Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Dolmabahçe çalışma ofisinde gençlerle önce iftar yaptı ardından da sohbet etti.
Erdoğan'ın sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
Soru: Eğer seçimi siz kazansaydınız, yine de itiraz edecek miydiniz? 4 pusuladan sadece bir tanesinin iptali konusunda yorumunuz nedir, merak ediyoruz?
Cumhurbaşkanı: Her şeyden önce böyle bir netice karşısında itirazlar olabilir, bunlar siyasette seçime girenlerin, sandığa müracaat edenlerin en tabii en doğal hakkıdır. Bu itiraz mercii ilçe seçim kurulları, il seçim kurulları daha üst mercii Yüksek Seçim Kurulu'dur. YSK kararını verdikten sonra da artık diyeceksiniz ki, 'tamam şeriatın kestiği parmak acımaz' diyecek işi bitireceksiniz. 29 binden 13 bine oy düşüyor. Buradan buraya eğer oylar düşüyorsa burada bir hırsızlık var. Bir kaçak var. Nitekim 1963'de seçime şaibe karıştığı için seçim iptal edildi, onların döneminde. Şimdi şaibe çok çok büyük, itirazlarımız yapıldı. Delil ve belgeleriyle yapıldı. YSK bunun iptaline karar verdi. İptal kararı verilene kadar CHP'nin başındakiler hepsi YSK'ya methiyeler döşenirken ne zamanki iptal kararı verildi bu defa neler söylediler?
"Yedek subaylar generalliğe kadar gidebilir"
Soru: Askerlik sisteminde yeni sistemine yetişemeyip askere gidecek arkadaşlarımız var. Sürecin kısaltılması beklentileri var.
Cumhurbaşkanı: Yeni askerlik sistemiyle alakalı olarak 4 hatta 5 başlık var. Bir tanesi TSK'nın ihtiyacı. İkincisi öngörülebilir oluşu. Üçüncüsü süreklilik. Dördüncüsü eğitim ve mesleki gelişim ihtiyacı. Beşincisi eğitimli insan gücü kaynağının etkin ve verimli kullanılması. Bedelli askerlikle diğerleri karıştırılıyor. Bedelli askerlik noktasında yıllarca çok ciddi birikimler, yurt dışında olanların 'Bizim durumumuz ne olacak?' gibi birçok şeyler oluyordu. Bir dönem yaptığımız değerlendirmelerde belli bir bedel koyduk. Kabul edenler oldu. Gelip askerliklerini yaptılar. Daha sonra düşüş söz konusu oldu. Attığımız bazı adımlar oldu. Son dönemde geldiğimiz noktada ise bu ücret bedellide çok ciddi manada düşürüldü ve şu anda kabul görmeye başladı. Bir defa yükümlü erbaş ve erler var. Yedek astsubaylık var. Bir de yedek subaylık var. Bunlar bu dönemin farklı özellikleri. Yedek subaylıkta malum alışılmış olan süreç devam ediyor. Asıl önemli olan bu yedek astsubaylık. Burada istihdamda şu anda meslek yüksek okulları görev alabilecekler. Aynı şekilde yükümlü erbaş er burada da belli bir ücret ödeniyor. Bu belli ücretlerin ödenmesi de onların en azından süreç içerisinde maişetini temin, evliyse evine buradan belli bedeli aktarma imkanını da sağlayacak. Bütün bunlarla beraber aslolan bizim için de gerçekten önemli olan şu, mesela şimdi 5 ay kıta diyoruz, burada belli bir harçlık ödeniyor. O 5 aydan sonra kendisi terhis olabiliyor. Bunun öncesinde 1 ay temel eğitimden geçiyor. Bir diğeri aynı şekilde yedek astsubaylıkta ise 2 ay temel sınıf eğitimi, bu da harçlıklı. Ardından 10 ay da kıta hizmeti var. Burada da isterse terhis olur, 'yok devam edeceğim' derken devam etme şansı var. Buradan astsubaylığa, oradan subaylığa geçebilir. Gerçekten başarıyla verirse burada şaşıracaksınız, generalliğe kadar gidebilir.
"Hayvan hakları ile ilgili yasal düzenleme Meclis'e gelecek"
Soru: Sokak hayvanları ne olacak? Bizim medeniyetimiz mimarisinde kuşlara bile yer vermiş medeniyet.
Cumhurbaşkanı: Şu anda Meclis yeni açıldı. Bu dönemdeki çalışmaları içerisinde hayvan haklarıyla ilgili çalışmalarımız belli bir yere geldi. Belediyelerin bu alanda yapacakları birçok çalışmalar olduğu gibi devlet olarak yasal düzenlemelerle birlikte getireceğimiz bazı uygulamalar olacak. Bu işin iki boyutu var. Gerçekten hayvanlara yapılan bu vahşice muamele, bir de kontrolsüz olarak hayvanların caddelerde Allah göstermesin çocuklarımızın üzerine saldırıp bazı yerlerde parçaladıklarını görüyoruz. Yapılacak olan hazırlık çok hassas. Hem bu hayvanların sahiplerinin kontrolünü arttırması lazım. Bırakalım, salıverelim olmaz.
Soru: Ülkemizde ciddi kutuplaşma var. Siyasilerin dili toplumu geriyor. Sizce buna sonlandırmanın zamanı gelmedi mi?
Cumhurbaşkanı: Bu soru çok çok güzel. Burada bana muhabbeti olan da var, olmayan da var. Samsun öncesinde bugüne kadar gençliğe bir şey yapılmış değil. Bugün Dolmabahçe Salonu'nda biraraya geldiysek bu bir sinyaldir, işaret fişeğidir. Derdimiz şudur, bu ülkede inancında, etnik yapısından, bölgesel, dinsel, ne olursa olsun, kimsenin dışlanmadığı bir Türkiye. Başı açıkmış, başı örtülüymüş, şöyle giyiniyormuş, böyle giyiniyormuş, bunlar bizi ilgilendirmez. Biz bu milletin efendisi değiliz, hizmetkarıyız. Özgürlükler noktasında bu kardeşiniz iktidar olduğu ana kadar, Güneydoğu'da Doğu'da Kürtçe tabela göremezdiniz. Biz geldikten sonra orada Kürtçe tabela, bunun yanında cezaevinde oğluyla Kürtçe konuşamazdılar, Kürtçe konuşur hale geldiler. Temel hak ve özgürlükler konusunda kimsenin önünü kesmedik, kesmeyiz, kesilmesine müsaade etmeyiz. Terör konusunda hassasız, o başka bir şey. Örneğin 76 üniversitemiz vardı, şu anda 206 üniversite vardı. 81 vilayetimizin 81'inde üniversite var, hiçbir ayrım yok. İlim 81 vilayetimin tamamına ulaşsın dedim. Iğdır'dan, Hakkari'den gencim kalkıp da İstanbul'a gelmesin, onun ayağına üniversite gelsin. Hastanelerimiz illerde değil ilçelere varıncaya kadar var. İnanıyorum ki, bu her geçen gün çok daha başarılı bir şekilde uygulama alanı bulacak. Böylece çok daha huzurlu günleri hep birlikte inşallah yaşamış olacağız.
Soru: Yeni Havalimanı'nın adı İstanbul, birazcık İstanbul'un dışında. Ulaşımı sıkıntılı birazcık. Havaistler en yakın mesafe 12 TL'den başlıyor. Alternatif yol düşünüyor musunuz?
Cumhurbaşkanı: Şehir büyüdü. Diğer havalimanımız Atatürk Havalimanı şehrin artık içinde. Dünyanın değişik ülkelerindeki havalimanlarına bakın şehrin dışında. İngiltere'de 45 dakika 1 saat sürüyor. ABD'de öyle. Burada da tabii öyle bir şey olacak ki, belki 2 sene, 3 sene sonra diyeceksiniz ki, 'Bu ne ufukmuş, ne bakışmış, gerçekten tam yerine yapmışlar'. Biz oraya raylı sistemleri getireceğiz. İnşallah o zaman bu raylı sistemle zaten havalimanına kadar ulaşım imkanını bulacağız. Sadece Havaist'le olmaz. Hepsini planladık. Seçimlerin ardından da hafif metroyu İstanbul Havalimanı'na kadar gelecek. Seçim sonrası bu adımı kararlılıkla atacağız. Havalimanı en büyük rahatlığı hafif metroyla alacak. Bazıları biraz da kuru sıkı atıyor. Metro maliyetleri hafif metro gibi değildir.
"YSK üyeleri 'çete' diyenlere bence dava açmalı"
Soru: İstanbul seçimlerinin yenilenmesi kararıyla birlikte birtakım demokrasi eleştirileri gelmeye başladı. Geçmişte siz de haksızlığa uğramıştınız. Benzerlikler var mı?
Cumhurbaşkanı: Benim yaşadığımla uzaktan yakından alakası yok. Tercihli sistem vardı. Milletvekili olduğum halde milletvekilliğini kendi partimden olan kişi itiraz ederek YSK vasıtasıyla benden milletvekilliğini aldı. Kimdi? Benim ilçe başkanımdı. Ben o zaman il başkanıydım. Bizde olanda hayır vardır dedik. Sineye çektik. 1994'de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı geldi. Oradaki olayla bunun arasında dağlar kadar fark var. Farklı siyasi parti ve görüşte olanlar itirazını yapıyor. En doğal hakkımız itiraz. Bunu yasalar veriyor size. Belçika'da aynı şey yapılıyor, orada yapıldığında kabul görüyor, seçimin yenilenmesine karar veriliyor. Avusturya'da seçimin yenilenmesine karar veriliyor. Amerika'da Trump, Bayan Clinton'dan 3 milyon az oy aldığı halde seçim kazanıyor. Niye, seçim sistemi onu getiriyor. Bakıyorsunuz YSK mensuplarına çete diyor. Anayasamızın 138. maddesinde bırakın çete demeyi ima dahi edemezsiniz diyor. Maalesef YSK'nın mensupları bunlara karşı dava açmadılar. Bana göre açmaları lazım. Bir yargı mensubuna hakaret edemezsin. Bundan sonraki süreci nasıl götürecekler. Bu kabadayılık yapılacak yer değil. Sandık orada, gidilir, en büyük hakem millettir. Millet ne derse doğru olan odur.
"S-400'te geri adım atmamız söz konusu değil"
Cumhurbaşkanı: S-400 olayı bizim için bitmiştir. Geri adım atmamız söz konusu değildir. S-400 taarruz sistemi değildir. Savunma sistemidir. Güçlü bir menzili vardır. Bu noktada ödeme planları itibarıyla Rusya Federasyonu bize bunu hakikaten çok uygun şartlarda vermiştir. S-400’den sonra bir de S-500 söz konusu. S-500 de ortak üretim söz konusu olacak. Bunu yaparken ABD diyor ki bu sizin bizden alacağınız F-35'lere uyumlu değil. Öyle bir şey teknik olarak söz konusu değil, teknik çalışmalarını yaptık öyle bir şey yok. Er veya geç F-35'leri teslim alacağız.
Independent Türkçe