben de ev işçisi olduğumdan anlayışlı davranıyorum. Fakat bazıları alternatifin az olması nedeniyle durumu iyice abartıyor. 'Sadece yemeğini yediririm, ilacını veririm diğer özel işlerini siz yaparsınız. Piyasa bu ister baktır ister baktırma' diyorlar. Mecbursun. Sonuçta evde yatılı hasta bakımına Türkler gelmiyor aileleri burada olduğundan. Dolayısıyla bu işler yabancılarda. Onlar da alternatifleri az olduğundan işi eksik yapıyor. Kulaklığı takıyor müzik dinliyor, orada hasta sesleniyor bakmıyor bile. Yaptım dediği işleri yapmıyor. Çok sorunlar yaşanıyor. Gerek bu sorunlar gerekse maddi külfetinin artması nedeniyle hastasına baktırmak zorunda olanlar çok zor durumda.
"Evde bakım hizmeti verecek kişileri devlet, belediyeler istihdam etmeli"
Ankara'da yaşayan avukat Ali Yıldırım da artık yaşlı annesine yardımcı olmak üzere evde yatılı bakıcı arıyor.
Bakıcılara verilen ücretin 10 bin liradan başladığına işaret eden Yıldırım, "Ekonomik olarak ciddi derecede zorlayan bir sorun. Evde bakım hizmeti verecek kişiler, devlet ve belediyeler tarafından istihdam edilmeli, insanlar buralara belli miktarlarda para ödemeli. Böylece hem halkın sorunu çözülür hem istihdam yaratılır" önerisinde bulundu.
"Hastası olanlar çok mecbur kalmadıkça bakıcı tutmamaya çalışıyor"
İmece Ev İşçileri Sendikası Başkanı Yıldız Seven ise geçen yıl 5 ile 7 bin lira arasında olan yatılı yaşlı bakım ücretlerinin bu yıl iki katına çıktığını vurguladı.
Seven'e göre artık hastası olanlar çok zorda kalmadığı sürece bakıcı tutmuyor. Çünkü kendisi de ücretle geçinen insanlar için ödenmesi kolay rakamlar değil.
"Kimi zaman bütün kardeşler birleşip özel bakım evlerine yatırıyor, güvenlik açısından daha iyi" ifadelerini kullandı Seven.
"Kurumsal olarak hizmet alımları da azaldı"
Bireysel olarak hasta bakıcılığı yapanlar dışında bir de kurumsal olarak hasta refakati, bakımı yapan özel şirketler var.
Günaydın Evde Bakım ve Destek Hizmetleri bu şirketlerden biri. Firmanın yetkilisi Fatih Adıgüzel, kendilerinin hasta ve yaşlı insanlara sağlık veya bakım hizmeti veren kamu veya öze kurumlara refakatçi desteği sağladıklarını dile getirdi.
Adıgüzel'e göre yüksek enflasyonun etkisiyle taleplerde düşüş yaşandı. Adıgüzel, "Kurumlar geçtiğimiz yıllarda aylık 100 milyarlık hizmet alıyordu. Bu rakam bu sene 15-20 bin liralara kadar düştü" bilgisini paylaştı.
"Yaşlılara bakmak manevi sorumluluk ama orta gelirli aileler için maddi sorun haline geldi"
Aslında yaşananlar ailelerin küçülmesi, yaşlı nüfusun da artmasının yarattığı bir durum ve gün geçtikçe bu durum kendini daha da çok hissettirecek.
Avukat Ali Yıldırım'ın da dediği gibi herkesin anne babası yaşlandığından birçok insan bu meseleyle bir aşamada tanışacak ve karşılaşınca durumun zorluğunu daha iyi anlayacak.
Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barış Erdoğan, "Ülkemizde yaşlı nüfus hızla artarken bu demografik değişim beraberinde birçok yeni sorunu da getiriyor" diye konuştu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Yaşlılara bakımı kim verecek ve bunun maliyeti nasıl karşılanacak" sorusuna birçok aile tarafından artık cevap bulmaya çalıştığını hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:
Özellikle tıbbi teknolojilerle ve özel bakımla ömürleri uzatılan ancak birine bağımlı olarak yaşamak zorunda kalan yaşlılarımıza bakmak bir yanıyla manevi bir sorumluluk ancak diğer yanıyla birçok orta yaş grubunda bulunan aileler için maddi bir sorun haline gelmekte.
"Hem çocuklarına hem artık yaşlanmış ebeveynlerine bakmak zorunda kalıyorlar"
Geleneksel toplumda yaşlanabilenlerin kalabalık geniş aile içinde hanehalkı ya da yakın akraba tarafından bakıldığını hatırlatan Erdoğan, "Ancak günümüzün şehir hayatında çekirdek aile bireylerinin bu hizmeti vermesi çok zor. Orta yaş yetişkinlerin önemli bir kısmı geç yaşlarda çocuk sahibi olduklarından bir yandan kendi çocuklarına diğer yandan da yaşlanmış ebeveynlerine bakmak zorunda kalıyorlar" diye konuştu.
Sandviç kuşak: Hem ebeveynlerine hem çocuklarına bakmak zorunda olanlar
Bu bakımı verenlerin önemli bir kısmının tam ya da yarı zamanlı bir işte çalışmak zorunda olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Bu durumda sandviç kuşak dediğimiz yani hem kendi çocuklarına hem de ebeveynlerine bakmak zorunda olan aileler çoğu zaman Türkmenistan, Gürcistan gibi ülkelerden çalışmak için Türkiye'ye gelen bakıcı kadınları yaşlılarının bakım hizmeti için istihdam ediyor" dedi.
"Yatalak hastalara bakmak zorunda olan kuşağın yaşlılığa bakışı değişmeye başlıyor"
Döviz kurlarındaki son yıllardaki hızlı artışla beraber çoğu dolar kuru üzerinden maaş isteyen bu bakıcıların masraflarının aile bütçelerini oldukça zorladığını söyleyen Prof. Dr. Barış Erdoğan, şöyle konuşarak sözlerini noktaladı:
Ahlaken ve vicdanen bizleri ve toplumu bugüne getiren yaşlılara bakma yükümlülüğümüz var. Ancak diğer yandan da yaşlı bakımı ailelerin kaldırabileceğin yükün sınırlarını aşmaya başladığında yaşlılara ve yaşlılığa karşı bakışımız değişmeye başlıyor. Özellikle yatalak yaşlılara bakmak durumunda kalan genç ve orta kuşağın yaşlılığa yönelik ahlaki değerleri yavaş yavaş değişiyor."
© The Independentturkish