Anayasa Mahkemesi (AYM), PKK hükümlü Recep Bekik ve arkadaşlarının abone oldukları dergi ve gazetelerin teslim edilmemesini hak ihlali saydı.

Ücretini ödeyerek abone oldukları dergi ve gazete gibi süreli yayınların infaz kurumu eğitim kurullarının aldıkları kararlar uyarınca başvuruculara teslim edilmemesini ifade özgürlüğüne aykırı bulan AYM, başvuruculara 500'er lira manevi tazminat ödenmesine de hükmetti

Yüksek güvenlikli Sincan F Tipi cezaevinde PKK üyeliği, örgüte yardım, propaganda benzeri suçlardan hükümlü ve tutuklu bulunan Recep Bekik ve arkadaşları abone oldukları gazete ve dergilerin, cezaevi idaresi tarafından kendilerine verilmediği gerekçesiyle infaz hakimliğine başvurdular.

Cezaevi idaresi, Özgürlükçü Demokrasi, Demokratik Ulus, Yeni Demokratik Ulus, Serxwebun, Özgür Gündem, Özgür Halk, Azadiye Welat, Diz Çökmeyenlerin Gazetesi, Atılım, Jineoloji adlı gazete ve dergilerin "PKK’yı, lider ve üyelerini öven, örgütün söz ve eylemlerine yer verilen, terör örgütü propagandası niteliğindeki içerik" gerekçesiyle tamamının teslimine izin verilmediğini bildirdi.

"İfade özgürlüğünün devamlı ihlali var"

Başvurucular infaz hakimliğine yaptıkları itirazlardan sonuç alamadı, mahkemeler benzer gerekçelerle talepleri reddetti. İtiraz yolları kapanan hükümlüler olayı bireysel başvuru yoluyla AYM'ye taşıdılar. Recep Bekik ve arkadaşları 2016 yılında AYM'ye yaptıkları başvuruda ücretini ödeyerek abone oldukları ya da satın aldıkları dergi veya gazete gibi süreli yayınların keyfi ve gerekçesiz olarak kendilerine teslim edilmemesi nedeniyle anayasal haklarının ihlal edildiğini öne sürdüler. AYM başvuruyu kabul etti. Başvuru konusu gazete ve dergiler hakkında toplatma ya da el koyma kararı bulunmadığı belirtilen kararda şöyle denildi:

“Süreli yayınların ceza infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlülere teslim edilip edilmemesinde keyfiliği engelleyecek, aynı hukuki durumda bulunanlara aynı uygulamanın yapılmasını sağlayacak, açık, yol gösterici ve istikrarlı idari uygulamaları garanti edecek bir mekanizmanın bulunmadığı kanaatine ulaşılmıştır.  Anayasa kurallarına ve kanunların emredici hükümlerine rağmen mahpuslara süreli yayınların verilmesi meselesine ilişkin idari ve hukuki tedbirler alınarak bu alanda yayınların yeknesak, hakkaniyete uygun ve AYM’nin öngördüğü kriterleri karşılayan bir yöntemle mahpuslara tesliminin sağlanması yönünden etkin bir düzen kurulmadığı takdirde, söz konusu yapısal sorunun devam edeceği ve bunun Anayasanın 26. Maddesinde korunan ifade özgürlüğünün devamlı ihlali anlamına geleceği açıktır.”

AYM, “Tutuklu ve hükümlülerin ücretini ödeyerek satın aldıkları süreli yayınların ceza infaz kurumlarına kabulü konusunda uygulamadan kaynaklanan bir yapısal sorun olduğu gerekçesiyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği” sonucuna vardı. Oy çokluğuyla alınan kararda “Yapısal sorundan kaynaklanan ifade özgürlüğünün ihlali nedeniyle yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvuruculara ayrı ayrı net 500 lira manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir” denildi.