Koronavirüs salgını Türkiye'ye de sıçradığından bu yana, eğitimde aksamalar yaşanıyor.
Vaka sayıları her gün artıyor ve henüz öğrencilerin ne zaman okullarına dönebilecekleri kesin değil.
Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimin online sürdürülmesi için çalışmalara imza attı. Uzaktan eğitim EBA üzerinden sürdürülüyor.
Ancak gerek ekonomik daralma gerekse de online eğitim için gerekli olan telefon, tablet, bilgisayar gibi teknolojik cihazların fiyatının yüksekliği, bazı öğrencilerin eğitimini sürdürmesini güçleştiriyor hatta imkansız hale getiriyor.
Ortalama bir cep telefonunun 2 bin 500, bir bilgisayarın 4 bin lira civarında satıldığı Türkiye'de, Çalışma Bakanlığı'nın verileri açıklamayı bıraktığı 2014 yılına kadar halkın yüzde 42'sinin asgari ücretle geçindiği düşünüldüğünde, bu cihazların anne babalar tarafından çocuklarının eğitimi için alınabilmesi pek mümkün değil.
Çeşitli kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşlarının kampanyaları olsa da, bunlar her öğrencinin eğitimine devam edebilmesini sağlamaktan uzak.
Maddi imkansızlıklar nedeniyle eğitimi aksayan çocukların geleceği için atılan bazı bireysel adımlar da çok önemli.
Bilgisayar Mühendisi Kadri Cem Aktaç, çocukların geleceği için atılacak adımın, sadece maddi imkanların el verdiği ölçüde yapılmayacağını, teknik donanım sayesinde de eğitimi aksayan çocuklara faydalı olunabileceğini gözler önüne seriyor.
3 bin kişilik seferberliğe 100 bin başvuru bu adımı atmasına sebep olmuş
Bu çalışmayı İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 3 bin çocuk için başlattığı seferberliğe 100 bin civarında başvuru gelmesiyle yapmaya karar verdiğini belirten Aktaç, çevresinden topladığı cihazları nasıl değerlendirdiğini de şöyle anlatıyor:
Aynı marka iki telefon geldiği oluyor bazen. Birinin ana kartı birinin de ekranında problem var. Ekranında problem olanın anakartını, ekranı çalışan ancak anakartı problemli olan telefona aktarıp, çok basit bir yöntemle, gayet iş gören bir telefon haline getirdik. Bunu da bir çocuğa vererek derslerine katılabilmesini sağladık.
Tedarikçi de destek oluyor
Aktaç, çevresinde, kullanılmayan, bozuk ya da hasarlı teknolojik aletleri toplayarak, Tahtakale'de bir tedarikçi vasıtasıyla onarımını yapıyor. Aktaç, tedarikçinin de bu işe destek olmak için kar amacı gütmeden kendisine katkı verdiğini söylüyor.
10 çocuk eğitimine geri dönebildi
Şimdiye kadar 10 civarında çocuğa bilgisayar, tablet ve telefon temin ederek eğitimlerinin aksamasının önüne geçen Aktaç, "Herkesin evinde, gerek bozulduğu gerekse de eskidiği için çekmecede duran bir bilgisayar, bir telefon ya da tablet mutlaka vardır. Ben öğretmen arkadaşlarım aracılığıyla ihtiyaç sahibi çocukları belirleyerek, atıl vaziyetteki teknolojik cihazları toplayıp onları tekrar kullanılabilir hale getiriyorum. Böylece, boş yere duran cihazlar işe yaramış, çocuklar eğitiminden geri kalmamış oluyor" diyor.
Ateşe su taşıyan karınca
Onunkisi aslında daha çok, ateşe su taşıyan karınca misali. Kendisi de bu çabanın, 10 öğrenciye tablet, telefon ya da bilgisayar temin etmenin, ne ekonomide ne de eğitimdeki yangını söndüremeye yetmeyeceğini biliyor. Ancak hiçbir şey yapmadan durmak yerine, elinden geleni yapmayı tercih etmesi, örnek alınacak cinsten. Bir de çağrısı var bilgisayar mühendisi Aktaç'ın...
Teknik veya maddi imkanı olan başkaları da, çevresinden kullanılmayan teknolojik aletleri toplayarak, öğrencilerin gereksinimi olan programları yükleyip ihtiyaç sahiplerine ulaştırmalı. Bu basit yöntemle, geniş bir dayanışma ağının kurulabileceğini ifade ediyor bilgisayar mühendisi...
© The Independentturkish