Barış anlaşmasını imzalayan gruplardan biri olan Sudan Kurtuluş Ordusu Hareketi lideri Minni Arko Minavi, Sudan'da ulusal uzlaşma yürütme iddiasıyla, Nisan 2019'da halk devrimiyle yerinden edilen ve feshedilen Ulusal Kongre Partisi de dahil olmak üzere İslamcılar ile uzlaşma çağrısında bulundu. Aynı zamanda lideri olduğu hareketin bakanlıklarda en büyük payı elde etmek için ülkede yeni bir hükümetin kurulmasını engelleme adımının bir parçası olduğunu itiraf etti.
2006'da imzalanan Abuja Barış Anlaşması uyarınca Sudan devrik Devlet Başkanı Ömer el-Beşir’in baş yardımcısı görevinde bulunan Minavi, ardından Beşir ile yolları ayırmış, hükümetin karar alma mekanizmalarında marjinalleşmeye gidildiği iddialarıyla isyana geri dönmüştü.
İslamcılar ile uzlaşma yönündeki konuşması; daha önce devrim taraftarları ve sosyal medyadaki aktivistlerin öfkeli tepkilerine neden olmuştu. Öyle ki, Minavi’nin ülkedeki değişime karşı durduğu öne sürülmüştü. Dün Hartum’da düzenlediği basın toplantısında ise şu açıklamalarda bulundu:
“Savaş koşullarından çıkan birçok ülkede olduğu gibi, bu ülkedeki anlaşmazlıkları ele alma yönünde ulusal uzlaşma sağlamak için İslamcılarla bir arada yaşamayı engelleyen bir husus yok. Ancak bu, suç işleyen tüm İslamcıların yargılanmasına yönelik engel teşkil etmez. İslamcılarla birlikte yaşamalıyız. Aklında bir çözüm olduğu taktirde, devrik rejim dönemindeki Güvenlik ve İstihbarat Servisi Müdürü Salah Abdullah Kuş ile diyalog kurmaya itirazım yok.”
Aynı zamanda Kuş’un bu ülkede siyasi bir geleceğinin bulunmadığını vurguladı.
Bağımsızlığın elde edilişinden bu yana haksızlık ve tarihi adaletsizlikleri ortadan kaldırmak için ülkede sosyal uzlaşmaya duyulan ihtiyacı vurgulayan Minavi, “Feshedilen Ulusal Kongre Partisi de dahil olmak üzere tüm siyasi güçler uzlaşmalıdır” dedi.
Devrik rejim liderleri, 2003 yılında Darfur'da savaş başlatmakla, savaş suçları, soykırım ve insanlığa karşı suçlar işlemekle suçlanıyor. Nitekim Birleşmiş Milletler istatistiklerine göre bu suçlar 300 bin insanın ölümüne, milyonlarda kişinin ise yerinden edilmesine yol açmıştı.
Devrik rejimin en çok aranan liderlerinin Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne sevkinin hızlandırılması talebinde bulunan Minavi, kendi deyimiyle ‘basit’ suçlarla yargılanmasına gerek olmadığını da ekledi.
Güçlerinin Libya’daki varlığını kabul eden Sudan Kurtuluş Ordusu Hareketi lideri, bu güçlerin Libya'daki rakip taraflardan hiçbiriyle savaşa dahil olmadığını öne sürdü. Aynı zamanda “Devrik rejimle savaş koşulları, birçok silahlı hareketin komşu ülkelere sızmasına neden oldu” ifadelerini kullandı.
Ülke iktidarındaki ortaklar arasındaki partizan paylaşım sistemi bağlamında Darfur bölgesi valisi olarak atanma talebini dile getiren Minavi, Sudan'ın İsrail ile ilişkilerini normalleştirmesine karşı olmadığını, ancak Filistin davasına karşı çıkılmaması gerektiğini vurguladı.
Barış Anlaşması’nda yer alan güvenlik düzenlemeleri ile ilgili ise Sudan’da bulunan kuvvetlerinin silahlı kuvvetler ve diğer düzenli kuvvetlerle ortak bir kuvvet oluşturmaya istekli olduğunu bildirdi.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Şarku'l Avsat