Sinemanın "yaramaz çocuğu" Jean-Luc Godard hayatını kaybetti

Fransız yönetmen, 1968 Cannes Festivali'ni boykotundan kendine has anlatı diline, sinemayı kökten değiştiren bir sanatçıydı

Godard, ününe rağmen ilk Cannes ödülünü ancak 2014'te Dile Elveda'yla almıştı (AP)

Sinema tarihinin en büyük yönetmenlerinden Jean-Luc Godard, 91 yaşında hayatını kaybetti.

Serseri Aşıklar (À bout de souffle), Nefret (Le mépris), Çete (Bande à part) ve Çılgın Pierro (Pierrot le Fou) gibi unutulmaz yapımları sinema dünyasına kazandıran yönetmenin vefat haberini, Fransa'nın önde gelen gazetelerinden Libération duyurdu.

Haberde, Godard'ın İsviçre'deki Vaud Kantonu'nda yer alan Rolle kasabasındaki evinde ötanaziyle yaşamını sonlandırma kararı aldığı belirtildi.

1960'larda ve 1970'lerde sinemayı dönüştüren "Yeni Dalga" (Nouvelle Vague) hareketinin tanınmış isimlerinden Godard, 1930'da Fransa'nın başkenti Paris'te dünyaya geldi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Çocukluğunu İsviçre'nin Cenevre şehrinde geçiren yönetmen, özellikle 1960'larda çektiği siyasi filmlerle ün kazandı.

Godard, varoluşçu ve Marksist felsefeden aldığı düşünceleri, edebiyat ve sinema tarihiyle harmanlayarak filmlerinde yaratıcı şekillerde işledi.  

Rus yazar Fyodor Dostoyevski'nin Ecinniler'inden yola çıktığı Çinli Kız'da (La Chinoise), Paris'teki bir grup Maocu öğrencinin eylem hazırlıklarını anlatırken, Evli Bir Kadın'da (Une femme mariée) Marx'ın "meta fetişizmi" fikrini ele aldı.

Cannes'ı durdurdu

Godard, dönemin muhafazakar Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle'e karşı öğrencilerin ve işçilerin ayaklandığı 1968 Mayıs olaylarında da aktif rol aldı.

Fransa'yı sarsan isyanda Godard, arkadaşı ünlü yönetmen François Truffaut'yla 1968 Cannes Festivali'nin iptal edilmesine neden olan protestolara öncülük etti.

70'lerin sonunda Godard, siyasi temaları tamamen bırakmadan dil, ölüm, kimlik ve sanat üzerine izlenimlerini yenilikçi şekilde aktardığı, Herkes Başının Çaresine Baksın (Sauve Qui Peut (la vie)) ve Kral Lear (King Lear) gibi yapımlara da imza attı.
 

godard (2).jpg
Ünlü Fransız filozof Jean-Paul Sartre'la (solda) yakın olan Godard, "Yazdığı her şeyi okumak ve bilmek istiyordum" demişti (AFP)


Godard, sıçramalı kesme (jump cut), yavaş çekim (slow motion) ve sıra dışı renk, ses ve ışık kullanımıyla sinemada kendine has sarsıcı bir anlatım dili de oluşturdu.

Yönetmen, 2000'lerden sonra tematik ve biçimsel denemelerini daha da ileri götürerek Dile Elveda (Adieu au Langage) ile İmgeler ve Sözcükler'i (Le livre d'image) çekti.

Filmlerinde başrol verdiği Danimarka doğumlu Fransız aktris Anna Karina'yla 1961'de evlenip 1965'te boşanan Godard, 1967'de de Almanya doğumlu Fransız oyuncu Anne Wiazemsky'yle evlendi. Yönetmenin 12 yıl süren ikinci evliliği 1979'da boşanmayla noktalandı.

2017'de Fransız yönetmen Michel Hazanavicius, Wiazemsky'nin anılarını kaleme aldığı Un an aprés (Bir Yıl Sonra) adlı kitabından yola çıkarak Godard'ın 1960'lardaki işlerini konu edinen Godard ve Ben'i (Le Redoutable) çekti. Godard'ı filmde ünlü oyuncu Louis Garrel canlandırdı.
 

godard.jpg
Karina, Godard'ın 1961 yapımı Kadın Kadındır'la (Une femme est une femme) büyük beğeni toplamıştı (AP)

 
Godard'ın film hakkındaki "Bu çok, çok aptalca bir fikir" yorumu da gündem oldu.

Fransız sinemasının diğer ünlü yönetmenlerinden Agnes Varda ise 2017 yapımı belgesel Mekanlar ve Yüzler'de (Visages Villages) Godard'ın daveti üzerine yönetmenin evine gitmişti. Filmdeki etkileyici sahnede, Godard kendisiyle görüşmeyi reddedince Varda'nın ağladığı görülüyordu.



Independent Türkçe, Guardian, Reuters, Vanity Fair

Derleyen: Yasin Sofuoğlu

DAHA FAZLA HABER OKU