Kaddafi karşıtı devrime katılan Libyalılardan biri olan Halid el-Şerif, sonrasındaki siyasi çalışmalarda da etkin görevler aldı.
2013-2015 arasında Savunma Bakan Yardımcılığı yapan Şerif ile Arap Baharı'nın 10. yıldönümünde Libya'yı konuştuk.
Şerif, Libya'da istikrarın neden sağlanamadığını ve bundan sonra yapılması gerekenleri Independent Türkçe'ye anlattı.
İstikrarsızlığın en önemli nedeninin, silahların Libya genelinde yaygınlaşması olduğuna dikkati çeken Şerif, grup ve aşiretlerin çıkarlarının çatışması, çatışan taraflara dış desteklerin verilmesi ile tüm ülke üzerinde kontrolünü dayatan güçlü bir hükümetin olmamasının istikrarsızlığa neden olan etkenler arasında olduğunu belirtti.
Şerif'e göre yabancı müdahalelerinden önce istikrarsızlığın en büyük nedeni Libya'nın siyasi liderlerinin tavrı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
İstikrar için iki çözüm yolu
Ülkede istikrarın sadece iki şekilde sağlanabileceğine değinen Şerif, ''Ya tüm Libyalıları tek bir hükümet altında birleştiren siyasi bir anlaşmaya varacaklar ya da bir taraf durumu silah zoruyla kontrol edip istikrarı sağlayacak. Ama ikinci çözüm biraz imkânsız gibi görünüyor çünkü ülkede sorunları askeri olarak kendi lehine çözebilecek tek bir güç yok. Dolayısıyla vatan uğruna siyasi uzlaşmanın ve tavizlerin elde edileceği siyasi anlaşma dışında başka bir çözüm görünmüyor'' dedi.
Siyasi çözüme inanmayan, uzlaşı ve mutabakat için taviz vermek istemeyen kişilerin süreçlerden uzaklaştırılması gerektiğini belirten Şerif, ''Ardından taraflar toplanıp halkın özgürlük, güvenlik ve adalet taleplerinin yerine getirilmesini garantileyen ciddi bir siyasi diyaloğa girilmeli. Bunu destekleyen dış taraflar ise siyasi bir anlaşma için baskı yapmaya çalışmalı'' ifadelerini kullandı.
''Arap Baharı, halkların özgürlük uyanışıdır''
Arap Baharı'nı, ''Halkların özgürlük, istikrar ve kalkınma uyanışıdır'' olarak nitelendiren Şerif şöyle devam etti: "Halkları ezmeye ve zenginliğini çalmaya alışkın hükümetlerin bu uyanışa tüm gücüyle mücadele edişidir."
Türkiye'de birçok kişinin Libyalıların Kaddafi dönemini aradığını iddia ettiğini hatırlattığımız Şerif buna çekinceli yaklaştı. Şerif'e göre eski rejimle birlikte savaşan, onu tüm gücüyle destekleyen ve onun geri dönüşünü dileyenler var ancak Libya devrimine katılan tüm Libyalılar eski rejimin geri dönmesini kesinlikle reddediyor. Şerif, ''Adaletsizliğe ve zorbalığa karşı ve halkın özgürlüğü uğruna devrim bugün başlasaydı yine ona katılırdım'' şeklinde konuştu.
Libya'nın büyük hayali
Libyalıların Kaddafi sonrası seçilmiş bir hükümetin altında yaşayacaklarını, hükümet değişiminin barışçıl şekilde olacağını, Kaddafi döneminde yoksun bırakıldıkları zenginliklerden faydalanacağını umduğunu dile getiren Şerif, ''Ancak eminiz ki, bir gün ne kadar zorluklar, sorunlar ve çatışmalar yaşanırsa yaşansın, bu hedeflere ulaşmayı başaracağız'' ifadelerini kullandı.
Şerif, ''Libya'ya tekrar bir diktatör gelir mi'' sorusuna şu yanıtı verdi:
"Libya halkının çoğu askeri yönetime ve diktatörlüğe dönmeyi reddediyor. Belki de Trablus’taki savunma operasyonları ve mücadeleler, diktatörlüğün en reddinin büyük kanıtı. Kırk yıldır diktatörlüğün ateşi içinde, adaletsizlik, tiranlık ve geri kalmışlığı yaşadığımız için Libya'da askeri yönetimin geri dönmesi zor. Ayrıca silahlı Libyalıların çoğu da çözümün sadece seçim olduğunu düşünüyor."
© The Independentturkish