30 Nisan’da Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamında yapımı Ulaştırma Bakanlığı’nca gerçekleşen şehir içi raylı ulaşım sistemleri, metrolar ve bunlarla ilgili tesislerin belediyelere devri konusunda değişikliğe gidildi.
Karar İstanbul, Ankara ve İzmir gibi metropolleri yakından ilgilendiriyor.
Eski düzenlemeye göre Ulaştırma Bakanlığı projeyi tamamladıktan sonra belediyeler cironun yüzde 15'ini Hazine'ye aktarıyor, kalan miktar belediyelerin oluyordu.
Yeni düzenlemede belediyeler aynı ödemeyi raylı sistemlerden elde ettikleri gelirle değil, bütçelerinin yüzde 5'ini Hazine'ye aktararak yapacak. Gecikme olması durumunda da ceza ödenecek.
Raylı sistem gelirlerinin yüzde 15'i ile toplam bütçenin yüzde 5'i arasında ciddi bir fark var. Bu farkın belediyeleri zorlayacağı öngörülüyor.
31 Mart yerel seçimlerinin ardından Ankara ve İstanbul başta olmak üzere toplam 11 büyükşehir belediyesinin yönetimini alan Cumhuriyet Halk Partisi'nin Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Ordu Milletvekili Seyit Torun, Independent Türkçe'ye yaptığı açıklamada “Belediyelerin gelir ve giderleri siyasi iktidarın iki dudağı arasında” diyerek şunları söyledi:
“İktidar sadece yerel seçimlerden bu yana değil uzun bir süredir muhalefet belediyelerini ekonomik açından iş göremez hale getirmeye yönelik planlar yapıyor, kararlar alıyor. Son dönemde belediyelerin gelir ve giderlerinin artık siyasi iktidarın iki dudağının arasında olacağı, iktidarın istediği belediyeye mali kaynak sağlayacağı, istemediğine sıkıntı yaratabileceği şeklinde ciddi endişelerimizi hem TBMM’nde hem de başka platformlarda dile getirdik. Son metro kararı da maalesef bu endişelerimizin yersiz olmadığını gösterdi."
Düzenlemenin “siyasi kayırmacılığa” yol açtığını ifade eden Torun, “Bu durum bizde yönetiminin tarafsızlığı ilkesi açısından şüpheler uyandırmaktadır” dedi ve ekledi:
“Çünkü daha önceki örnekler de göstermiştir ki, iktidar belediyelerine ayrı muhalefetteki belediyelere ayrı uygulamalar gerçekleşmektedir. Kamu idarelerinin hesaplarının tek merkezde toplanmasını öngören ‘Tek Hazine Kurumlar Hesabı’ uygulaması kararında da belirsizlikler mevcuttur.
Biz bu konuda hükümetin yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdik ama cevap dahi alamadık. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildikten sonra Türkiye yerel yönetimleri ve tüm iktidar hızla merkezileştirilmektedir. Bütün belediyelerimizin kaynaklarının artırılmasını ve etkili, özerk, halkın yararına kaynak kullanımını savunuyoruz.”
25/10/2010 tarihli ve 2010/1115 sayılı “Şehir İçi Raylı Ulaşım Sistemleri, Metrolar ve Bunlarla İlgili Tesislerin Ulaştırma Bakanlığınca Devralınması ve Tamamlanmasını Müteakip Devri ile İlgili Şartların Belirlenmesine İlişkin Karar”ın sekizinci maddesinde yapılan değişiklikler şu şekilde:
“Proje tamamlanmadan işletmeye açılabilecek” tanımı kalktı
Metro ve diğer tüm raylı sistem projelerinin bakanlıkça tamamlanmasından sonra bakanlığın bağlı, ilgili veya ilişkili kuruluşları dışında bir kuruluşa mülkiyet devri, maliyet bedeli üzerinden gerçekleşiyor. Devir işlemi, düzenlenecek protokoller ile yapılıyor.
Eski yasaya göre, proje tümü tamamlanmadan işletmeye açılabilecek durumda ise, mülkiyet devrine kadar işletmenin devri ile hizmete açılabiliyordu. Bu madde yeni düzenlemede kaldırıldı.
Belediye ay ay ödeme yapacak, belediye hasılattan pay almayacak
Eski yasada merkezi yönetim bütçesinden karşılanan proje maliyeti, projeyi devralan kuruluş tarafından ödeniyordu. Ödeme ise söz konusu kuruluşun tüm brüt gelirlerini, borcun ödeneceği tarihe kadar Hazine Müsteşarlığı’nın belirlediği banka hesabına aktarmasıyla gerçekleşiyordu.
Sonrasında ise Hazine Müsteşarlığı ve belediyelerle birlikte belirlenecek periyotlarda, bu hasılatın yüzde 15’i Hazine Müsteşarlığının hesaplarına aktarılıyor, kalan miktar devralan kuruluş hesaplarına ödeniyordu.
Yeni düzenlemeyle bu hasılat paylaşımı açıklaması tamamen kaldırıldı. Proje maliyet bedeli ödemesi ise tüm brüt gelirler üzerinden değil, işletme devir tarihinden bu bedelin ödeneceği tarihe kadar her ay söz konusu belediyenin genel bütçe gelirlerinden yüzde 5 kesinti ile gerçekleşecek. Yeni düzenlemede yer alan tam metin şöyle:
“Devralan kuruluş, merkezi yönetim bütçesinden karşılanan ve/veya karşılanacak olan toplam proje maliyet bedelini, mülkiyet ve/veya işletme devir tarihinden itibaren bu bedelin ifa tarihine kadar her ay ilgili belediyenin genel bütçe gelirleri tahsilat toplamı üzerinden ayrılacak paylardan yüzde 5 oranında kesintisinin Hazine ve Maliye tarafından ilgili hesaba aktarılmasıyla öder.”
Borçtan sadece belediye değil belediyeye bağlı kuruluş da sorumlu
Eski düzenlemede toplu ulaşım projelerini devralan kurum, belediyeye bağlı bir idare, bu idarenin ya da direkt belediyenin sermayesinin yüzde 50’sine sahip olan bir şirket de olabiliyordu. Bu şirketlerin herhangi bir sebeple faaliyetine son vermesi durumunda borçların hepsinden belediye sorumluydu.
Yeni düzenlemede “yüzde 50” sınırı kaldırıldı. Borca konu olacak miktar da artık “şirketin kapanma” şartıyla sınırlandırılmıyor. Borçtan ortak sorumlu olanlar ise devralan kuruluş ve belediye.
Önceki yasada şu şekilde yer alan borç yükümlüğü açıklaması:
“Devralan kuruluşun belediye bağlı idaresi, belediye bağlı idaresinin ve/veya belediyenin sermayesinin yüzde ellisinden fazlasına sahip olduğu şirket olması halinde ve herhangi bir sebeple faaliyetlerinin sonlandırılması halinde, bu Karar kapsamında ilgili kuruluş tarafından yerine getirilmesi gereken tüm yükümlülükler ilgili belediye tarafından üstlenilmiş sayılır. Bu husus Bakanlık ile belediyeler arasında yapılan protokollerde de ayrıca belirtilir.”
30 Nisan’da çıkan kararname ile aşağıdaki şekilde düzenlendi:
“Devralan kuruluşun belediye bağlı idaresi, belediye bağlı idaresinin ve/veya belediyenin sermaye payına sahip olduğu şirket olması halinde ilgili belediye, yükümlülüklerin yerine getirilmesinden devralan kuruluş ile birlikte müteselsilen sorumludur. Bu husus Bakanlık ile belediyeler arasında yapılan protokollerde de ayrıca belirtilir.”
Yeni eklenen “25 günlük süre”
Çarşamba günü yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamında belediyelere borcunu ödemesi için yirmibeş gün süre veriliyor. Ödenememesi durumunda sonuçları “haczde” kadar giden kanunla düzenleniyor:
“Vadesinde kısmen veya tamamen ödenmeyen taksit tutarlarının tahakkuk eden gecikme zammıyla birlikte vade tarihinden itibaren yirmi beş işgünü içerisinde ödenmemesi halinde bu tutarlar için 21/71953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.”
Independent Türkçe