Türk futbolunun son yılları, yabancı oyuncuların sayısıyla ilgili tartışmaların çoğunluğunu barındırıyor.

Zaman zaman siyasetçilerin de müdahil olduğu polemiklere kulüp başkanları, teknik direktörler, federasyon yöneticileri, spor yazar ve yorumcuları ile sosyal medya kullanıcıları da eşlik ediyor.

Tartışmaların odağında yabancı serbestisi veya yasakları yer alıyor. Yabancı kuralında en yetkili isim olan TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi'nin konuyla ilgili TRT Spor'a yaptığı son değerlendirme, tartışmaların yeniden alevlenmesine neden oldu.

Mehmet Büyükekşi / Fotoğraf: AA

"Hedefimiz, bir daha değişmeyecek bir kuralın belirlenmesi" 

Bu konuda tek başlarına karar almayacaklarını, Kulüpler Birliği Vakfı ve 1. Lig kulüplerinin de görüşlerine başvuracaklarını ifade eden Büyükekşi, şöyle konuştu:

Yapmak istediğimiz şey uzun vadeli stratejiler oluşturup, bir daha değişmeyecek, kulüplerin de arkasında duracağı bir kuralın belirlenmesi hedefimiz. Gerekirse aynı şekilde devam etmesi, gerekirse azaltılması gerekirse de tamamen serbest bırakılması yönünde.

Büyükekşi, tartışılmayacak ve uzun vadeli hayata geçecek kuralın sinyallerini verse de geçmişten günümüze değiştirilen kuralla ilgili tartışmaların bitip bitmeyeceği gerçeği merak ediliyor.

Nihat Özdemir döneminde uygulamaya konulan ve bu yıl 7+4 olması gereken kuralın, 8+3 olarak devam edeceği açıklanmıştı. 

"Sadece Türk futbolunda değil dünyada da tartışılmayacak bir karar almak mümkün değil"

Spor yazarları Oğuz Dizer ile Tolga Ersarı, hemen her yıl değiştirilen yabancı kuralını ve burada kalıcı bir çözüm bulunup bulunamayacağını Independent Türkçe'ye değerlendirdi.

Yabancı oyuncu kuralında kalıcı kararların uygulanamayacağını ifade eden Dizer, "Sadece Türk futbolunda değil dünyada tartışılmayacak bir karar almak mümkün değil. Tartışılmayacak bir kararın olabileceğini federasyon başkanımız nasıl hayal etmiş, nasıl öyle bir kurguya kendini hazırlamış anlamak mümkün değil" dedi.

Spor yarışmalarının tartışma platformu olduğunu dile getiren Dizer, "Hem yarışır hem de tartışırsınız. Kaliteyi, moral gücünü, saha şartlarını tartışırsınız. Tartışmanın üzerine kurulmuş bir yapıda tartışmayı kaldırmak mümkün olur mu? Yabancı sayısı serbest de sınırlı da olsa her zaman tartışılacaktır" diye konuştu.

"Böyle bir hayali kurabilmek için de çok uçuk beklentiler içinde olmak gerekir" 

Büyükekşi'nin sözlerini "hayal" olarak nitelendiren Dizer, şu ifadeleri kullandı:

Bu nasıl bir hayaldir anlamakta güçlük çekiyorum. Hayal olduğunu kabul ediyorum. Böyle bir hayali kurabilmek için de çok uçuk beklentiler içinde olmak gerekir diye düşünüyorum

"Türkiye'de bu kadar çok kulüp batık vaziyetteyse bu işin ateşini yakanlar menajerlerdir"

Yabancı oyuncular konusunda menajerlerin de dahlinin olduğunu ve bu tartışmaların menajer odaklı yapıldığını öne süren Dizer, şu hususa dikkat çekti:

Maalesef bilgi ve kültür eksikliğimiz var. 12-13 yaşındaki çocuklar tamamen ekonomik beklentilere göre şartlandırılıyor. 70'li yıllarda Sakaryaspor yöneticiliği yaptım. O zamanlar Türk futbolunun başında menajerlik denilen o ahlaksız, acımasız yapı yoktu. 90'lı yıllardan itibaren Türk futbolunun içine girdiler ve maalesef futbolumuzu zehirlediler. Bu kadar kulüp batık vaziyetteyse bu işin ateşini yakanlar da menajerlerdir. Bu bir devlet sorunudur fakat kimse üzerine gitmek istemiyor. Medya da bu konuda maalesef batık. Her gün 7-8 yeni gelecek futbolcunun reklamı yapılıyor. Biz bu kadar mı çöktük? 

"Mesele oyuncunun kimliği ya da sayısı değil, içinde bulunduğu sistemin parçası olabilmesidir"

Futbolda önemli olanın oyuncunun kimliğinden ziyade sistem içerisindeki uyumuna ve kalitesine bakılması gerektiğini belirten Dizer, sözlerini şöyle tamamladı:

Fenerbahçe'nin Dinamo Kiev'le oynadığı müsabakayı gözümüzün önüne getirelim. Bir tarafta çok büyük paralara transfer edilmiş ve hazırlık döneminden geçen Fenerbahçe, diğer tarafta 8 aydır resmi müsabaka oynamamış, harbin içinde her türlü sıkıntıyı yaşayan bir futbolcu topluluğu. 90 dakikada sistemin ve doğruların daha fazla olduğunu Kiev tarafında gördüm. Son derece organize, bilimsel ve doğru planlamalarla kaleye geldiğini de defalarca izledik. Yani kalite, disiplin ve oyun kültürü çok önemli. Bir sistem olması gerekiyor. Mesele oyuncunun kim olduğu, kimliği ya da sayısı değildir. İçinde bulunduğu sistemin parçası olabilmesidir.

TFF, 7+4 olması gereken yabancı kuralını 8+3 olarak devam ettirme kararı aldı / Fotoğraf: AA

"Umarım böyle bir karar alınır ancak şu anki konjonktürde biraz zor"

Spor yazarı Tolga Ersarı, Büyükekşi'nin yabancı sınırı konusundaki düşünceleri olumlu bulmasına karşılık bu durumun biraz zor olduğu görüşünde. 

"Umarım böyle bir karar alınır ancak şu anki konjonktürde biraz zor gözüküyor" diyen Ersarı, şöyle konuştu:

Aslında işin gerçeği şu: Futbolcunun yerlisi, yabancısı olmaz. İyi veya kötü futbolcu olur. Sahada pasaport oynamıyor. İyi olan da her fırsatta oynuyor. Arda Güler'i görüyorsunuz. İyi oyuncu kendini gösterir ve her şekilde oynar. 

"Önemli olan doğru, Türk futboluna fayda sağlayacak bir karar almak"

Futbolda yabancı sınırlamasının olmaması gerektiğini vurgulayan Ersarı, "Karar almak önemli değil. Önemli olan doğru, Türk futboluna fayda sağlayacak bir karar almak. 2-3 oyuncu kulübede oturup, bir kısmı tribünde olduktan sonra bir faydası olmaz. Benim görüşüm hiç sınır olmaması yönünde. 14+14 üzerinden gidilmesi daha makul bir formüldü fakat değiştirdiler. 8+3 gibi bir garabet geldi. Ki bu sene 7+4 dört olacaktı. Bu mantıklı değil, uygulanabilirliği de yok. Bu sene uzattılar. Nispeten iyi ama olması gereken sınırın kalkması" şeklinde görüş belirtti.

Türkiye'de yabancı kuralı hemen her yıl değişime uğruyor / Fotoğraf: AA

"Yabancı sınırsız olduğu sistemde çok iyi yerliler çıktı ve çoğu yurt dışına gitti"

14+14 kuralı döneminde yurt dışına transfer olan birçok yerli oyuncunun olduğuna dikkat çeken Ersarı, "Yabancının sınırsız olduğu sistemde çok iyi yerli oyuncular çıktı ve çoğu yurt dışına gitti. İyi kulüplerde de oynuyorlar. Yabancı oyuncular onlara engel olmadı, tam tersine bu sistemde kulüpler onları çekmek zorunda kalıyor. Yerli iyi oyuncunun da önü kapanmıyor, Avrupa'ya gidip ufkunu genişletme şansı doğuyor" değerlendirmesinde bulundu.

"Aldığınız oyuncular, alma yöntemin, menajerlerin problemli ama sorun yabancı sayısında öyle mi?"

Arda Güler, Kerem Aktürkoğlu gibi genç oyuncuların yükselişinde yabancıların katkı verdiğine değinen Ersarı, menajerler üzerinden oyuncu alınmasını eleştirerek, şu yorumu yaptı:

Hakikaten iyi, kaliteli yabancılar alınmışsa sağlıklı bir rekabet ortamına katkı sağlayabilir. Çoğumuz transferlerin nasıl yapıldığını biliyoruz. Bilmeden, duymadan menajerlerin aracılığıyla oyuncu alınıyor iyi çıkmayınca sorun yabancılarda oluyor. Sonra eleştiri kurala geliyor. Kulüpler iyi yönetilmeli. Türk futbolu iyi yönetilirse bizi başarıya götürür. Kulüpleri iyi yönetmez, transferi düzgün yapmazsan ondan sonra suçu yabancı oyuncuda bulursun. Aldığınız oyuncular, alma yöntemin, menajerlerin problemli değil ama sorun yabancı sayısında öyle mi? Değil!