Eski kriket oyuncusu İmran Han sadece birkaç gün önceye kadar Pakistan'ı yönetiyordu. Tıpkı Liberya'nın eski futbolcusu George Weah'ın ülkesini yıllardır yönettiği gibi.
Han, profesyonel bir kriket oyuncusu olmasına bu alanda uluslararası bir ünü bulunmasına ve kriket dünyasında ülkesi için bir yer edinmesine rağmen, aniden kendini bir şekilde siyasi arenanın dışında buldu.
Ülkesini, başkanlığını yaptığı Pakistan Adalet Hareketi '(Pakistan Tahrik-i İnsaf - PTI)' partisinin elde ettiği nispi bir meclis çoğunluğu ile yönetiyordu.
Ancak muhalefet bir anda kendisine karşı birleşti. Başbakanlığı, güvenoyunu geri çekerek hükümetin başına geçen Şahbaz Şerif'e verdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Pakistan'da parlamenter bir sistem olduğundan tüm yetkiler cumhurbaşkanının değil, başbakanın elinde. Dolayısıyla orada olup bitenleri takip edenler İmran Han'ın adını biliyor.
Fakat ülkenin Alvi adlı bir cumhurbaşkanı olduğunu bilmiyorlar. İsrail Başbakanı ile Cumhurbaşkanı'nı karşılaştırdığınızda tam olarak bunu göreceksiniz. Parlamenter sistemi benimseyen her başkentte durum aynıdır.
İki taraf arasındaki hararetli siyasi savaş atmosferinde ve Han ile Şahbaz arasındaki tüm çekişmeler sırasında Alvi'nin adı neredeyse hiç görülmedi.
Han önce kaçmaya çalıştığında ve Cumhurbaşkanı'ndan parlamentoyu feshetmesini istediğinde ortaya çıktı.
Cumhurbaşkanı yanıt vererek feshetme kararı verdiğinde muhalefet, meclisi eski haline getiren Yüksek Mahkeme'ye gitti.
İmran Han, mümkün olan her yolu denedi ancak kaçmaya çalıştığı kaderle karşı karşıya olduğunu fark etti!
Pakistan'da olup bitenler bizi ilgilendiriyor olmalı. Bu, birkaç nedenden dolayı kamuoyunun meşguliyetlerinin bir parçasıdır.
Örneğin bu ülke geniş anlamıyla Büyük Ortadoğu'nun bir parçasıdır. Ortadoğu, tanımlarından biri halen uzak batıda Fas'ı, uzak doğuda Pakistan'ı içine alan bakış açısını kapsıyor.
Ayrıca sebepler arasında Pakistan'ın haritadaki konumuna bakarsanız, onu Arap Körfezi'nin doğu kıyısında kuzeyden güneye uzanan ve İran ile doğrudan bir sınıra sahip bulacaksınız!
Daha önemli olabilecek üçüncü bir neden daha var: Pakistan bir nükleer devlettir.
Ve bu, başbakanlık makamıyla ilgili tartışmayı, çevresindeki ülkeleri ilgilendiren bir olay haline getirmek için başlı başına yeterli bir nedendir.
Sadece sayılı dünya ülkelerinin sahip olduğu bu silahı elinde bulunduran ülkelerin sayısı, iki elin parmaklarını geçmez.
Çağdaş dünyamızda bir devlette nükleer silahların varlığı, İmran Han ve muhalifleri arasında meydana gelen türden, devlet içindeki ani bir siyasi hareketi devletin tüm bölgesini ilgilendiren ve onunla birlikte neredeyse dünyaya ait bir çatışma haline getirecektir.
Pakistan'daki hükümet liderliği konusundaki bir anlaşmazlığa atıfta bulunmak abartı olmaz. Çünkü Han'ın kendisi yeni hükümeti ve başkanını tanımadığını söyledi.
Üstelik bununla da kalmayarak, parlamentodaki PTI milletvekillerine talimat verdi ve istifa ettiler.
342 milletvekilinin bulunduğu bir parlamentoda hareketi temsil eden 155 milletvekilinin istifa etmesi, parlamenter sistemle yönetilen bir ülkede parlamentonun çalışma performansını etkileyebilecek ve ortaya çıkacak dengesizliğin boyutunu hayal edebiliyoruz!
Pakistan'daki her büyük olaya ilgilenmemizin nedenlerini sıralayacak olursak, pek çok sebep buluruz ama bahsi geçen bu üç sebep, yeterlidir.
Bu nedenler, üzerinde yaşadığımız topraklarımıza nasıl bakıyorsak, Pakistan topraklarına da öyle bakmamızı sağlıyor!
Belki de Han'ın kendisini uyarıda bulunmadan görevinden alan siyasi muhaliflerle mücadelesinde ilgili etkileyici olan, onlardan, aktif bir dış komplonun cephesi olarak bahsetmesi oldu.
Herhangi bir politikacının ağzından böyle bir konuşmada genellikle yapıldığı gibi genel bir komplodan bahsetmeyen Han, komplonun arkasındaki tarafı gizleyip yada atıfta bulunmadan doğrudan söyledi.
Açıkça ABD'nin adını verdi. Bu konudaki değerlendirmesi, geçtiğimiz 24 Mart'ta Ukrayna'ya karşı savaşın başladığı gün Moskova'ya yaptığı ziyaretin, Washington'ın kışkırtmasının ana nedeni olduğu yönündeydi.
İster bugünlerde Afganistan'da isterse uzun süre Irak'ta olsun, Amerikan politikasını eleştirmesi de dahil olmak üzere başka nedenler olduğunu ifade etti!
Soru şu: Han'a karşı ani muhalefet darbesinin arkasında Joe Biden yönetimi olabilir mi?!.
Prensip olarak bu çok olası. Eğer suçlaması doğruysa bu, ABD'nin bir hükümdarı yerinden etmek için müdahale ettiği son müdahalesi olmayacak. Tıpkı ilk olmadığı gibi.
Tarih böyle vakalar ve örneklerle doludur. Yalnızca Güney Amerika'da yeterince ve daha fazlası olay vardır!
Ancak Han'ın sunduğu neden inandırıcı değil. Aksi takdirde ABD'nin başkenti dünyadaki devlet ve hükümet başkanlarıyla ne yapacak?
Avrupa ve müttefikleri ile Rusya'ya karşı yaptırımları konusunda hevesli olmayan ve Moskova'nın etrafındaki ilmiği sıkma konusunda buna uymayan, Ukrayna'daki Rus savaşının başlangıcından bu yana yolundan gitmeyen, savaşın başladığı günden beri istediği ve arzu ettiği yoldan yürümeyenler ne olacak?!.
Pakistan'da İmran Han'ı devirdiği gibi, daha sonraki bir aşamada hepsini devirmek için mi çalışacak?
Muhalefet edenlere yaptığı gibi hepsini mi cezalandıracak?! Pratik olarak zor, politik olarak çok daha da zor görünüyor.
Çünkü ABD'nin bu dönemdeki konuşması, rakipleri listesine başka düşmanlar ekleme politikalarından ziyade, çevreleme politikalarını ve daha fazla müttefiki seferber etme politikalarını ortaya koyduğu ölçüde, Han'ın bahsettiği türden politikalara katılımını yansıtmıyor. Ukrayna'yı, Ruslara karşı bir vekalet savaşına itiyor.
Şahbaz Şerif'e gelince; yeni işine başlar başlamaz, bu konuda İmran Han'ın yolunu kesmeye başladı.
Washington'ın muhalefetin eski Başbakan'dan güvenoyunu geri çekme kararını desteklediğine dair bir kanıt sunarsa, görevinden hemen istifa edeceğini söyledi.
Elbette ki ne söylediğini biliyor. Çünkü bunlar, somut delil getirmenin güç olduğu ve İmran'ın yerine oturanın, ondan güvenoyu geri çekilmeden anlayabileceği, elle tutulabilecek hiçbir şey bulunamayacak şeylerdir.
Delil sağlamak mümkün olsaydı, bu delil muhalefetin harekete geçtiği ilk andan itibaren ortaya çıkar ve sızardı!
Ancak bu, parlak kriketçinin siyasi örtüsünün birdenbire kaldırılıp, göz açıp kapayıncaya kadar yüksek konumunu kaybetmesinin nedenini sürekli araştırmamızı engellemiyor.
Ayrıca kendisinin kriket sahasındaki atletik hünerinin, ona ihanet etmesine neden olan ve kalbinde dört yıla yakın bir süre bulunduğu bir siyaset sahnesinin içinde kalmasına yardım eden sırrı araştırmamamız gerektiği anlamına da gelmez.
Şahbaz, rupi değerinde eşi görülmemiş bir düşüşten, devletin genel bütçesindeki açıktan, ticaret dengesindeki açıktan ve genel olarak 'gemiyi batmaktan kurtarmaktan' bahsediyor.
Bütün bunlar, İmran'ın gidişinden bir saat öncesine kadar ne medyada konuşuldu ne de basına yansıdı.
Ne oldu?!.
Yenilenen ne?!.
Aslında işin sırrı, Pakistan Ordusunun Komutanı General Kamar Cavid Bajva'nın cebinde.
Çünkü ordu, ülkenin 1947'de Hindistan'dan ayrılıp bağımsızlığını kazanmasından bu yana adeta çözümün ve içindeki sözleşmenin sahibidir.
Hükümetlere siyasi örtü açan da ortaya koyan da odur. Bunun dışındakiler genel çerçevede sadece ayrıntıdır!
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil