Taliban'ın dönüşü ve bugünün konusu

Bugünün konusu, 10 yıl önce o dönemde olanların ve Taliban'la ilgili işaretleri takip ederken şu anda yaşananların sonuçlarıdır!

Fotoğraf: AP

2011 yılında bölgede yaşananların, 2021 yılında bölgede ya da bölgenin etrafında yaşananların aynısı olduğunu aklım alsa da bunun bir tesadüf olduğunu aklım almaz.

10 yıl önce bölgemizde yaşananlar, ABD'nin eski Başkanı Barack Obama tarafından verilen açık destekle gerçekleşti.

Bu 10 yılın sonunda bölgemizde yaşananlar ise, 2010 yılının başında Obama'nın yardımcısı olan ABD Başkanı Joe Biden'ın eliyle gerçekleşiyor!


Çünkü ABD'de başkan yardımcılığı, gerçek yetkilere sahip bir konumdan ziyade göstermelik bir konumdur.

Zira ABD'de başkan yardımcılığının etkisi, siyasette ciddi bir şekilde görülmüyor. Ancak başkanlık makamı, herhangi bir sebepten dolayı aniden boşalırsa işte o zaman başkan yardımcısının etkisi görülebilir.

Bu durum, Başkan Richard Nixon örneğinde yaşandı. Şöyle ki Nixon, istifa ettiği zaman yerine anayasaya göre seçim yapılmadan Başkan Yardımcısı Gerald Ford geldi.  

Bunun için Biden'ın o dönemde Başkan Obama'nın politikalarından memnun olup olmadığını tam olarak bilmiyoruz!


Başkan yardımcılığı görevinde bulunan Kamala Harris, Kasım 2020'de seçildiğinden bu yana Başkan Biden'ın yanında sınırlı sayıda görüldü.

ABD kamuoyunu takip edenler, neredeyse “Harris” ismini ve Harris'in şeklini unutacaklardı.

Kabil'deki gelişmeler, Harris'i Güney Asya'nın bazı ülkelerine gezi yapmaya sevk etmeseydi Harris'in ismi, gazete manşetlerinde yer almaz ve fotoğrafları ekranlarda görülmezdi!


Bunun için Obama ile birlikte çalıştığı dönemde ülkesinin uluslararası politikalarından dolayı Biden'ı yargılamak adil değildir.

Çünkü o dönemde Biden, bu politikaların farkında olsa da sahip olduğu sınırlı yetkilerden dolayı elinden bir şey gelmiyordu.

Ancak bugün Biden, yargılanabilir. Çünkü Biden, hem bu politikaların farkında hem de elinden bir şeyler geliyor!


Obama, Arap Baharı diye isimlendirilen dönemde mutlu görünüyordu. Bölgeye yerleşmesi için Arap Baharı'nı destekliyor ve kışkırtıyordu.

Yardımcısı Biden, çoğu zaman Obama'nın yanında görülüyordu. Tabi Biden'ın Arap Baharı konusundaki siyasi düşüncesinin Başkan Obama'nın düşünceleriyle aynı mı yoksa farklı mı olduğunu bilmiyorduk!

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Mantığa göre ikisinin de düşünceleri aynı ya da en azından benzer olması gerekiyor. Aksi takdirde Beyaz Saray'da birlikte nasıl çalışacaklardı.

Obama döneminde bölgede hiç kimse, başkan yardımcısının başkanın uygulamalarından memnun olup olmadığıyla pek ilgilenmiyordu.

Çünkü başkanın düşünceleri, başkan yardımcısının düşüncelerini etkiliyordu. Bundan dolayı Obama yönetiminin bölgedeki politikalarını takip edenler için Biden, fotoğrafın dışında kaldı!


Obama, siyasal İslam akımlarına yönelik açık eğilimini gizlemiyordu. Obama yönetiminin siyasal İslam'ın temsil ettiği grupları birçok Arap başkentinde yönetimde güçlendirme isteği ortadaydı.

Obama'nın Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'i istifaya çağıran meşhur ifadesi, kendisinin bölgemizde ne istediğinin ve yönetiminin politikalarının amacının en doğru kanıtıdır!


Donald Trump, Obama'nın halefi olarak geldiği zaman bölgedeki başkentler, biraz nefes aldı.

Çünkü yönetime iştirak eden farklı kurumların tutumlarına bakılmaksızın yeni yönetimin özellikle de başkanın siyasal İslam akımlarına karşı tutumu belliydi.

Zira çoğu zaman bu kurumların tutumları, başkan olmasına rağmen Trump'ın tutumuyla tam olarak uyumlu değildi!


Trump'ın görev süresi sona doğru yaklaşırken Biden, ismini başkanlık yarışına katılacaklar listesine ekledi.

Böylece Biden'ın ismi yeniden gündeme geldi. Yeniden kazanacağından emin gibi görünen Trump dahil birçokları, Biden'ın Beyaz Saray'daki Oval Ofis'e ulaşacağını beklemiyordu!


Fakat Obama'nın eski yardımcısının kazanamama olasılığı, kritik cevaplara ihtiyaç duyan önemli soruları kabul etmesine engel değildi.

Doğal olarak ilk soru şuydu: Seçimi kazanması halinde kendi yönetimi, Obama yönetiminin farklı bir versiyonu mu olacaktı yoksa yönetiminin Obama yönetiminden farklı olmasını garantileyen kendine has siyasi düşünceleri mi vardı?

Zira Biden, Obama yönetiminde 8 yıl boyunca ikinci adam konumundaydı.


Adaylığı döneminde başkanlık görevini kazanması konusunda bölgede bizi tek bir şey ilgilendiriyordu: Biden'ın başkanlığı kazanması halinde sözde Arap Baharı'nın dayandığı siyasi düşünceye karşı tutumu ne olacaktı?

Bölge halkını meşgul eden konu da buydu. Çünkü Obama, bölge topraklarında ve bölgenin büyük başkentlerinde savunduğu şeyleri savunmasaydı şu an bu bölgenin şeklini hayal edebilirdik!


Aday Biden, seçimi kazanması halinde Obama'nın bir kopyası olma ihtimalini reddediyordu.

Biden, her defasında önüne çıkan bu düşünceyi reddetmeye özen gösteriyordu. Fakat tek başına ret, yeterli değildi.

Asıl önemli olan, tatlı ve tatmin edici olsa da sözler değil sahadaki uygulamalardı.


Obama'nın kendisinin, eski yardımcısı için propaganda çalışması yapması, eski başkanın düşüncelerinin yeni yönetimin şekline bürünmüş bir şekilde geri dönüşü konusunda endişe uyandırdı.

Zira meşhur bir videoda Obama'nın, numaraları telefon rehberinden rastgele seçip bu numaraları aradığı görülüyor.

Ayrıca Obama, kendisinin “eski Başkan Barack Obama” olduğunu söyleyerek seçmenleri şaşırtıyor ve onları Joe Biden lehine oy kullanmaya çağırıyordu!


Tabi Obama'nın propagandası, Demokrat Parti ile Cumhuriyetçi Parti arasındaki siyasi rekabetin bir parçasıydı.

Fakat bir yönden de Obama'nın bu propagandası, kendisiyle tanıtımını yaptığı aday arasında ortak siyasi düşüncelerin olduğuna işaret ediyor.


İslami grupların Ortadoğu'da iktidara gelmelerinin, aşırılığı kontrol altına almak için bir çözüm olabileceğine ve bunun sonuçlarının okyanusun karşı tarafında bulunan ABD'ye ulaşmayacağına inanmaları, iki yönetim arasındaki ortak düşüncelerden biri miydi?


Açıkçası Biden yönetimi tarafından Kabil'deki cumhurbaşkanlığı sarayına ulaşması için Taliban'ın önünün açılması, aynı şekilde 10 yıl önce Obama yönetimi tarafından cumhurbaşkanlığı sarayına ulaşması için Müslüman Kardeşler Örgütü'nün önünün açılmasıyla -uzun vadede bölgeye geri dönmesi yönünden- benzerlik gösteriyor!


Afganistan'ın başkentindeki hareket ile Arap bölgesindeki örgüt arasında birçok temel farkın olduğu konusunda çok şey söylenebilir.

Fakat bugünün konusu, 10 yıl önce o dönemde olanların ve Taliban'la ilgili işaretleri takip ederken şu anda yaşananların sonuçlarıdır!

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU