Ukrayna ve Gürcistan'ın NATO ile yakınlaşması, Rusya'nın son dönemde Batı ile ilişkilerinde yeni bir kriz yarattı. 

Moskova yönetimi, Ukrayna ile ortak sınırına asker yığınağı yaparak ve yakın komşuları Kiev ve Tiflis'in NATO'ya katılımına izin vermeyeceği tehdidinde bulunarak yanıt verdi.

Özellikle Rusya ve Ukrayna hattında gerginlik birçok boyutuyla devam ediyor.

Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki'nin "Rusya'nın her an Ukrayna'ya saldırabileceği bir aşamadayız" açıklaması gerginliğin boyutunu gözler önüne seriyor.

Psaki ayrıca Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi durumunda bütün seçeneklerin masada olduğunun altını da çiziyor. 

Rusya ise Ukrayna sınıra sürekli asker ve ekipman sevkiyatı yapıyor. Moskova'nın bölgede 100 bin civarında askerinin olduğu ifade ediliyor.

Tüm bunlar olurken Avrupa Birliği (AB) de "Ukrayna için her türlü desteğe hazırız" mesajı veriyor, Birleşik Krallık da silah yardımında bulunuyor.

Verilen demeçler, Rusya-Ukrayna hattında savaş riskinin hiç olmadığı kadar yüksel olduğunu gösteriyor.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da Rusya'nın Ukrayna'ya karşı bir askeri harekatının sonuçlarının büyük ve geriye döndürülemez olacağını belirterek, Türkiye'nin sorunun çözümü için her türlü rolü oynamaya hazır olduğunu söyledi.

Rusya ve Ukrayna hattında gerginlik birçok boyutuyla devam ediyor / Fotoğraf: Reuters

Peki, bölgede bir savaş ihtimali var mı? Sıcak bir çatışma çıkarsa ne olur?

Uzmanlar, konuyu Independent Türkçe'ye değerlendirdi.

"Çin'e odaklanmak isteyen ABD geride sorun bırakmak istemiyor"

Strateji uzmanı Prof. Dr. Esat Arslan, son koşullar değerlendirildiğinde Rusya-Ukrayna hattında gerginliğin biraz azaldığı görüşünde.

ABD'nin NATO'yu kullanarak Avrupa sınırlarını Ukrayna'ya kadar genişletmek istediğine değinen Prof. Dr. Arslan, "Aslında Ukrayna'ya kadar genişleyen Avrupa değil, ABD'dir. Amerika etki alanını genişletmek istiyor" dedi.

Esat Arslan / Fotoğraf: Twitter

Washington yönetiminin Çin sorununa dönmek için hiçbir sorun bırakmak istemediğini kaydeden Arslan, "ABD dış politikadaki ağırlığını Çin'i kuşatmaya, çevrelemeye, askeri ve ekonomik gücüyle Asya-Pasifik bölgesine yöneldiğini biliyoruz. Dolayısıyla bir an önce Ukrayna meselesini çözüp geride sorun bırakmak istemiyor" yorumunda bulundu.

"Ukrayna'ya sahip olan Avrupa'yı kontrolünde tutar"

ABD'nin Ukrayna ve Gürcistan olmadan bölgeye askeri yığınak yapamayacağının altını çizen Arslan, "Washington, NATO'yu kullanarak etki alanını genişletmek istiyor. Ukrayna çok önemli bir ülkedir. Çünkü Ukrayna'ya sahip olan Avrupa'yı kontrol altında tutar" dedi.

"Brüksel'deki son NATO-Rusya toplantısı gergin geçse de Washington yönetiminin Rusya-Ukrayna meselesinde geri adım atabilir" değerlendirmesinde bulunan Arslan, "ABD Rusya-Ukrayna hattında güç kullanmaya başvurmaz. Gerilimin giderek düşeceğini öngörüyorum. Büyük olasılıkla Biden-Putin görüşmesi devreye girer ve sorun çözülür. ABD bu sorunu aşarak Çin'e yönelmek istiyor" diye konuştu.

"Olabilecek bir savaş Batı'nın çıkarlarına hizmet eder"

Moskova'da akademik araştırmalar yapan uluslararası ilişkiler uzmanı Doç. Dr. Ekrem Önen de Rusya-Ukrayna arasında bir savaş ihtimalinin çok düşük olduğu görüşünde.

Olabilecek bir savaşın Rusya'nın çıkarına olamayacağına dikkati çeken Doç. Dr. Önen, "Moskova sadece Ukrayna'da değil hiçbir sınırında istikrarsızlığın yaşanmasından yana değildir. Sınırında bir istikrarsızlığın yaşanması Moskova'nın genel çıkarlarına aykırıdır" ifadelerini kullandı.

Ekrem Önen / Fotoğraf: Independent Türkçe

Daha çok Batı'nın, Rusya'nın Ukrayna ile savaşmasını istediğini kaydeden Önen, "Çünkü olabilecek bir savaş en çok Batı'nın çıkarlarına hizmet eder. Batı savaşla Rusya'yı güçsüzleştirmek istiyor. Yani Batı medyası Moskova'nın Ukrayna'ya saldıracağını yazıp çiziyor ama bence bu daha çok onların isteği gibi görünüyor. Doğrusu Rusya'nın saldırma gibi bir niyetinin olduğunu düşünmüyorum" değerlendirmesinde bulundu.

"Batı, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmasını istiyor"

Donbas ve Lugansk'taki aşırılık yanlısı ayrılıkçı unsurların Batı tarafından kışkırtıldığını ifade eden Doç. Dr. Ekrem Önen, iddia edildiği gibi Rusya'nın Ukrayna sınırında 100 bin askerinin bulunmadığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

Bir kere 100 bin askerin bölgeye konuşlanması çok zor. Öncelikle bunun altyapısının olması lazım. Tahminimce bölgede bulunan asker sayısı 3-4 bin civarında. Batı bunu köpürtüyor. Moskova'nın Ukrayna'ya savaş açma isteği yok denecek kadar az. Batı Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmasını istiyor. İki ülke arasında bir savaş ihtimalini çok zor görüyorum. Esas olarak yaşanan gerginlik dünyada yeni oluşacak bir sistemin doğum sancıları olduğunu düşünüyorum. Çünkü yeni oluşan her sistemden önce benzer sertlik ve gerginlikler yaşanıyor.

"Rusya doğu Ukrayna'yı Kırım gibi kendine bağlamak istiyor"

Küresel ve bölgesel stratejilerle yakından ilgilenen Ortadoğu uzmanı Dr. Mustafa Peköz de Rusya ve Ukrayna arasında bir savaşın çıkabileceği ihtimali olmadığını söyledi.

Peköz'e göre NATO'nun Polonya ve Romanya'da yeterinde nükleer silahı bulunuyor. Esas mesele ABD ve NATO Rusya'nın prestijini sarsmak istiyor. Çünkü Rusya, Ukrayna sınırına silah yerleştirmeyi askeri stratejisi için bir prestij olarak görüyor.

Mustafa Peköz / Fotoğraf: Twitter

Moskova'nın Ukrayna'ya bir saldırı girişiminde bulunma ihtimalinin çok zayıf olduğunu vurgulayan Peköz, "Birincisi, Rusya bölgeye askeri güçlerini yığarak Ukrayna üzerine bir bakı oluşturmaya çalışıyor. İkincisi de doğu Ukrayna'daki Rus yanlısı ayrılıkçı güçleri pozisyonunu netleştirmek, güçlendirmiş özel bir statü vermek ve orta vadede Kırım gibi bir referandumla Rusya'ya katılmasını sağlamaktır" diye konuştu."

"Savaş her iki taraf içinde felaket olur"

"Rusya Ukrayna'nın NATO'ya girmesini engellemek istiyor. Bir sözleşmeyle bunu resmileştirmek istiyor" tespitinde bulunan Dr. Peköz, sözlerini şöyle tamamladı:

Rusya, Ukrayna'nın NATO'ya alınmaması için her yolu deneyecek. Moskova ayrıca bununla gelişme stratejisinin önündeki en büyük engeli kaldırmaya çalışıyor. Çok zayıf bir olasılık ama savaş çıkarsa felaket olur. Bu sadece Ukrayna ile sınırlı olmayacaktır. Çünkü saldırı demek doğrudan veya dolaylı olarak ABD ve NATO'nun sürece müdahil olması demektir. Böyle bir savaşın boyut ve sınırlarını kimse belirleyemez. Rusya'nın güç ilişkilerini gözetmeksizin ‘Ukrayna'ya giriyorum' diyeceğini düşünmüyorum. Bu hem Rusya hem de AB açısından da bir felaket olur. Dolayısıyla sonunda Rusya ve Ukrayna meselesinin diplomasi ve diyalogla çözüleceğini düşünüyorum.