Türkiye'de genel seçimlere yaklaşık iki yıl gibi bir süre var ancak siyasette şimdiden sular ısınmaya başladı.
31 Mart yerel seçimlerde büyükşehirlerde aday göstermeyerek bir anlamda Millet İttifakı'nı destekleyen HDP'den "tehdit" gibi bir açıklama geldi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, dün Gaziantep'te 31 Mart seçimlerini hatırlatarak "Hiç kimse bizden aynı tavrı göstermemizi beklemesin" ifadelerini kullandı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Millet ittifakını kastediyorum" diyen Buldan, devamında "Hiç kimse Kürtlerin oylarını çantada keklik görmesin. Hiç kimseye mecbur da mahkum da değiliz. HDP kolay lokma değil. 31 Mart'ta gösterdiğimiz tavrın aynısını kimse bizden beklemesin" açıklamasında bulundu.
Buldan'ın açıklamaları bazı kesimleri rahatsız ederken açıklamayı Millet İttifakı'na verilmiş bir "ayar" olarak niteleyenler de oldu.
"Kayyumlara rağmen HDP neden ve nasıl bu çizgiye gelebildi?"
Açıklamadan rahatsız olan CHP'nin eski Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi:
"HDP'li Pervin Buldan, yerel seçimlerde CHP ve millet ittifakına verilen desteği tekrarlamayacaklarını Antep'te açıklamış bugün. Bunca kana, cana, tutuklamaya, belediyelere kayyum atamalara rağmen HDP neden ve nasıl bu çizgiye gelebildi? Önümüzdeki günlerde belli olur..."
HDP'li Pervin Buldan, yerel seçimlerde CHP ve millet ittifakına verilen desteği tekrarlamayacaklarını Antep'te açıklamış bugün..
— Hüseyin Aygün (@HuseyinAygun62) July 13, 2021
Bunca kana, cana, tutuklamaya, belediyelere kayyum atamalara rağmen HDP neden ve nasıl bu çizgiye gelebildi?
Önümüzdeki günlerde belli olur..
HDP'nin tavrını sürdürüp sürdürmeyeceği bilinmiyor, çünkü seçime daha iki yıl var ve siyasette bir gün bile uzun bir süre.
Ancak Millet İttifakı'nın bileşenleri olan CHP'nin HDP ile görüntü vermek istememesi ve İYİ Parti'nin de HDP'nin randevu talebine olumlu yanıt vermediği bilinen bir gerçek.
Peki Buldan bu çıkışıyla Millet İttifakı'na "ayar" mı vermeye çalıştı?
HDP genel seçimlerde Millet İttifakı'nın adayını desteklemezse ne olur?
Uzman ve siyasetçiler Buldan'ın açıklamalarını Independent Türkçe'ye değerlendirdi.
"HDP, İYİ Parti'de aradığını bulamadı"
Gezici Araştırma Direktörü ve uluslararası güvenlik ve stratejik çalışmalar uzmanı Murat Gezici, hem Cumhur hem de Millet İttifakı'nın hassas dengeler üzerine kurulu olduğunu söyledi.
Özellikle Millet İttifakı tarafında seküler-milliyetçi hassasiyete sahip olan İYİ Parti ile etnik milliyetçilik üzerine kurulu HDP'nin aynı kanatta yer almasının kendi içinde aşılması zor bir çelişki olduğuna değinen Gezici, "Yaptığımız saha çalışmalarında ilgili partilerin tabanlarında bir rahatsızlığın olduğu görülmekte. Özellikle büyükşehirlerdeki yerel seçimlerde yaşanan ittifakın belediyelerdeki yapılanmalar da karşılığının olmaması partilerde yaratmış durumda" değerlendirmesinde bulundu.
Buldan'ın bu çıkışıyla hem parti tabanına hem de ittifakın diğer üyelerine kamuoyunda bir mesaj vermek istediğini belirten Gezici, "HDP parti kapatılma ve fezlekelerin hazırlanmasında kendini yalnız hissetti. İYİ Parti'den aradığını bulamadı" dedi.
"HDP tabanın yüzde 45'i partisinin siyasi kararına uyacağını söylüyor"
Kürt oylarının siyasetin akışı ve seçimlerin üzerinde önemli bir belirleyiciliği olduğunu ve buna İstanbul seçiminde gördüklerini kaydeden Gezici, devamında şu ifadelere yer verdi:
Ancak HDP'nin verdiği destek Millet İttifakı tarafından dile getirilmedi. Özellikle CHP, HDP ve Kürt siyaseti konusunda daha liberal bir çizgi çizse de açıkça bir ittifak yapmadıklarını söyledi.
Bu HDP tarafından Kürt seçmenlerin oylarının dikkate alındığı ancak iş HDP'ye gelince, onun bir siyasi parti ve aktör olarak kenarda tutulmaya çalışıldığı şeklinde algılandı.
Buldan'ın açıklaması aslında Millet İttifakı'na yönelik de açık bir çağrı olabilir. Belki de ittifak da HDP varlığının artık dile getirilmesi gerektiğine, kendilerine diğer partiler gibi eşit bir şekilde yaklaşılmasına, HDP'nin bir belirleyen ve bir aktör olduğunu duyurma konusunda bir çağrı olarak da okunabilir.
Yaptıkları saha çalışmasına ilişkin veri paylaşan Gezici, Türkiye'de kendini Kürt olarak tanımlayanların oranının yüzde 22 ve 2018'de Kürtlerin yüzde 65'inin AK Parti'ye oy verdiğini, oranın şu an yüzde 58'e gerilediğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
Kürtlerin yüzde 30'u HDP'ye oy veriyor; yüzde 12'si ise diğer partilere oy veriyor. HDP'ye oy verenlerin yüzde 40'ı Kürt değil; HDP'ye oy verme gerekçeleri ise demokrasi kaygısı.
HDP'ye oy verenlerin yüzde 60'ı Kürt politikalarından dolayı oy veriyor; yüzde 40'ı ise demokrasi kaygısıyla HDP'yi ayakta tutmaya çalışıyor.
HDP'ye oy verenlerin yüzde 24'ü Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ikinci turda oy veririm diyor. Yüzde 76'sı kesinlikle ikinci turda sistemi değerlendirecek; demokrasiyi mercek altına alacak ve gelecek için umut olana oy verecek.
HDP tabanın yüzde 45'i partisinin siyasi kararına uyacağını ve o yönde oy vereceğini söylüyor.
"HDP hiç kimsenin arka bahçesi değildir"
Buldan'ın açıklamalarına destek veren Ağrı'nın eski Belediye Başkanı Sırrı Sakık ise farklı bir anlayıştan gelen HDP'nin hiç kimsenin arka bahçesi olmadığını söyledi.
Sorunların çözümü için açık ve net bir tavrın ortaya konulması gerektiğini ifade eden Sakık, "Kürtler, demokrasi ve çözüm için kafanızdaki proje nedir? Bunu açıkça ortaya koymalısınız. Kapalı kapılar ardında görüşmenin bir çözüm olmayacağını söylemiş Pervin Hanım. Olması gereken budur" dedi.
İlk günden beri hem Cumhur hem de Millet İttifakına karşı tavırlarının net ve açık olduğunu kaydeden Sakık, "Bizim ve ülkemizin sorunları var. Bu sorunları nasıl çözebiliriz diye uğraş veriyoruz. Ama ne Cumhur ne de Millet İttifakı'nın bu konuda bir projesi yoksa olmaz. Her zaman söylediğimiz gibi biz üçüncü bir yol yani Türkiye demokrasi güçlerinin buluşabileceği yeni bir yolun gerekliliğine vurgu yapıyoruz" diye konuştu.
"Hem Cumhur hem de Millet İttifakı ders çıkarmalıdır"
"Bugüne kadar verdiğimiz mücadelede birilerine yaslanmadığımız gibi birileriyle ittifak kurarak bugünlere gelmedik" diyen Sakık, "Tüm kimlik ve inançların bir araya geldiği, Türkiye'de demokrasi ve özgürlük talepleri olanlarla bir birlik oluşturduk. Sayın Buldan'ın vurguladığı budur" değerlendirmesinde bulundu.
Üçüncü yol dedikleri demokrasi güçlerini büyüterek seçimlere katılacaklarını dile getiren Sakık, sözlerini şöyle tamamladı:
31 Mart'ta hiçbir beklentimiz olmadan yaptığımız ortada. Hem iktidar hem de muhalefete ‘Bakın hukuk, demokrasi ve özgürlük için tavrımızı ortaya koyuyoruz ama gereğini yapın' dedik.
Hem Cumhur hem de Millet İttifakı buradan ders çıkarmalıdır.
31 Mart'ta belediyeler için küçük hesapların peşine düşmedik. Bizim demokrasi ve özgürlük talebimiz var.
Dolayısıyla Buldan'ın açıklaması hem iktidara hem de muhalefete bir mesajdır. Buradan bir şey çıkaramıyorsanız da o sizin sorununuz. Biz yolumuza devam ederiz.
"Görüntü vermemeleri HDP'yi rahatsız etti"
CHP'nin eski Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş de Buldan'ın açıklamalarının bir mesaj olduğu görüşünde.
Buldan'ın Millet İttifakı'nın iki ana partisinin tavırlarından rahatsız olduğunu kaydeden Ateş, "Mesela İYİ Parti'den bir randevu talepleri oldu ancak halen bir cevap almış değiller. Yine CHP ile görüştüler ama Sayın Kemal Kılıçdaroğlu basın önünde HDP'liler ile görüntü vermekten kaçındı" yorumunda bulundu.
İttifak olacaksa bunu kamuoyundan saklama veya gizlemenin anlamsız olduğuna değinen Ateş, "Daha dürüst ve açık bir görüntü vermeleri lazım. Hem ittifak ile beraberiz deyip hem de böyle görüntü vermekten kaçınmaları HDP yetkililerini rahatsız etmiştir. Ben böyle değerlendiriyorum" dedi.
Eski milletvekili Ateş, "HDP'nin genel seçimde Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayını desteklememesi gibi bir durum sözkonusu olur mu?" sorusuna şu yanıtı verdi:
Her olayı kendi koşullarında değerlendirmek lazım. Henüz belirlenmiş bir seçim tarihi yok.
Cumhur İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı belli ama Millet İttifakı'nın kim olacağı belli değil.
Ayrıca henüz nasıl bir yöntem izleyeceği bile belli değil. Yani her parti birinci turda kendi adayıyla mı girecek, yoksa ortak bir adayla mı girecek. Bu bile belli değil.
O günün koşullarında ne olur bilemiyorum ancak Millet İttifakı'nın hem yöntem üzerinde hem de aday konusu üzerinde anlaşmaya varılmadığı görülüyor.
© The Independentturkish