Gezi Parkı ile ilgili 1'i tutuklu 6'sı firari 16 sanığın, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan yargılandığı davanın üçüncü duruşmasında 21 aydır tutuklu olan iş insanı Osman Kavala'nın oy çokluğuyla tutukluluğunun devamına karar verildi.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mehmet Başbuğ'un karşı oy kullandığı öğrenildi.
Başbuğ, geçtiğimiz duruşmada Osman Kavala'nın tahliye edilerek 'ev hapsine' çıkartılması gerektiği görüşüyle, mahkemenin tutukluluğun devamı kararına şerh koymuştu.
Bir sonraki duruşma 8-9 Ekim'de Silivri'de görülecek.
Osman Kavala'nın tutukluluk halinin devamına oy çokluğuyla karar verildi.
— #GeziyiSavunuyoruz (@gezisavunmasi) 18 Temmuz 2019
Bir sonraki duruşma 8-9 Ekim'de Silivri'de görülecek.
Söz konusu kararın açıklamasından evvel duruşma savcısı Mustafa Güner mütalaasında Kavala'nın tutukluluğunun devamı yönünde görüş bildirdi.
Güner, "Kavala'nın atılı suçun katalog suç olmasından ötürü atılı suçun vasfı ve mahiyeti göz önünde bulundurarak tutuklama tedbirinin AİHM kararıyla ölçülü ve uyumlu olması nedeniyle tutukluluk halinin devamına kamu adına mütalaa olunur" ifadesini kullandı.
Mahkeme yaklaşık yarım saatlik aranın ardından sanıklar ile ilgili kararları açıkladı.
21 aydır tutuklu bulunan sanık Osman Kavala'nın oy çokluğuyla tutukluluk halinin devamı dışında, mahkeme heyeti yakalama kararı olanların yakalamalarının devamı ve tutuksuz sanıkların hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin sürmesi yönünde karar verdi.
Heyet kararı açıklıyor:
— #GeziyiSavunuyoruz (@gezisavunmasi) 18 Temmuz 2019
Hakkında yakalama kararı olan sanıkların, yakalama isteğinin devamına
+
Mahkeme heyeti böylece adli kontrol tedbirlerinin kaldırılması talebini reddetmiş oldu.
Kavala'nın Savunması
Silivri'de görülen Gezi Davası'nda Osman Kavala savunmasında gözaltına alındıktan sonra savcı tarafından sorgulanmadığını belirtti.
Kavala, kendisine karşı delil olarak öne sürülen fotoğrafların bir fotoğraf sergisi ile Gezi Parkı'nda çekilmiş fotoğraf olduğunu belirtip, iddianamenin tutukluluğundan 16 ay sonra hazırlanmış olmasını 'somut delil arama çabası' diye niteledi:
Gezi protestolarını, hükümeti devirmeye değil, yanlış kararlardan döndürmeye yönelik demokratik bir kampanya olarak gördüm İddianamedeki suçlamalarla ilişkin sorgulanmadım. Gözaltına alındıktan sonra savcı tarafından sorgulanmadım. İddianamenin tutuklanmamdan 16 ay sonra hazırlanmış olması da somut delil arama çabasının göstergesi. İddianamedeki kurgunun temel unsurlarını teşkil eden Soros, Açık Toplum Vakfı, Taksim Dayanışması, Otpor'la ilgili bana hiçbir soru sorulmadı. Bana karşı delil olarak gösterilen fotoğraflar bir fotoğraf sergisi ve Gezi Parkı'nda çekilmiş fotoğrafım. İddianamedeki deliller seyahat programım ile Anadolu Kültür'ün mali raporları. Bunların tutukluluğumla alakası olmadığı açık. Bu bilgiler ve mali raporlar suç işleme kastıyla fon kullanıldığına ya da kullandırıldığına dair bir somut delil içermiyor. Ben iki suçlamadan dolayı tutuklandım. Gezi olaylarının organizatörü ve finansçısı olmaktan ve 15 Temmuz darbesine destek vermekten. Aralarında 3 yıl olan bu iki olay nedeniyle tutuklanmış olmam, savcılığın bu iki olay arasındaki bağlantıya ilişkin şüphe olduğunu gösteriyor.
Kavala kendisi ile ilgili şüpheleri artırmak için Türkiye'deki bazı basın organlarında aleyhine haberler yayımlandığını iddia etti, KOM Daire Başkanlığı'nın hakkında hazırladığı analiz raporunda ise hiçbir delil olmadığını söyleyip tahliyesini talep etti:
Beni suçlayan KOM dairesinin hazırladığı analiz raporunda hiçbir delil yok. 15 Temmuz darbe girişimine destek olması suçlaması iddianameye dönüşmedi, soruşturma dosyası olarak devam ediyor. Hakkındaki gizlilik kararı devam ediyor. Tutuklandıktan sonra Henry Barkey ile 93,5 saat telefon kaydımın olduğuna dair asılsız haberler yayınlandı. Ama tek bir görüşmemiz yok Tutuklandıktan sonra da suçlamalarla ilgili somut delil yok. Şüphe ile delil arasındaki kopukluk daha belirgin hale geldi. Bu nedenle tahliyemi talep ediyorum.
Kavala'nın ardından söz alan avukatı Köksal Bayraktar, "Müvekkilim 21 aydan bu yana yani 630 günden bu yana hürriyetinden yoksun kılınarak yaşama durumunda kalmıştır. Sayıların büyüklüğü yapılan hukuki işlemin yanlışlığını ortaya koymaktadır" diye konuştu.
Bayraktar, Kavala ile ilgili adli kontrolün yeterli olacağını söyledi:
Adli kontrol yeterli olacaktır. Kavala başka bir dosyadan daha tutuklu. Bir kere hakim karşısına çıkmış ancak iki kere tutuklama kararı verilmiş. Hukuki garabet terimini mecburen kullanıyorum. Bugün Kavala hakkında tahliye kararı verilebilirse Kavala ceza evinden çıkabilir mi bilmiyoruz. Sulh Ceza Hakimliği'nin kararını kaldırırsanız tahliye olması gerekir ama diğer dosya ne olacak, nasıl çözülecek? Sizin heyetinizin bunu çözebileceğine, Sulh Ceza Hakimliği'ni kararını kaldırırsa Kavala'nın tahliye olabileceğine inanıyoruz.
Kavala, 18 Ekim 2017'de Gaziantep’te Goethe Enstitüsü ile birlikte gerçekleştirilmesi planlanan bir projenin toplantısından döndüğü sırada İstanbul Atatürk Havalimanı’nda gözaltına alınmış, iki hafta gözaltında tutulduktan sonra 30 Ekim 2017'de polis sorgusunun ardından adliyeye sevk edilip mahkemece tutuklanmıştı.
Kavala'nın tutuklandığı gün AK Parti grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kavala için "STK temsilcisiydi, medya mensubuydu, güzel vatandaştı gibi güzellemelerle hedef saptırmaya çalışılıyor. Başkonsoloslukta çıkan da o. STK mensubu dedikleri, Türkiye’nin Soros’u denilen kişinin havası çıktı meydana. Bağlantılar çıktı ortaya. Siz kime neyi yutturuyorsunuz ya? Ve Taksim olaylarının arkasında bakıyorsunuz aynı kişi var. Bakıyorsunuz belli yerlere kaynak aktarımının arkasında bunları görüyorsunuz. Neyi yutturuyorsunuz?” ifadesini kullanmıştı.
İletişim Yayınları'nın kuruluşunda yer alan Kavala, iş insanı kimliğinin yanı sıra Türk-Polonya İş Konseyi, Türk-Yunan İş Konseyi, Güneydoğu Avrupa’da Demokrasi Merkezi gibi çeşitli iş ve toplumsal kuruluşların yönetim kurulunda çalıştı.
Kavala aynı zamanda TESEV, Açık Toplum Enstitüsü, Helsinki Yurttaşlar Derneği üyesi.
© The Independentturkish