İsrail ve Filistin kontrolü dışındaki yasaklı bölge: Kefer Akab

Kudüs nüfusunun yüzde 16'sını teşkil eden Kefer Akab halkı, haklarını ancak mahkeme aracılığıyla alabiliyor

Fotoğraf: Independent Arabia

İsrail, işgal altındaki Kudüs'ün kuzeyinde, Batı Şeria Duvarı dışında bulunan Kefer Akab kasabasını ‘yasaklı bölge’ ilan etmeye hazırlanıyor.

Tel Aviv, Kefer Akab’ı Kudüs Belediyesi’nin bir parçası olarak görse de; İsrail polisinin yokluğu ve burada kaos, suç ve kanunsuzluk tezahürlerinin yaygınlığı iddiasıyla, bölgeyi kontrol eden askeri karakolu bulunuyor.

Filistin Cumhurbaşkanlığı merkezinin bulunduğu el-Bireh şehrine bağlı olmasına rağmen, Filistin güvenlik personelinin Kefer Akab’a girmesi yasak.

Kefer Akab’da yaşayan en az 80 bin Filistinlinin yaklaşık yüzde 95’i, İsrail’de oturma iznini elinde tutuyor. Ancak yeni evler inşa etme izinlerinin reddedilmesi nedeniyle Kudüs'ü terk etmek zorunda kaldılar.

Koronavirüs salgını Filistin topraklarında patlak verdiğinden bu yana, güvenlik servisleri salgını kontrol altına almak için diğer önlemlerin yanı sıra şehir girişlerinde kontrol noktaları kurdu.

Mehabbe Kontrol Noktaları

Filistin güvenlik birimleri, sokağa çıkma yasakları kapsamında Kudüs halkının Bireh ve Ramallah’a girişini, Batı Şeria halkının da Kefer Akab’a girişini engellemek için Bireh ve Kefer Akab arasındaki yola “Mehabbe (sevgi) Kontrol Noktası” adlı güvenlik bariyerleri kurmuştu.

Bireh ve Ramallah şehirlerindeki dükkan ve işletmeler kapalıyken, Kefer Akab’daki ticari faaliyetlerin ise zirvede olduğu görülüyor. Nitekim Filistinliler, şehirlerinin kapanması ışığında ihtiyaçlarını karşılamak için bazı günler buradaki dükkanları tercih ediyor.

Buradaki halkından sorumlu İsrail Sağlık Bakanlığı, salgın dolayısıyla Kafr Akab’ı ‘kırmızı bölge’ olarak nitelendirdi. Ancak İsrail polisi, buraya birkaç kez izolasyon uygulaması haricinde, altı ay boyunca kasabaya giriş yapmadı. Filistin güvenliği de bölgeye giremiyor.

Kefer Akab’dan İsrail’de çalışan en az 15 bin Filistinli, her gün Kalandiya Kontrol Noktası’ndan geçiyor; bu da virüsü çalıştıkları yerden ailelerine taşımalarına neden oluyor.

Salgın başlangıcından bu yana Kefer Akab’da yaklaşık bin 500 koronavirüs vakası, 7 can kaybı kaydedildi. Buradaki halkın çoğu, test ve tedavi olmak için İsrail hastanelerine başvuruyor.

Kuzey Kudüs mahalleleri komitesi başkanı Muniz Zağir, “İsrail ırkçılığına maruz kalan Kefer Akab halkı, koronavirüs test merkezlerinden yoksun; burada hastaneler bulunmuyor” ifadelerini kullanıyor. Aynı zamanda bir test merkezi kurmak için mahkeme kararı aldıklarını da doğruluyor.

Askeri bölge

İsrail'in Filistinlileri Kudüs şehrinden sınır dışı etmek istediğini vurgulayan Zağir, Kefer Akab halkının ise Kudüs nüfusunun yüzde 16'sını oluşturduğuna, ancak hizmet haklarını ancak mahkemeler sayesinde alabildiklerine işaret ediyor.

Aynı zamanda güvenlik eksikliğine dikkat çeken Zağir, “Askeri bölge olarak görülen kasabada 2002'den bu yana İsrail polis arabası görmedik. İsrail ordusu kasabayı yalnızca tutuklamalar için basıyor” diyor.

Dükkanlarını kapatmayı reddeden kasaba halkı, diğer İsrail şehirlerinde olduğu gibi bunun için maddi tazminat talep ediyor.

Filistin Sağlık Bakanlığı'ndan Koruyucu Hekimlik yetkilisi Dr. Samir el-Esad, Filistin hükümetinin İsrail'in Filistin şehir ve köylerindeki taksimatlarıyla ilgilenmediğini söylüyor. Kefer Akab halkına da herhangi bir Filistinli gibi davranıldığını, aynı sağlık haklarına sahip olduklarını da ekliyor.

Kasaba halkının çoğunun koronavirüs testlerini İsrail sağlık merkezlerinde yaptırdığını, oradaki hastanelerde tedavi gördüklerini belirtiyor.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Elif Turan

https://www.independentarabia.com/node/178461

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU