Amerikalı Müslüman kadın gardiyan, iş yerinde başörtüsü takmasının yasaklandığını savundu. Yetkililerse, başörtüsüyle cezaevine kaçak mal sokulması ihtimaline karşı böyle bir karar aldıklarını iddia etti. 

Georgia eyaletindeki Rogers Devlet Hapishanesi’nde görev yapan Jalanda Calhoun, Ceza İnfaz Kurumu'nun ayrımcılık yaptığı gerekçesiyle Fırsat Eşitliği Komisyonu’na şikayette bulundu. 

Yakın zamanda İslam’ı seçen 25 yaşındaki Calhoun, Müslüman olunca Reidsville erkekler hapishanesindeki görevi sırasında başörtüsü takmaya başladığını ancak yetkililerin birkaç hafta sonra kendisinden bu şekilde giyinmemesini istediğini söyledi. 

The Atlanta Journal-Constitiution adlı gazeteye konuşan genç kadın, Ceza İnfaz Kurumu’nun bundan böyle işyerinde başörtüsü takmasına izin vermeyeceğini belirtti.

Kurum yetkilisinin verdiği bilgiye göre, hapishane yetkilisi Warden Linton Deloach’dan bir mektup alan Calhoun’a, taktığı başörtüsünün kuruluş standartlarıyla uyuşmadığı ancak Ceza İnfaz Kurumu’nun amblemini ya da logosunu taşıyan bir kep takmasına izin verileceği bildirildi. 

Calhoun’un “başına takacağı değişik örtü” yüzünden kolayca fark edilebileceğini savunan Deloach, kaçak malların başörtüsü gibi bir kıyafet içinde kolayca gizlenebileceğini, hatta mahkumların bu “değişik örtü”yü kullanıp, kimliklerini gizleyerek firara teşebbüs edebileceğini ileri sürdü. 

ABD’de Müslüman haklarını savunan Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi’nin Georgia Şubesi Müdürü Edward Ahmed Mitchell, taktığı başörtüsü Calhoun’un yüzünü tamamen örtmüyorken yasağa böyle bir gerekçe bulmanın hiçbir anlam ifade etmediğini vurguladı. 

Karara tepki veren Mitchell, sözlerine şöyle devam etti:

“Eğer başörtüsü takan Müslüman bir kadınsanız, sarık takan Sih bir erkekseniz, kippa giyen Ortodoks bir Yahudiyseniz, Katolik din kadınlarına özgü elbise giyen bir rahibeyseniz, ABD ordusunda dini kıyafetlerinizle hizmet edebilirsiniz. Sokaklarda polis olarak devriye gezebilir, kalp ameliyatı yapabilir, uçak uçurabilir ve daha pek çok şey yapabilirsiniz. Ancak Georgia eyaletine göre, Ceza İnfaz Kurumu’nda çalışırken dini kıyafet giyemezsiniz.”

Öte yandan Jalanda Calhoun yazdığı dilekçede ayrıca, namaz kılmak için 10 dakikalık mola hakkı tanınmasını da talep etti. Ancak Mitchell’e göre, cezaevi yetkilileri, personel sayısının yetersiz olduğunu bahane ederek bu isteği de bir kenara itti. 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/world

Independent Türkçe için çeviren: Elvide Demirkol