Amin Maalouf ve Empedokles'in Dostları

Dünyaya "Afrikalı Leo", "Yüzüncü Ad: Baldassare'nin Yolculuğu", "Yolların Başlangıcı", "Tanios Kayası" ve Semerkant" gibi kitaplar sunan Amin Maalouf nerede?

Amin Maalouf ile büyükelçi olan dayısı Şahada el Gussain'in evinde tanıştığımdan beri hakkında tek bir eleştirel kelime yazmadım ya da söylemedim.

O zaman 10 yaşındaydı, koyu renk bir takım elbise giymiş ve yaşından çok büyük bir kravat takmıştı.

Ofislerimizin karşılıklı olduğu en Nahar gazetesinde başladığı gazeteciliği 70'li yılların sonunda bırakıp yazarlığa geçiş yaptığından beri nadiren yayımladığı bir kitabın hemen ardından kendisinden iftiharla, sevgi ve hayranlıkla bahsettiğim bir yazı yazmamışımdır.

Ender de olsa beğenmediğim ve kendisinde Amin Maalouf'u bulamadığım romanları oldu. Bu nedenle onlar hakkında yazmamayı tercih ettim. Kendimi bundan, benim ve o anki ruh halimin sorumlu olduğuna ikna ettim.


Yayımladığı her kitapla sahibinin en iyi dost, meslektaş ve vatandaş olarak benim için ne ifade ettiğini tekrarlamak ve yazmak benim için bir görevdi.

Gelgelim son kitabı Empedokles'in Dostları, beni gerçekten ikileme düşürdü. İlk başta kendisini aceleyle okudum. Bu okumada Amin Maalouf bana rüzgarların gölgesi gibi uzak göründü.

Kendisi hakkında bir şey yazmamaya karar verdim. Çünkü ilk kez eleştirilemeyecek bir insanı, yazarı ve dostu eleştirecektim.
 


Kendimi hatanın bende olduğuna ikna ettim. Diğer insanlar gibi korona sendromundan ve evde kapalı kalmanın psikoloji üzerindeki etkilerinden muzdarip olduğumu düşündüm.

Bu yüzden kitabı bir kez daha okudum ama içine düşmüş olduğum ikilem iki kat büyüdü. Bunun Amin'in üslubu, hayal gücü ve insani amaçları olduğuna şüphe yok.

Ama Amin nerede?

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)


Bu kitapta Amin, tarih, biyografi ve entelektüel okumalar alanındaki uzun bir çalışmanın ardından hayal gücünü başka bir insani boyutta deniyor: İnsan kozmik yok oluşun eşiğinde nasıl yaşar?

Bir keresinde bana çalışma tarzının bir yıl araştırma ve bir yıl yazmak şeklinde olduğunu anlatmıştı.


Ama Atlantik'teki bu izole ve ücra köyünde ne gibi araştırmalar yapmış olabilir ki?

Ortada sadece bir hayal gücü var. Tek başına hayal gücü ise ne kadar ustaca olursa olsun sınırlıdır. Bu nedenle, çalışması yapaylığa kaçıyor.

Yazar bazen tekrara düşüyor ve bundan yardım alıyor gibi görünüyor. Hatta büyüleyici tarzını bir polisiye romanı veya bir tür Da Vinci'nin Şifresi yazıyormuş gibi kullanıyor.

İnsanlığın sırları çarpışıyor ve kendimizi iki insanlık karşısında buluyoruz. Bunlardan biri bizimle birlikte yaşıyor ve Yunanlardan beri bizi takip ediyor.

Sonunda bizi çılgın bir Asyalı adam tarafından atılacak nükleer başlıklı füzelerden kurtaracak olan da bu insanlık.


Bu, romanın bir başka zayıf noktası da James Bond serisi yazarı Ian Fleming'in bir kitabında geçen Gold Finger (Altın parmak) adlı çılgına ikizi olacak kadar benziyor olması.

Dünyaya "Afrikalı Leo", "Yüzüncü Ad: Baldassare'nin Yolculuğu", "Yolların Başlangıcı", "Tanios Kayası" ve Semerkant" gibi kitaplar sunan Amin Maalouf nerede?

Hiç şüphe yok ki burada, şu ana kadar yayımlanan birçok kurgusal ve teknik derlemenin sayfalarında.

Ancak bir yapıt genellikle doğal göründüğü ölçüde önemlidir. Bir çiçeğin güzelliğini soluk bir yaprak kadar hiçbir şey bozamaz.  

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU