10 kişiden biri halüsinasyona neden olan ölüme yakın deneyim yaşıyor

“Sesler duydum. Geri gelmeyeceğimden emindim. Tuhaftı. Bedenimi kontrol edemiyordum”

Ölüme yakın deneyim yaşayanlar zamanın yavaşladığını hissettiklerini belirtiyor / Fotoğraf: The Independent

Hayatınızın gözlerinizin önünden bir film şeridi gibi geçip gitmesi, zamanın yavaşladığını ya da bedeninizden yavaş yavaş ayrıldığınızı hissetmek düşünülenden çok daha fazla kişinin başına geliyor.

Danimarkalı araştırmacıların gerçekleştirdiği bir çalışmaya göre her 10 kişiden biri ölüme yakın deneyim (ÖYD) yaşıyor.

Bedenin ölümcül tehlikeye tepkisini inceleyen araştırmacılar bu deneyimin “uyanıklık halinde” düşlere neden olan aynı mekanizmayla tetiklendiğini belirledi.

Kalbi duran hastalar üzerinde yapılan daha önceki araştırmalar bu kişilerin yüzde 5 ila yüzde 8’inin ölüme yakın deneyim yaşadığını ortaya koymuştu.

 

olum imaj - independent.jpg
Ölüme yakın deneyim yaşamış 106 kişinin yüzde 53’ü bunun “hoş bir deneyim”, yüzde 14’üyse “tatsız bir deneyim” olduğunu düşünüyor / Fotoğraf: The Independent

 

Ancak 35 ülkeden bin 34 kişiyi kapsayan yeni araştırmada yaklaşık 300 kişi bir çeşit psikolojik ya da manevi deneyim yaşadığını söyledi.

Katılımcıların yüzde 73’ü bunun “tatsız bir deneyim” olduğunu belirtti. Ancak Greyson ÖYD Ölçeği diye bilinen kriterlere göre “gerçek” bir deneyim yaşamış 106 kişinin yüzde 53’ü bunun “hoş bir deneyim”, yalnızca yüzde 14’üyse “tatsız bir deneyim” olduğunu ifade etti.

Bu grup boğulma tehlikesi geçirenler, fiziksel saldırıya uğrayanlar ve doğum yapan kadınları içeriyor.

8 yaşındayken boğulmak üzere olan bir katılımcı “tamamen huzur” duyduğunu belirterek yaşadıklarını şöyle ifade etti:

20 yıl sonra bugün hala nasıl hissettiğimi hatırlayabiliyorum. İnanılmaz bir histi.

Yaşanan en genel deneyimse zamanın yavaşladığını hissetmek. Katılımcıların yüzde 87’si bu şekilde hissederken, hızlı düşüncelere daldığını söyleyenlerin oranı yüzde 65, güçlü duygular hissettiğini belirtenlerin oranıysa yüzde 63.

Katılımcıların neredeyse yarısı bedenlerinden ayrıldığını hissettiğini ifade etti. 36 yaşındaki bir kadın doğum yapmanın ölüme yakın deneyimi tetiklediğini belirterek, “Öldüğümü ve cennete gittiğimi hissettim. Sesler duydum. Geri gelmeyeceğimden emindim. Tuhaftı. Bedenim kontrol edemiyordum” dedi.

Çocukken denizde sürüklenen bir kişiyse hayatının film şeridi gibi gözlerinin önünden geçtiğini ve ölmüş aile üyelerini ve parlak bir ışık gördüğünü söyledi.

Yaşanan bu durumun uyku ve uyanıklık hallerinin örtüşmesiyle ilişkili olduğu düşünülüyor.

Uyku döngüleri sırasında beyin uyanıklıkta olduğu gibi aktif ve rüya görmenin daha canlı olduğu hızlı göz hareketi (REM) olarak bilinen sürece giriyor.

 

 

Bu durum kişinin uyanık olduğu anlara sızabiliyor ve unutulmaz hayallere hatta felç hissine yol açabiliyor.

Uyanıkken görülen bu düşleri ölüme yakın deneyim yaşayanların neredeyse yarısı kadarı deneyimledi. Ölüme yakın deneyim yaşamayanlarınsa yüzde 16’sı uyanıkken görülen düşleri yaşadığını belirtti.

Araştırmanın bulguları Avrupa Nöroloji Akademisi konferansında yer aldı.

Çalışmanın baş araştırmacısı Kopenhag Üniversitesi’nden nörolog Daniel Kondziella, “Ölüme yakın deneyimlerin REM uykusuyla bağlantısını doğruladık. REM uykusunun uyanıklıkta yaşanmasının ardındaki fizyolojik mekanizmaların tanımlanması ölüme yakın deneyimler hakkındaki anlayışımızı ilerletebilir” diye konuştu.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/health

Independent Türkçe için çeviren: Sezin Bala

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU