Türkiye'nin önde gelen eğitim kurumlarından Hacettepe Üniversitesi, son günlerde mobbing iddiası ve istifa tartışması ile gündeme geldi.
Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Öykü Didem Aydın, Independent Türkçe'ye yaptığı açıklamada, son 5 yılda baskı ve yıldırma politikalarına maruz kaldığı gerekçesiyle görevini bıraktığını öne sürmüş, can güvenliğinin kalmadığını savunarak "Yaşamak için istifa ettim" demişti.
Akademide kadrolaşmanın yapıldığını, etnisite, homofobi gibi her türlü ayrımcılığın söz konusu olduğunu iddia eden Doç. Dr. Aydın, "Üniversitelerde bilimsizleştirme ve Afganistanlaştırma politikası söz konusu" ifadelerini kullanmıştı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Kendisine mobbing uygulandığı, aleyhinde davranışlarda bulunulduğu sonucuna varılırsa, gereğini yaparım"
Doç. Dr. Öykü Didem Aydın'ın açıklamalarının ardından bu kez Hacettepe Üniversitesi ile görüşerek, sözü okul yönetimine bıraktık.
Sorularımızı yanıtlayan Hacettepe Üniversitesi Rektörü Mehmet Cahit Güran, rektörlük görevine 2020 yılının haziran ayında atandığını belirterek, Doç. Aydın ile yönetim arasındaki problemlerin kendisinden önceki dönemde yaşandığını savundu.
Dilekçeye ilişkin süreci başlatmadan önce neler yaşandığına dair bir bilgi notu hazırlattığını söyleyen Güran, şunları kaydetti:
"Öykü Hanım'ın istifa dilekçesini gördüm. Oradaki konularla ilgili gereğini yapacağım. Yönetim ile hocamız (Doç. Dr. Aydın) arasındaki birtakım problemler, ben atanmadan önceki dönemde olmuş. Dönemimde kendisi hakkında açılmış bir soruşturma yok. Bana göre yönetimin hocamıza karşı negatif, ayrımcı bir tutumu yok. Eğer 2007'de yönetim kötü niyetli olsaydı, 'Biz cezayı verelim, derdini mahkemeye anlatsın' denilebilirdi. Ancak inceleme sonucunda hocamızın bir kabahati, kusuru yokken pasifize edildiği, kendisine mobbing uygulandığı, aleyhinde davranışlarda bulunulduğu sonucuna varılırsa, gereğini yaparım."
Hacettepe Üniversitesi'nin evrensel değerler ve fikir özgürlüğü bakımından Türkiye'nin en güçlü eğitim kurumları arasında yer aldığını ifade eden Güran, okulda pozitif bir iklimin hakim olduğunu, öğretmen-öğrenci arasında tolerans ve hoşgörünün bulunduğunu da dile getirdi.
Aydın'ın etnisite, homofobi ve/veya ideolojik nedenlerle ayrımcılık yapıldığı iddiasına katılmadığını da dile getiren Prof. Dr. Güran, "Farklı fikirlere sahip olması söz konusu olabilir, hiç sorun değil. 4 bin akademisyenin, 12 bin öğrencinin olduğu yerde elbette ki farklı görüşler, ideolojiler olabilir" şeklinde konuştu.
"Üniversite art niyetli davransa kendisine ceza verirdi"
2017 yılında öğrencilerin BİMER'e Doç. Dr. Öykü Didem Aydın hakkında "Derste PKK propagandası yaptığı" iddiasıyla şikayette bulunulduğunu hatırlatan Güran, konuya ilişkin olarak rektörlüğün inceleme yaptığını ve ceza vermediğini anlattı.
Aydın'ın yine 2017 yılında, kasım ayındaki bir günde 09.00-10.30 arasında düzenlenen 'Anayasa Yargısı Sınavı'nın ara imtihanını başlatmadığını, sınav süresinde fakültede bulunmadığının bildirildiğini, şikayet sonucunda yine hakkında disiplin soruşturması yürütüldüğünü, kendisinin daha dikkatli ve özenli davranması için ceza mahiyetinde olmayan uyarıda bulunulduğunu da sözlerine ekledi.
Doç. Dr. Öykü Didem Aydın hakkında derslerimi tam yapmama, telafisini yapmama, ara sınav notlarını verilen sürede sisteme girmeme, final sınavı düzenleme gibi şikayetlerin bulunduğunu ifade eden Mehmet Cahit Güran, ayrıca öğretim üyelerinin her ders için yapması zorunlu tutulan final sınavı yerine ödev vererek dersi "geçiştirdiğini" savundu.
Bazı öğrencilerin Aydın nedeniyle mağduriyet yaşadıkları gerekçesiyle mezuniyet aşamasında şikayette bulunduğunu dile getiren Güran, "Üniversite yönetimi mobbing yapsa, art niyetli davransa kendisine ecza verirdi. Ama ceza mahiyetinde olmadan uyarılmış" şeklinde konuştu.
"Kadrolaşma iddiaları yalan"
Rektör Mehmet Cahit Güran'a Hacettepe'deki kadrolaşma iddialarını da sorduk.
Söz konusu iddiaları yalanlayan Güran, kendisi döneminde hukuk fakültesi dahil hiçbir bölüme öğretim üyesi atanmadığını ve yükseltilmediğini belirtti.
"İçerden yükselme ya da dışardan atama benim dönemimde olmadı" diyen Güran, şunları kaydetti:
Nerede kadrolaşma? Bu tamamen yalan. Size bir örnek vereyim. Araştırma görevlisi alacaksanız, kadro ilan edersiniz, diyelim 100 kişi başvurdu, ALES ve mezuniyet notu ortalamasına göre sıralarsınız. Bir kişi alacaksanız ancak 10 kişi çağırabilirsiniz, 11'inciyi çağıramazsınız! 3 kişilik ön değerlendirme komisyonu oluşturulur. Sınav komisyonu ilgili anabilim dalından hoca ve fakülte yönetiminden oluşturulur. Yazılı sınav sonuçlarını, jüri üyeleri değerlendirir. Üniversite, bu kişiler arasından yeniden ALES mezuniyet notu ve sınavı baz alarak, ilk sıradakini almakla yükümlüdür. Böyle bir mekanizmanın içinde Kaldı ki komisyondaki isimler saygın insanlardır, böyle bir şeye tevessül etmezler.
Öykü Didem Aydın'ın hukuk fakültesinde görev yaptığı dönemde üniversitenin web sayfasından özgeçmişinin kaldırılması ve verdiği derslerin online eğitim sisteminden silindiği şeklindeki iddiaları da değinen Güran, "Benim böyle bir şeyden bilgim yok. Neden böyle bir şey yapalım? Kaldı ki çevrimiçi derslerle ilgilenen hukuk fakültesi değil uzaktan eğitim merkezi. Ön lisans, lisans, lisansüstü ve doktora olmak üzere 500 program var. Bir dönemde 8 binin üzerinde ders açılıyor. Black board adı verilen eğitim altyapımız var, orada hepsi kayıtlı. Hocanın dersinde genel hukuka, ahlaka, kamu güvenliğine tehdit oluşturan bir şey mi vardı? Varsa hoca sorumludur" ifadelerini kullandı.
"Kendi ihmalleri nedeniyle problem yaşamaya başlamış olabilir mi?"
Rektör Güran, Aydın'ın öne sürdüğü hususlarda, 29 öğretim üyesi bulunan hukuk fakültesindeki başka kimseden bir şikayet gelmediğini söyledi.
Aydın'ın keyfi davranışı sebebiyle böyle bir durumun yaşandığını düşündüğünü savunan Güran, yine benzer sebepler nedeniyle yönetim ile aralarında sorun çıkmış olabileceğini ileri sürdü.
Güran şöyle devam etti:
"İşini 4-4'lük yapar, mesaisine ve kurallara uyar, diğer hocalar ve öğrencilerle iletişimini doğru tutturur ve buna rağmen kendisiyle uğraşılırsa, ona haksızlık yapılmış olur ve bu kabul edilemez. Önce kendi evinin önünü süpürecek, fakülteye katkı sunacak ve kurullarda, komisyonlarda kendisine yer verilecek. Şapkasını doğru takacak. 2017 yılından itibaren kendi ihmalleri nedeniyle problem yaşamaya başlamış olabilir mi?"
"Öykü hanımın söylediği tarzda olunsaydı başarı sürüyor olmazdı"
Mehmet Cahit Güran'a, Doç. Dr. Öykü Didem Aydın'a verilen aylıktan kesme cezasını da sorduk.
Aydın'ın, kendisine yazı gönderilmesine rağmen verilen süre içinde mezuniyet belgelerini onaylamadığını, bu sebeple mezuniyet işlemleri geciken ve mağdur olan öğrenciler tarafından şikayet edildiğini aktardı.
Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden biri olarak nitelenen Hacettepe'nin dünyada 400-600 bandında yer aldığına da değinen Güran, "Öykü Hanım'ın söylediği tarzda olunsaydı başarı sürüyor olmazdı" yorumunu yaptı.
Son olarak hukuk çerçevesinde hak aramaya her zaman yer olduğunu ve Öykü Didem Aydın'a ilişkin durumun gerekli inceleme sonucunda netleşeceğini vurgulayan Güran, bazı açıklamaların kurumlara zarar verdiğini bu nedenle hem köklü yerlerin hem de kişilerin şeref ve haysiyetiyle oynandığı gerekçesiyle daha dikkat edilmesi çağrısında bulundu.
© The Independentturkish