"Faiz sebep, enflasyon neticedir"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu slogan niteliğindeki cümlesini sık sık kullanıyor.
Ekonomist olduğunu ifade eden Erdoğan, bu açıklamayı her yaptığında dövizler yükseliyor.
Bu kez Erdoğan, bu cümleyi kurmadı ama Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, "çekirdek enflasyon" ifadesiyle mesaj verdi.
Piyasa Kavcıoğlu'nun enflasyona ilişkin açıklamasını, "faizler düşürülecek" şeklinde okudu ve olanlar oldu.
Döviz yine yükselişe geçti. İktidarın yükselişini durduramadığı tek husus altın ve döviz oranları değil.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Bu aralar en çok konuşulan ve bir türlü düşürülemeyen rakam ise ürünlerin fiyatları.
Marketlerdeki ürün fiyatları cep yakan nitelikte. Bunu iktidar mensupları dahil olmak üzere herkes kabul ediyor.
Artık "fahiş fiyat" ifadesi hemen hemen herkesin dilinden dökülüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da fiyatların yüksekliğini başka türlü kabul ediyor.
Erdoğan'a göre asıl sorun zincir marketlerdeki fiyat farkları.
Yani tüm ülkedeki zincir marketlerin fiyatları aynı olsa belki çok sorun olmayacak.
Bunun içinde Erdoğan, ABD yolculuğuna çıkmadan önce gerekli uyarısını yaptı ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'na gerekli adımları atılması talimatı verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatlarının ardından marketlere denetim baskınları gerçekleştirildi.
Serbest piyasa koşullarını kabul eden Türkiye'de fiyatların kontrol yoluyla indirilmesi mümkün mü?
Zabıta önlemleriyle fahiş fiyatlar düşer mi?
Ekonomistler Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, Prof. Dr. Esfender Korkmaz ve Mustafa Sönmez, yaşananların Independent Türkçe'ye değerlendirdi.
"Döviz kurundaki artıştan kaynaklanıyor"
Prof. Dr. Gürsel'e göre zabıta tedbirleriyle fiyatlar kesinlikle düşmez.
Ancak savaş ve olağanüstü koşularda zabıta tedbirlerine başvurulduğunu ifade eden Gürsel, "Müdahalenin ardından karne sistemini getirmek gerektirir" dedi.
"Arz yetersiz ise fiyatlar artar. Türkiye'de böyle bir durum mu var" diye soran Gürsel, "Belki bazı mallarda arz yetersizliğinden dolayı fiyat artışları oluyor. Böyle bir durumda da talebi kısmanız gerekir. Bu da karne sistemi gerektirir. Herhalde bunu hiç düşünmeden böyle iddialarla ortaya çıkıyor iktidar. Sonuçta fiyat artışlarının önemli bir bölümü belli ki maliyet artışlarından, maliyet artışlarının bir bölümü de döviz kurundaki artıştan kaynaklanıyor" diye konuştu.
"Osmanlı'daki Narh sistemini hatırlatıyor"
Yapılan istenilenin serbest piyasa ekonomisine müdahale anlamı taşıdığının altını çizen Gürsel, şunları kaydetti:
"Serbest piyasada bazı koşullarda müdahale edilebilir. Ama bunu sistematik bir hale getirdiğiniz zaman tabi ki serbest piyasa ekonomisinin işleyişini istemiyorsunuz, çünkü hoşlanmadığınız sonuçlara yol açıyor demektir. Bu Osmanlı'daki "Narh sistemi"ni hatırlatıyor. O zaman ki koşullar başkaydı. Sonra Milli Koruma Kanunu çıkmıştı II. Dünya Savaşı'ndan önce. Hatta bir ara Demokrat Parti de 1953-54'lerde bunu raftan indirerek uygulamaya kalktı."
Bu tür uygulamaların sonuç verici olmadığına dikkati çeken Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, "Özellikle gıdada fiyatlar artıyorsa bunu esas kaynaklarına inmeniz lazım. Tabii ki iktidar tarafından gelen iddia da şudur; üretici fiyatları artışa yol açabilir ama esas aracılar bu fiyatları aşırı artırarak büyük karlar elde ediyor. Yaklaşık 20 yıldır iktidardasın ve bu konuda ne yaptın. Bir hal yasasını bile çıkarmayı beceremediler" ifadelerini kullandı.
"Tarım arazileri azaltıldı"
Prof. Dr. Esfender Korkmaz da meslektaşı Gürsel ile aynı görüşte.
Geçmişte yaşanan ve Gürsel'in dikkati çektiği olayları hatırlatan Korkmaz, "Fiyatlardaki artışı bugünkü Siyasi iktidar yarattı. Tarımsal destekler milli gelirin yüzde 0,40'ına geriledi.
Türkiye'de tarım politikasının yetersiz. Hatta hiç olmaması nedeniyle tarım sektöründe ekili alanlar azaldı. 2003 yılında 40 milyon 644 bin hektar olan tarım arazisi, 2019'da 37 milyon 716 bin hektara ve aynı yıllarda ekili alanlar da 17 milyon 408 bin hektardan 15 milyon 398 bin hektara geriledi" bilgisini verdi.
"AKP oligopol piyasa yapısı yarattı"
TOKİ'nin tek başına imar planı yapma yetkisiyle en fazla ekili alanlara zarar verdiğini savunan Korkmaz, "Bugün döviz/TL kuru yüzde 38 oranında daha yüksektir. Gıda ithalatı da aynı oranda pahalıdır. Üretmeden ithal eden Türkiye'de, her kur artışında gıda fiyatları da elbette artacaktır. AKP iktidarı özelleştirme ile piyasada rekabeti bozdu, oligopol piyasa yapısı yarattı. Fiyat artışları kronikleşti" şeklinde konuştu.
Özelleştirme yoluyla pek çok kurumu yok ettiğini vurgulayan Prof. Dr. Esfender Korkmaz şunları kaydetti:
"2012 yılına kadar aşırı değer kazanmış olan TL nedeniyle üretim yerine ithalatı tercih etti. 2018 ve önceki birkaç yıl öncesinden başlayarak, TL değer kaybedince bu defa ithalat pahalıya geldi. Kamu-özel işbirliği yoluyla yapılan yol ve köprü ücretleri yüksektir. Söz gelimi bir tırın İstanbul'dan İzmir'e gidiş-dönüş otoyol ve köprü geçiş ücretleri 2 bin 400 liradır. Elbette artan navlun ücretleri fiyatlara yansıyacaktır."
"Müdahale korkusu kayıtdışı ve stokçuluğu artırır"
"Serbest piyasada fiyatlara müdahale etmek doğru mudur?" sorusuna Prof. Dr. Korkmaz, "Doğrudan polisiye tedbirlerle, müdahale doğru değil. Oyunu kuralına göre oynamak gerekir. Aksi halde Mülkiyet endişesi ortaya çıkar. Sisteme güven azalır. Yatırım eğilimi düşer. İktisadi faaliyetler daralır. Müdahale korkusu, kayıt dışı ekonomiyi, stokçuluğu artırır. Çözüm; devletin et balık kurumu gibi yeni kurumlar kurarak, tanzim satış yaparak, geçici piyasaya girmesidir. Yine Paralı otoyolları ve köprüleri devletleştirmek gerekir. Genel olarak da istikrar planlaması yapması gerekir" yanıtını verdi.
"Polisiye tedbirler sivrisinek vızıltısı gibidir"
Ekonomist Mustafa Sönmez de fahiş fiyatların yapısal nedenlerden kaynaklandığını söyledi.
Tarımın çökertildiğini, gıda arzının daraltıldığını bu nedenle hem tarım hem de hayvansal ürünlerde maliyetler yükseldiğini ifade eden Sönmez, "Dolayısıyla burada tarım uzun soluklu bir rehabilitasyona tabi tutulmadığı sürece gıda arzı düşü olacak ve beraberinde de gıda fiyatlarında artış devam edecek. Bunun polisiye tedbirlerle önlenecek bir yanı yok" dedi.
"Belli şartlarda bazı ürünlerin fiyatlarına müdahale edilebilir" diyen Sönmez, şunları vurguladı:
"Edilemez diye bir şey yok ama gıda fiyatlarına nasıl bir müdahale yapacaksınız? Market ve pazarlarda fiyatlara sınır koyamazsınız. Kaldı ki oradaki fiyatlarda bir maliyetin sonucu. Gıda da bile ithal unsur var. Yani bazı gıda maddeleri ithal ediliyor. Döviz fiyatları yükseliyor, bu yüksek dövizle ne ithal etseniz fiyatlar yüksek olur. Dolayısıyla birincisi gıdada arz eksikliği ve tarımın çökertilmiş olması ikincisi de artan döviz fiyatlarıdır. Hem ham madde hem de mamul madde ithal ediyorsunuz. Onlar ister istemez Türk Lirası olarak fiyatların artmasına neden oluyor. Bunu önleyemezsiniz. Bunu önlemenin yolu döviz fiyatlarının tırmanışı durdurmaktır."
"Artan fiyatlarda yapısal nedenler etkili" ifadesini kullanan Mustafa Sönmez, "Tarım ve döviz fiyatlarını tırmandıran yapısal nedenler. Onun için polisiye tedbir gibi müdahaleler sivri sinek vızıltısı gibidir, etkisi olmaz" şeklinde konuştu.
© The Independentturkish