Aile hekimliği, Türk sağlık sistemi içerisinde önemli bir yer tutuyor.
İlk olarak 2005 yılında pilot bölge seçilen Düzce’de başlatılan bu uygulama, 2010’dan itibaren Türkiye’nin geneline yayıldı.
Mahallelerde kurulan Aile Sağlığı Merkezleri’nde çalışmaya başlayan aile hekimliği uygulaması doktora ulaşımı kolaylaştırması nedeniyle halk arasında genel olarak beğeni topladı.
Türkiye’de şu an 25 bin civarında aile hekimi var.
Resmi Gazete’de açıklanan 2022 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’na göre 2022 sonuna kadar aile hekimi sayısının 30 bin 680’e ulaşması bekleniyor.
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla yürürlüğe giren "Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" Resmi Gazete'de yayımlandı.
Düzenleme aile hekimlerine baktıkları hasta sayısına göre ek ödeme getiriyor. Ancak bu ek ödemelerin yapılabilmesi için aile hekiminin herhangi bir ihtar almamış olması lazım.
1-10 arası ihtar puanı alanlara 1 ay, 11-20 arası ihtar puanı alanlara 2 ay, 21 ve üzeri ihtar puanı alanlara ise 3 ay süre ile ek ödeme yapılmayacak.
Meslek örgütleri tepkili
1 Eylül’den itibaren yürürlüğe girecek düzenlemeye doktorların meslek örgütlerinden ve sendikalarından peş peşe tepki geldi.
Türk Tabipler Birliği, Genel İş Sendikası, Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası düzenlemeyi kınayan açıklamalar yaptı.
Fazladan hasta bakmaya 5 ile 9 bin arası ek ödeme
Ek kazanç getirmesi nedeniyle aile hekimleri arasında yeni düzenlemeden memnun olanlar da mevcut. Çünkü doktorlara alacakları hasta sayısına göre 5 ila 9 bin liraya varan ek ödemeler yapılacak.
“Koruyucu sağlık hizmetleri rafa kaldırılıyor, poliklinik hizmetlerine dönülüyor”
Peki karşı çıkanların itiraz noktaları ne?
Bu konuyu Türk Tabipler Birliği Kongre Delegesi olan Aile Hekimi Recep Yılmaz Koç ile konuştuk.
Koç, aile hekimliğinin yapısı nedeniyle daha çok birinci basamak koruyucu sağlık hizmetleri vermesi gerektiğini kaydederek söze başladı.
“Yani aşı, bebek, çocuk gelişiminin izlenmesi, hamilelerin, yaşlıların takibi, işte kronik hastalık dediğimiz diyabet, kanserli hastaların durumuyla uğraşmalı, izlenimde kalarak onları yönlendirmelidir" diyen Koç, "Poliklinik hizmetleri ikinci plandadır. Ancak bu uygulama ile poliklinik hizmetlerine ağırlık verilerek koruyucu sağlık hizmetleri bir nevi rafa kaldırılmış oluyor” değerlendirmesini yaptı.
“Aile hekimliklerinde ciddi yığılmalar, güvenlik sorunları olacak”
Aile hekimlerinin günde ortalama mahallelerinde kayıtlı olan 40 kadar hastaya baktığını, yeni uygulama ile kayıtlı olsun olmasın herkesin gelip muayane olabileceğini belirterek, şöyle devam etti:
Fazladan hasta almak doktorun tercihine bırakılıyor. 40’dan itibaren hasta almaya başladığında ona göre ek ödeme alınacak.
Bir günde 78 kişiye bakınca tam ödeme olacak. Ancak bu kadar sayıda hastaya bakınca ilgilenme süresi iyice düşecek.
Önleyici sağlık hizmetleri bitecek. Aile hekimliklerinde ciddi yığılmalar ve güvenlik sorunları olacak.
Aile hekimlikleri hastaneler gibi değil. Mahalle aralarındaki yerler. Koruma bile yok.
Gelip birinde istediği ilacı yazdıramayan ‘Diğer hekimlikte yazıyorlar. Siz niye yazmıyorsunuz?’ diye itiraz edecek, sözel veya fiziksel şiddet oluşacak.
Sürekli aile hekimlikleri arasında dolaşan bir kitle oluşacak.
“Hekimlikteki iç huzuru bozacak, rekabeti artırıp, etik dışı durumlara yol açacak”
Koç, uygulamanın doktorlar ve diğer çalışanlar arasında da soruna neden olacağını söylüyor.
Dr. Recep Koç'a göre bir doktor ek hasta alırken, diğeri günlük limiti dışında almak istemeyince ona yönelik tepkiler olabilir.
Türk Tabipler Birliği Kongre Delegesi, "Beraber çalıştığımız ekip arkadaşlarımız olan ebe, hemşire, sağlık memurlarına ise sadece 500-600 lirayı uygun görmüşler. Bütün bunlar aile hekimliğindeki iç huzuru da bozacak, gereksiz rekabete ve etik olmayan durumlara yol açacak” diye konuştu.
“Hastaneleri işletmeyi beceremeyen bakanlık, işi aile hekimliklerine yıktı”
Koç, düzenlemenin bir seçim yatırımı olduğunu ifade ediyor.
Sağlık Bakanlığı’nın hastanelerdeki randevu sorununu ve yığılmaları çözemediğini aktaran Koç, “İstediği çözüme ulaşamadığı için gezen bir hasta kitlesi oluştu. Şimdi bu kitleyi de bir yerde bir doktorla muhatap etmesi lazım. Burada da aile hekimlerini buldular. Hastanelerdeki muayeneyi, işletmeyi beceremeyen bakanlık işi aile hekimliğine yıktı” dedi.
“Hastanedeki doktor gibi değil, siğili olan da kolu burkulan da aile hekimine geliyor”
Aile hekimlerine her türlü hastanın geldiğini söyleyen Koç, “Hastanede olsan branşın neyse ona göre gelirler. Ancak aile hekimliğinde elindeki siğili göstermek için gelen de var, ortapediye gitmesi gereken kolu incinmiş kişi de var" diye konuştu.
Bu durumun daha da artacağını vurgulayan Recep Koç, "Önceden kesin kayıtlı hastalar gelirken şimdi kapıdan içeri giren gelecek. Bu sorumluluğu da artıran bir durum. Yanlış bir işlem hukuki sonuçlar doğurabilir. 'Bakamam' desen itiraz edecek” değerlendirmesini yaptı.
© The Independentturkish