Sözcü gazetesinin Ankara temsilcisi Saygı Öztürk, Irak’ın kuzeyinde bulunan Gara bölgesinde PKK’nın elinde tutulan ve Pençe Kartal-2 operasyonu sırasında şehit edilen Astsubay Semih Özbey’in 15 Nisan 2019’da yazdığı mektubu tekrar köşesine taşıdı. Buna göre Özbey, “örgüt ile devlet arasına sıkıştıklarını” söylerken “Örgüt ‘Devlet istemezse bırakmayız, yoğun bir kamuoyu oluşmazsa bırakmayız' diyor” ifadelerini kullanmış.
Öztürk’ün 17 Eylül 2019’da da köşesinde yayımladığı mektup şöyle:
Aileme; bu mektubun ulaştırılıp, ulaştırılmayacağını bilmeden size yazıyorum. Bütün aile üyelerim umarım hepiniz iyisinizdir. Beni soracak olursanız, iyi olmaya çalışıp kavuşacağımız gün için sabrediyorum. ‘Ben buradayım, sağım, ölmedim, yaşıyorum' demek için yazıyorum. Sesimizi artık birileri duysun diye yazıyorum. Burada bize mektup yazma imkanı yıllar sonra çok geç olsa da verildi. ‘Mektup yazabilirsiniz biz ileteceğiz' denildi. Ben de bu imkanı değerlendiriyorum ve size yazıyorum.
“Ben buradayım diye kendinizi soyutlamayın…”
Sakın üzülmeyin, umudunuzu kaybetmeyin, hep taze tutup, koruyun. Dışarıda hayat normal seyrinde devam ediyor, bunun farkında ve bilincindeyim. Ben buradayım diye kendinizi hayattan ve olaylardan soyutlamayın, uzak tutmayın, hayatın normal akışına ve seyrine uyun istiyorum. Anne ve babamın ellerinden, kardeşlerimin yanaklarından öperim. Büyük küçük herkese selam söylüyorum. Allah'a emanet olun.
“Erdoğan’ın bir şeyler yapmasını bekliyorum”
Devletin asli görevlerinden birisi de vatandaşına, askerine, polisine sahip çıkmak. Ama ne yazık ki zaman içerisinde gördüğüm ve anladığım kadarıyla bu bizim için geçerli değil! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan, hükümetten bizim için bir şeyler yapmasını, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir vatandaşı olarak istemekte, talep etmekte ve beklemekteyim.
“Örgüt ile devlet arasında sıkışıp kaldık”
Bunun dışında tüm siyasi partiler, başta; CHP, HDP, İYİ Parti ve Saadet Partisi olmak üzere, İnsan Hakları Derneği yöneticilerine de bizim için bir şeyler yapmalarını beklediğimizi önemle iletmek isterim. Şimdi biz örgüt ve devlet arasında sıkışıp kalmış durumdayız. Örgüt ‘Devlet istemezse bırakmayız, yoğun bir kamuoyu oluşmazsa bırakmayız' diyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
“Elimizden bir şey gelmiyor”
Bizim elimizden de hiçbir şey gelmiyor, sadece yıllardır beklediğimiz gibi bekliyoruz. Biz de artık devletin bir şeyler yapmasını istiyoruz. Bizim içinde bulunduğumuz durum, üç buçuk yıldır çözüm bulunamayacak, bu kadar uzun yıl çözümü olmayacak kadar çözümsüz bir sorun mu? Gerçekten istenilirse bu soruna çok kısa bir zamanda, çok basit bir şekilde çözüm bulunabilir.
“Büyük bir bilinmezliğe terk edildik”
Devlet, biz vatandaşlarını, askerlerini ve polisini yıllardır böyle zor şartlar altında, büyük bir bilinmezliğe terk etti. Burada bize sürekli İsrail'in askerlerinin serbest bırakılması için yaptıklarının neler olduğu anlatılıp duruluyor. Kendisiyle uzaktan ya da yakından alakası olmayan kişiler için bir şeyler yapan devletin, ben ve buradaki diğer vatandaşları için hiçbir şey yapmaması, adımızdan dahi bahsetmemesi, yokmuşuz gibi davranması çok manidar ve çok düşündürücü!
Kılıçdaroğlu’na çağrı
Buradan ana muhalefet partisi CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na bizim için elinden gelen ne varsa yapması hususunda çağrıda bulunuyorum. Hiçbir şey yapmıyorsa da, bizim akıbetimizi devletten cevap alıncaya kadar sormasını istiyorum. Biz buradayız ve bizim için devletin veya sizlerin bir şeyler yapmasını bekliyoruz ve istiyoruz. Sözlerime son verirken, artık özgürlüğüme ve özgürlüğümüze kavuşmayı, büyük bir sabırsızlıkla bekliyoruz. Cevaplarınızı sabırsızlıkla bekleriz.
Sözcü, Independent Türkçe