CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya sert sözler sarf etti. 

6 muhalefet partisinin bir araya gelerek Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat metnine imza atmasının ardından Bakan Soylu'nun "Kılıçdaroğlu, biraz dürüstsen, bu millete biraz inancın varsa, 6'lı masa toplantısından sonra, beraber oluşturduğunuz ve tutanak altına aldığınız bildiriyi, hangi büyükelçiliğe düzeltmeye gönderdin, bunu açıkla" dediğini hatırlatan Özkoç şunları kaydetti:

Kara para akladığı iddia edilen ve yurt dışında arama kararı çıkartılan insanlarla odasında görüşen kişinin adı Süleyman Soylu'dur. O kişiyi devletin yapısı ile birlikte yurt dışına kaçırdığını bütçe komisyonunda itiraf eden kişi Süleyman Soylu'dur. Yakalanan tonlarca kokainin gerçek patronunu gizleyen ama o arada hiç bu işle alakası olmayan insanları yakalayıp cezaevine koyan Süleyman Soylu'dur. Süleyman Soylu fitne, fesat, iftira yoluyla Türkiye'de kargaşa yaratmak istiyor. Ne diyor 6'lı ittifakın ortak bildirisiyle ilgili? 'Bir büyükelçiye gitti, ondan yardım istedi.' falan. Buradan sesleniyorum, bu doğruysa gereğini yap. Uyuşturucu baronları, kara para aklayanlar, mafya liderleriyle ilgili gereğini yapmadın. Sana bu konuda güvenmiyorum ama bu konu gerçekten doğruysa gereğini yap.

Erdoğan'a "manda yoğurdu" tepkisi: Dalga geçiyorsun

Özkoç, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Tokat'ta çiftçilerle bir araya geldiği programda kullandığı "manda yoğurdu" ifadesini de eleştirdi. Özkoç, "Yanındaki insanlara şöyle bir müstehzi bir bakışla ondan sonra da milletin gözünün içine baka baka 'Ben her gece yatarken manda yoğurdunun içerisine kestane balı, hurma ekliyorum yiyorum. Çok şifalıdır.' diyorsun. Milletin manda yoğurdu, kestane balı alacak hali var mı, yok mu? Sen bu kibirle millete üstten bakıyorsun, onların açlığından, yoksulluğundan, mağduriyetinden habersiz gibi onlarla dalga geçiyorsun" diye konuştu.

Erdoğan'ın uyguladığı ekonomi modeli nedeniyle doların 8 liradan 14 liraya çıktığını söyleyen Özkoç, konuşmasını şöyle sürdürdü:

Doların fırlaması mazotun fırlamasını, benzinin fırlamasını sağlıyor, gıda fiyatlarının artmasını sağlıyor. Gıda fiyatları arttıkça senin asgari ücrete yaptığın zam bunun gerisinde kalıyor. '4 bin 250 lira asgari ücreti çoğaltıp insani noktaya getirdim.' diye övünürken bir iki ay içerisinde senin yanlış ekonomik politikaların nedeniyle fiyatlar öyle bir fırladı ki açlık sınırı asgari ücretin 500 lira üzerine çıktı. Peki bu doğru mu? Değil. Bundan dönmenin bir yolu var mı? Bundan dönmenin yolu Recep Tayyip Erdoğan'ın inadından vazgeçmesidir.

Recep Tayyip Erdoğan dolar milyonerlerine 'Kur korumalı mevduat sistemi çıkaralım.' diyor. Milyarderlerinin kefili milletimiz olacak. Bankada doları olanlara 'Türk lirasına çevirin. Mevduat hesabına bir milyon liraya çevrilmiş bir parayı yatırırsanız, 3 ay içerisinde 272 bin lira olarak size geriye dönecek.' diyor. Bunun en önemli yükünü kim karşılıyor? Hazine yani millet. Hani faiz günahtı Recep Tayyip Erdoğan? Kendi inancınla çelişmiyor musun? Senin yaptığın bu politika, insanları yoksullaştırdı. 'Faiz günahtır.' dedin, Türkiye'deki en büyük faiz uygulayan lider kendinsin. Bu günahtır sen de günahkarsın.

Independent Türkçe, AA