Yargıtay eşini öldüren erkeğe verilen cezayı çok buldu, indirim istedi

Muğla'da eşini öldürdüğü için verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, bozma kararının ardından 24 yıla düşürülen sanığın bu cezasında da haksız tahrik indirimi makul oranda yapılmadığı için indirime gidilmesi istendi

Grafik Tasarım Sanatçısı Vahit Tuna, kadın cinayetlerine dikkat çekmek için 2018 yılında öldürülen 440 kadını temsilen 440 çift kadın ayakkabısını, Kabataş'ta bir bina duvarına asmıştı. (Fotoğraf: AA arşivi)

Yargıtay, Muğla'da 9 yıl önce ayrı yaşadığı eşini ve aynı araçta bulunan kişiyi öldüren sanığa verilen hapis cezası kararını, uygulanan haksız tahrik indirimini yeterli bulmayarak ikinci kez bozdu.

Lütfi Sefa B. , bir süredir ayrı yaşadığı eşi Sedef B. ile yanındaki Abdullah T'yi Muğla-Marmaris kara yolundaki Sakartepe mevkisinde 13 Eylül 2013'te pompalı tüfekle öldürdü, araçtaki Okan D. ise kaçarak kurtuldu.

Emniyet müdürlüğüne giderek teslim olduktan sonra tutuklanan Lütfi Sefa B, Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandı.

Mahkeme heyeti, 8 Aralık 2015'teki karar duruşmasında sanığa, "eşi kasten öldürme"den ağırlaştırılmış müebbet, Abdullah T'yi "kasten öldürme"den müebbet ve Okan D'yi "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 14 yıl hapis cezası verdi.

Sanığın avukatı, "haksız tahrik" indirimi uygulanmadığı gerekçesiyle karara itiraz etti. Kararı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 30 Haziran 2020'de sanık hakkındaki yerel mahkeme kararını bozdu.

Yargıtay'ın bozma ilamında, "Türk Medeni Kanunu'nun eşlere yüklediği sadakat yükümlülüğünün ihlal edildiği" iddia edildi.

Sanığa Abdullah T'yi öldürmekten verilen müebbet hapis cezasını onayan Ceza Dairesi, diğer iki suçtan makul oranda indirim yapılması gerektiğine hükmetti.

Yerel mahkeme, yeniden yargılanan sanığa eşini öldürmekten verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını 24 yıla, bir kişiyi öldürmeye teşebbüsten verilen 14 yıl hapis cezası ise 7 yıla indirdi.

Yeniden yapılan itiraz üzerine Ceza Dairesi, "Sanığa tayin edilen cezadan TCK'nin 29. maddesi uyarınca makul oranda indirim yapılması gerektiği gözetilmeksizin asgari düzeyde indirim yapılarak bozma ilamının etkisiz bırakıldığını" vurguladı. Daire, "eşi kasten öldürme" suçundan üst sınırdan verilen 24 yıl hapis cezasında indirime gidilmesini istedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Daha fazla indirim istenmesini şaşkınlıkla karşıladık"

Öldürülen kadının ailesinin avukatı Kemal Ertuğrul, yapılan tahrik indiriminin hukuka ve dosya kapsamına uygun olmadığını savunurken, daha fazla indirim istenmesini şaşkınlıkla karşıladıklarını söyledi.

Kararın kendileri açısından üzücü olmakla birlikte, kadın cinayetlerini önlemeye yönelik hükümlere de aykırı olduğunu savunan Ertuğrul, "Haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması gerektiği konusunda bizim ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının yaptığı temyiz itirazları reddedilmiş. Yani Yargıtay, 'Tahrik indirimi yaptın ama asgari hadden yapmışsın. Daha fazla indirim yap' diyor" ifadelerini kullandı.

Ertuğrul, olağan yargı süreci tamamlandıktan sonra gerekirse Anayasa Mahkemesine "hak ihlali" başvurusu yapacaklarını kaydetti.

"Cezaevinden çıkarsa beni öldüreceğinden eminim"

Öldürülen Sedef B'nin annesi Gülender Kan, ise 9 yıldır adalet arayışı içerisinde olduklarını dile getirdi.

Artık yorulduğunu ve acısının günden güne arttığını belirten Kan, "Gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar gideceğim. Acım çok büyük, ciğerim yanıyor. Yıllardır bu acı, bu şekilde devam ediyor" dedi.

Kızının eşinden ayrılık döneminde bir yıl sürekli öldürülme korkusuyla yaşadıklarını anlatan Kan, şöyle devam etti:

Kendim ve torunum için çok büyük korkular yaşamaktayım. Adalet bekliyorum. Cezaevinden bugün çıksa yarın beni öldüreceğinden eminim çünkü sürekli mektupla ya da başka yollarla bana haberler geliyor. 'Çıktığımda ilk öldüreceğim kişi Gülender Kan' diyormuş.

Yargıtayın bozma ilamı üzerine sanık, 29 Mart'ta yeniden mahkeme heyetinin karşısına çıkacak.

 

AA

DAHA FAZLA HABER OKU