Ukrayna halkı daha fazla özgürlük ve refah isteyemez mi?

Esedullah Oğuz Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Nikolay Doychinov/AP

Türk kamuoyu her konuda olduğu gibi Ukrayna konusunda da ikiye bölünmüş durumda.

ABD'nin işine yarayan her şeye karşı olan solcu aydınlarımız otomatik olarak Putin'in yanında yer almış durumda.

O Putin ki, Ukrayna kentlerini bir hafta içinde on yıllık savaşta harabaye dönen Suriye şehirlerine benzettiği halde, donuk bir yüzle kameralara bakıp alay eder gibi "Komşularımız hakkında kötü niyet beslemiyoruz" diyor. 
 

Fotoğraf AP.jpg
Fotoğraf: AP

 

Rus ordusu habire sivil yerleşim yerlerini bombalıyor. 1 milyon 300 bin Ukraynalı komşu ülkelere sığınmış durumda.

Geride kalanlar da çoluk çocuk yeraltına inmiş, metro istasyonlarında, apartman kilerlerinde ve sığınaklarda hayatta kalmaya çalışıyor.

Ve Ukrayna köylerinde ve kasabalarında Rus tanklarının önüne çıkan Ukraynalı siviller öfke ve çaresizlik karışımı bir ruh hali içinde "Geri dönün, sizleri istemiyoruz, ülkemizi işgal edemezsiniz" diye bağırıyorlar.


Polonya'ya gitmek üzere annesi ile trene binen 10 yaşındaki Ukraynalı bir kız, geride kalan babası için ağlıyor.

"Babam kahramanlarımıza yardım etmek için kaldı, onun için endişeleniyorum" diyor, gözyaşlarını eliyle silerken. 

Ve Moskova'daki Kızıl Meydan'da toplanan savaş karşıtı bir grup gösterici arasında 85-90 yaşlarında bastonlu bir Rus kadın, kalabalığı çevreleyen polislerin şefine "Ben Stalingrad savunmasında bulundum, kenti Ukraynalılarla birlikte savunduk. Bugün sizler onların kentlerini bombalıyorsunuz, bu yanlış" diyor.

Şefin bir işaretiyle iki genç polis, zorlukla yürüyen yaşlı kadını sürükleyerek polis otosuna bindiriyor.

"Savaşa hayır" diyen Rus anneler yanlarındaki 10-12 yaşlarındaki çocuklarıyla birlikte göz altına alınıyor.

Kimse, "Mama, pamagi" (Anne, imdat) diye ağlaşan küçük kızlara dönüp bakmıyor bile. 
 

AP News.jpg
Fotoğraf: AP

 

Yürek burkan tüm bu insani dramlar, bizim entel dantel takımı rahatsız etmiyor, aksine "Tüm bunlar ABD'nin suçu, Putin'i Amerika ve NATO kışkırttı, yoksa iyi adamdır kendisi" diye özetlenebilecek bir görüşü ısrarla savunuyorlar. 

Kimse ABD'yi savunmuyor. Batı'nın kabarık sicili ve birçok konuda uyguladığı çifte standart, Putin'in sivillerin üzerine bomba yağdıran gözü dönmüş bir katil olduğu gerçeğini değiştirmiyor. 


Peki, Putin Ukrayna konusunda ne diyor?

Tarihte Ukrayna diye bir devlet olmadığını, dolaysıyla bu ülkenin Rusya'nın doğal bir parçası olduğunu ileri sürüyor.

O da yetmezmiş gibi, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski Yahudi asıllı olduğu halde, bu ülkenin yönetimini Neo-Nazi olarak adlandırıyor.

Siz, hiç Yahudi asıllı bir Neo-Nazi gördünüz veya duydunuz mu? 

Aklı başında bir insan, kendisini gülünç duruma düşürecek bu kadar açık bir yalan söyler mi?

 Aklı başında demişken, bir devlet başkanı -eğer psikolojisi bozuk ve dengesiz biri değilse- kendi bakanlarını 30-40 metrelik masanın bir ucuna oturtup o mesafeden konuşur mu?
 

TASS.jpg
Fotoğraf: Alexei Nikolsky/TASS

 

Solcu aydınlarımızın iddiasına gelirsek; "Zelenski CIA'nın adamı", "Oligarkların adamı" diyorlar.

Olabilir. Zelenski sıradan bir dizi oyuncusuyken bir seçimle halkın çoğunluğunun oyunu alarak iktidara gelen biri. Yani bir darbe ile gelmiş değil.

Şu anki Ukrayna, demokrasi ve insan hakları konusundaki tüm eksiliklerine rağmen, özgürlükler konusunda Putin'in Rusyasından çok daha iyi bir ülke.


Peki, Ukrayna ve Zelenski ne istiyor?

NATO'ya girmek ve AB'ye katılmak istiyor.

Diğer bir deyişle, daha özgür, daha müreffeh bir ülke olmak istiyor.

Bunun neresi yanlış?

Bunlar, 50 yıldır Avrupa'nın kapısında bekleyen Türkiye'nin de istedikleri değil mi?

Solcularımız Türkiye'nin Avrupa ve Batı dünyasıyla bütünleşmesini ister ve desteklerken, aynı şeyleri isteyen Zelenski'ye ve Ukrayna halkına neden karşı çıkıyor?

Bu arada 60 küsur yıl önce biz Türkiye olarak NATO'ya neden girdik? Sovyet ve Rus tehdidi yüzünden değil mi?

NATO'da olmasaydık, belki de 1980'li yıllarda veya öncesinde Rusların hedefi Afganistan yerine Türkiye olmaz mıydı?

İkinci dünya savaşından sonra Doğu Avrupa ülkelerini birer birer kim işgai etti? 1960'lı yıllarda Sovyet tankları Prag'a, Varşova'ya veya Budapeşte'ye piknik yapmak için mi gelmişti?
 

Ümit Bektaş Reuters.jpg
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski / Fotoğraf: Ümit Bektaş/Reuters

 

Kimse Zelenski yönetiminin sütten çıkmış ak kaşık olmadığını veya Batı'nın çifte standardını inkâr etmiyor.

Ama biraz vicdan sahibiysek, şu açık gerçeği de görmek zorundayız:

Daha fazla demokrasi, insan hakları ve ekonomik refah isteyen bir ülke, güçlü ve zorba bir süper güç tarafından cezalandırılıyor.

Ve gerekçesi de şu: Sen, benden ayrılırsan benim için tehdit olursun. 


AB'ye ve NATO'ya katılan Romanya, Slovakya, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Macaristan veya Baltık ülkeleri, hangisi son 30 yılda Rusya'yı tehdit etmiş?

Cevap: Hiçbiri. 


Putin'in asıl korkusu, Doğu Avrupa'ya yerleştirilen Amerikan füzeleri değil, Rusya'nın sınırlarına kadar yayılmış olan demokrasi, insan hakları ve özgürlükler.

Özgür, demokrat ve gelişmiş bir Ukrayna, Romanya veya Polonya, Rus halkını da aynı şeyleri istemeye heveslendireceği için, Rusya'ya bir tehdit oluşturuyor.

Böyle bir uyanış, Putin'in dikta yönetiminin sonu demek. 

Bazı aydınlarımız Ukrayna'nın işgaline gerekçe olarak Rusya'nın bu ülkenin yeraltı kaynaklarına olan iştahını veya Moskova'nın gaz kozuyla Avrupa'yı kendisine daha muhtaç hale getirmek ve gaz fiyatındaki muazzam artıştan büyük kazançlar elde etmek olduğunu ileri sürüyorlar. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Rusya'nın amacı sadece yeraltı kaynakları olsaydı, Ukrayna'dan 10 kat daha zengin yataklara sahip yanı başındaki Kazakistan'ı işgal edebilirdi ve bu kadar patırtı da kopmazdı.

Hiçbir Batı ülkesi, "Neden Kazakistan'ı işgal ettin" diye Rusya'ya sormaz, umursamazdı bile. 

Ayrıca şu anda gaz vanalarını kapatan Ruslar değil, Batı.

Almanlar Kuzey Akım-2 hattından çok uygun fiyata Rusya'dan gaz alabilecekken, şansölye Scholz tam tersini yapıp hattı askıya aldı.

Savaş, Avrupa'nın Ruslara olan gaz bağımlılığının daha çok farkına varmasını sağladı ve hemen alternatif enerji arayışlarına başladılar.

Gaz fiyatının artmasıyla Ruslar kısa vadede kazançlı çıksa da orta ve uzun vadede gaza eskisi gibi ihtiyaç kalmayacağı için kaybeden yine Ruslar olacak.

Nitekim, Almanlar 2030'a kadar tüm otomobilleri elektrikli hale getirmeyi planlıyorlar. 


Solcu aydınlarımız savaşı "NATO ve ABD kışkırttı ve Ukraynalılar oyuna geldi", diyorlar.

Bu, Ukrayna halkının aklı ve mantığıyla alay etmektir.

Ukrayna halkı ve devleti, 2008'deki Gürcistan deneyimini unutmuş olabilir mi?

Veya 2014'te Kırım'ı ilhak eden ve ardından Donbass bölgesini bir oldu bittiyle işgal eden Rusya'ya karşı hiçbir şey yapmayan Batı'nın topyekun bir savaş ve işgal anında kendilerini korumayacağını, 44 milyonluk Ukrayna'da kimse düşünmüş olamaz mı?

Uzaktan, ta Türkiye'den bizim çok bilmiş solcu aydınlarımızın gördüğü tehlikeyi Ukraynalılar görmüş olamaz mı?

Neden Ukrayna halkının daha fazla demokrasi, insan hakları, özgürlük ve ekonomik refah için her şeyi göze aldığını, ne pahasına olursa olsun Rusya'nın gölgesinden çıkmak istediğini düşünmezler?

Yoksa bu haklar ve imtiyazlara sadece belli bir zümreye ait ve başkaları kendiler için daha iyi işler arzu edemez mi?


Batı'nın ne olduğu veya olmadığı ortada. Ama her şeyin altında Batı'nın parmağını arama saplantısına gerek var mı?

Yılbaşında Kazakistan'da gösteriler başladığında da bunun arkasında ABD/AB olduğu söylendi.

Bense ısrarla, olayların arkasında kimse olmadığını, sadece rüşvet, yolsuzluk ve işsizlikten bunalan Kazak halkının sonunda canına tak ettiğini, bu yüzden sokaklara döküldüğünü söyledim.

Benim tezim şuydu: Olayların arkasında birileri olsaydı, gösteriler bu kadar dağınık, düzensiz ve plansız olmazdı.

Göstericilerin (Rusya'daki muhalif lider Navalny gibi) adı sanı belli bir lideri olurdu ve ismi Batı basınında parlatılırdı.

Bunlarn hiçbiri yoktu. Ve gösterilerin zorla bastırılmasıyla olaylar yatıştı ve Kazakistan unutuldu.

Şimdi geldik Ukrayna'ya. Bu kez yine aynı komplo teorileri devrede. 

Bir kez olsun, başınızı komplo teorilerinden kaldırıp insanların daha mutlu, daha özgür bir hayat için ayağa kalkabileceğini, bunun için ölüm dahil her türlü riski göze alabileceğini düşünemez misiniz?

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU