ABD’nin de aralarında olduğu yedi ülke, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) üyelerinden, Kuzey Kore'deki korkunç insan haklarını ve bunun uluslararası barış ve güvenlik üzerindeki etkilerini tartışmak üzere açık bir oturum düzenlenmesini desteklemelerini istedi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
ABD, Estonya, İngiltere, Fransa, Norveç, İrlanda ve Japonya, Kuzey Kore'deki insani durumun tartışıldığı kapalı oturumun ardından ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield tarafından okunan ortak bir bildiri yayınladı. BMGK’nın toplanarak, Kuzey Kore’deki insan hakları durumuna ilişkin yıllık olarak yayınlanan rapor doğrultusunda Pyongyang’ın ihlallerini kapsamlı bir şekilde kınayacağını umduğunu belirten Greenfield açıklamasında “Kuzey Kore halkı, dünyanın en baskıcı ve otoriter rejimlerinden biri tarafından, temel özgürlüklerinden sistematik olarak mahrum bırakılıyor” ifadelerini kullandı. Kim Jong-un liderliğindeki Kuzey Kore rejiminin 100 binden fazla kişinin ‘siyasi esir kamplarında’ tutulmaya devam ettiğini belirten Greenfield, tutukluların işkence gördüğünü, zorla çalıştırıldığını, yargısız infazlar gerçekleştiğini, açlık, cinsel ve toplumsal şiddet gibi suiistimallere maruz kaldığını söyledi. Nüfusun geri kalanının ise korku ile yönetildiğini vurgulayan Greenfield, söz konusu ihlallerin rejimin Kovid-19 salgını dolayısıyla aldığı önlemler ile daha da kötüleştiğini vurguladı. Rejimin ülkeden kaçmaya çalışan herkesi öldürmek için ateş açma emri verdiğine ve insani yardımın en çok ihtiyacı olanlara ulaşmasını engellediğine dikkat çeken Greenfield sözlerini şöyle sürdürdü:
Şarkul Avsat’tan Ali Barada’nın haberine göre Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'ndeki baskı, sınırlarının çok ötesine uzanıyor. Rejim, Japon ve diğer milletlerden uluslararası adam kaçırma ve zorla kaybettirmeye dahil oldu. Bu kişiler Kuzey Kore’de iradeleri dışında tutuluyorlar.
Pyongyang'ı kaçırılanlarla ilgili tüm sorunları derhal çözmeye çağıran Greenfield, Kuzey Kore'deki insan hakları ihlallerinin ‘iyi bir şekilde belgelendiğini’ bildirdiği açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:
BM Soruşturma Komisyonu, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'nin devletin en üst seviyelerinden direktifler ile insanlığa karşı suçlar işlediğini tespit etti. Modern dünyada böyle bir vahşete yer yok. BMGK’nın bu meseleyi ele alma zamanı geldi.
Konunun rejimin bariz insan hakları ihlallerinin, yasa dışı kitle imha silahları ve balistik füze programlarının, uluslararası barış ve güvenliği istikrarsızlaştıran eylemlerinin bildirilmesi için açık oturumda da değinilmesi gerektiğini vurgulayan Greenfield, BMGK’da bu konulara öncelik verilmesi gerektiğini de bildirdi. Ayrıca BM üyelerinin tekrar bir araya gelerek Kuzey Kore’de kaydedilen ihlalleri evrensel olarak kınayacağını vurguladı.
Şarkul Avsat’ın edindiği bilgilere göre Greenfield, Kuzey Kore’den zarar görmeden kurtulmayı başaran ABD Büyükelçisi Joy'un hikayesinin kendisinde Kuzey Kore’de insani kayıpları anlatma ihtiyacı doğurduğunu belirtti.
Seul merkezli insan hakları grubu da “The Transitional Justice Working Group”, Kuzey Kore'nin halka açık infazlar gerçekleştirmeye devam ettiğini ancak şu an bunu dış dünyaya göstermemeye çalışarak yurt dışındaki imajına daha fazla önem verdiğini gösterdiğini aktardı.
Uydu görüntülerini analiz eden grup, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un Aralık 2011'de iktidara geldiğinden bu yana 23 kişinin kurşuna dizilerek veya halka açık yerlerde asılarak infaz edilmesine ilişkin 442 emir verdiğini aktardı. Örgütün çarşamba günü yayınlanan raporuna göre Kuzey Koreli muhalifler, infazların yakından izlenen alanlarda gerçekleştirildiğini, yetkililerin herhangi bir bilginin yurtdışına sızmasını önlemek için her türlü çabayı gösterdiğini aktardı. Raporda şu ifadeler kullanıldı:
Kuzey Kore’nin son yıllarda infazlar için sınır bölgelerinden uzakta stratejik yerler seçtiğini anlaşılıyor. Ayrıca halka açık infazlarla ilgili bilgilerin ülke dışına çıkışını önlemek için bu olaylar sırasında görgü tanıkları daha sık izlenmeye başladı. Zira Kuzey Kore’deki insan hakları ihlalleri uluslararası arenada artık daha geniş çapta izleniyor.
Kuzey Kore, halkına korku ile boyun eğdirmek için halka açık infazlar yapmakla suçlanıyor. Kim Jong-un’un amcası Jang Song-thaek’in 2013'teki infazı da dahil olmak üzere en iyi yardımcılarını idam ettiği de biliniyor. İnsan hakları ihlalleri iddialarını ‘sığınmacıların söylediği yalanlar’ olarak niteleyerek Kuzey Kore, insan haklarına saygı duyduğunu savunuyor. Ancak verilen ölüm cezalarına ilişkin herhangi bir istatistik yayınlamıyor.
Söz konusu 23 infazdan 21’inin kurşuna dizilerek, diğer ikisinin de asılarak gerçekleştirildiği biliniyor. İdam edilenlerin aileleri de genelde yüzlerce seyircinin önünde gerçekleştirilen infazlara katılmaya zorlanıyor. Son infaz edilenlerden 7’si, rejim tarafından kesin bir şekilde yasaklanan Güney Kore kaynaklı videoları dağıtmak veya izlemekle suçlanmıştı.
Şarkul Avsat