Gazze özgürlüğüne kavuşturulup cuma namazı özgürce kılınana kadar o kumlu ve tuzlu suyu içmeye devam edecek.

Batı Şeria, çağrılarda bulunulurken genellikle söylendiği gibi ciddi müzakereler yoluyla işgal sona erene ve Kudüs kurtarılana kadar bir felaketten diğerine ve bir soruşturma komisyonundan diğerine savrulmaya devam edecek.

Diasporadaki Filistinliler, can çekişenler kendine gelene ve davayı yönetmedeki rolüne devam edene karar Filistin Kurtuluş Örgütü'nün yıkıntıları için ağlamaya devam edecek.

Merkezleri İsrail olan Filistin halkının düşmanları, bağımsızlığından mahrum bırakılan ancak güçlü düşmanını da güvenlik ve huzurdan mahrum bırakan inatçı bu halkın teslimiyetini ifade eden beyaz bir bayrak görene kadar çekişmeye devam edecek.

Sayıları artarken eylemleri azalan Filistin halkının dostları, forumlarda İsrail'i kınamak ve aleyhte oy kullanmak için İsrail'in yeni bir yıkım gerçekleştirmesini beklemeye devam edecek...

Filistin'inin genel durumu işte böyle görünüyor. Filistin-İsrail dosyasını kapatmadan tüm önemli sağlık, nükleer ve çevre dosyalarını kapatmak mümkün.

Hâlâ olumsuzluk ve imkânsızlık çemberinde olan genel tablonun içinde merceği iç duruma odaklamak gerekiyor.

Bir şafak vakti Nizar Benat sorguya alındı. Onu sorguya alanlar, Yahudi yerleşimciler ya da işgal ordusundan değillerdi; kendi milletinin evlatlarıydı.

Gözaltına alındıktan kısa bir süre sonra, maruz kaldığı fiziksel saldırı sonucu hayatını kaybetti. Prosedürlere göre Başsavcı'nın izniyle Benat'ın gözaltına alındığı resmen açıklandı.

Tipik bir şekilde davranan yani Adalet Bakanı başkanlığında bir soruşturma komitesinin oluşturulması ve üst düzey bir istihbarat görevlisinin üye olması ve diğerlerinin özür beyan edip öfkelenen, gösteri yapan, ağzı dolusu feryat eden halktan sakinleşmesini ve soruşturma komitesinin çalışmalarının sonucunu beklemesini isteyen yetkililere karşı geniş çaplı bir tepki gösterildiği belirtildi.

İnsanlar, Benat'ın öldürülmesini takip eden günlerde kaplumbağa hızında hareket eden resmi makamlar ile tüm endişesi, korkusu ve şüphelerini açıkça gösteren coşkulu halk arasında bir çekişmeye tanık oldular.

Buazizi döneminde atılan sloganların benzerleri duyuldu Filistin'de.

Evet. Yakından ve uzaktan Filistin'i takip edenler, Filistinlilerin geç de olsa alevin ormanda yayılması gibi ya da tuzun suda erimesi gibi yayılan 'Arap Baharı' dalgasına katılacağını düşündüren sloganlar duydu.

'Arap Baharı'nı taklit eden herhangi bir 'Filistin baharı' söz konusu değil.

Bunun için güçlü gerekçeler yok da değil.

Karar sahiplerinin politikalarından da kimse memnun değil.

Sorun ise daha çok, üçüncü bir taraftan kaynaklanıyor. O taraf ki Filistin'de herkesten daha güçlü ve doğrudan aşırı güç kullanıyor. İsrail güvenlik servisleri ile ortak kara odalarda eylemlerde bulunuyor...

İsrailli üçüncü taraf, tabir-i caizse her bakımdan kendi üstün gücüyle çalışmakla kalmıyor, daha çok kendisiyle iş birliği yapan Filistinlilerden de güç buluyor.

Filistinliler, Ramallah yönetiminin kurulmasından önce, sürgün döneminde mücadelelerine öncülük eden siyasi bir sisteme sahipti.

Anavatana kısmi dönüş zamanı geldiğinde, önceki tüm görevlerden daha zor olan bir yeni görev eklendi. Bu görev hayatlarını sürdürmekti.

Bu sistem başlangıçta etkili görünüyordu. Ancak artık rolünü yerine getiremez hale gelinceye kadar sırtındaki ağır yük altında ezildi.

Bu acziyetin öznel ve nesnel etkileri var.

Öznel etkisi, eskinin yeniye hükmederek hayatta kalmasıdır ve bu, en basit doğa kanunlarına aykırıdır.

Nesnel etkiye gelecek olursak Oslo'da elde edilen bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasına dayanan merkezi projenin ve zayıf, etkisiz görünen garantilerinin çöküşüydü.

Bu garanti kısıtlı bir zaman diliminde tüm dünyanın iş birliği yapmasıydı.

İsrail'in Oslo'nun sonuçlarıyla Filistinlilerle barış projesiyle ilgilenme konusundaki kararlılığı ve samimiyeti işte böyle.

Filistin'in durumu işte böyle. Hepsi çözümsüz olan çok sayıda iç kriz. Gazze'deki savaşçı kolu ve Batı Şeria'daki müzakereci iki parçasıyla siyasi rejimin önünde bir abluka mevcut.

Buna ek olarak diasporadaki Filistin halkının pusulasını kaybetmiş durumda.

Vizyon ve kader belirsizliğinin Filistinlilerin bugünleri ve gelecekleriyle ilgili ortak endişesini artırdığı böyle bir ortam var.

Bu durumun şu anki haliyle devam etmesinin Filistinlilerin orta ve belki de uzun vadede çıkış yolu görmenin çok zor olduğu bir kısır döngü içinde kalacağı anlamına geldiğini söylersem abartmış olmam.

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat