Tutuklu Gazeteci Aslıhan Gençay’dan kötü muamele ve çıplak arama iddiası

Gazeteci Aslıhan Gençay, cezaevinde görevli memurların “çıplak arama” dayatmasına maruz kaldığını ileri sürdü

Fotoğraf: Evrensel

Sivas Cezaevinde tutuklu bulunan Gazeteci Aslıhan Gençay, 22 Ekim Perşembe gecesi görevli memurların önce kötü muamelesine ve ardından “çıplak arama” dayatmasına maruz kaldığını iddia etti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Barış Yıldırım isimli yakınına yaşadıklarını aktaran Gazeteci Aslıhan Gençay, olayın gerçekleştiği 22 Ekim’den beri çıplak arama dayatmasına karşı çıktığı için tahliye işleminin gerçekleştirilmediğini savundu.

Gençay,  Yıldırım aracılığıyla Evrensel gazetesine şunları aktardı:

Kapalı bir cezaevinden direk başka bir cezaevine nakledilen ve yalnızca giriş çıkış işlemleri ile serbest olması gereken Aslıhan Gençay, 22 Ekim Perşembe gecesi görevli memurların önce kötü muamelesine, sonrasında da ‘çıplak arama’ dayatmasına maruz kalmıştır. Çıplak aramanın neden gerektiği konusunda soru sorulduğunda, ‘Bu yasal prosedür, herkese bu arama yapılıyor; uyuşturucu taşıyıp taşımadığınızı bilemeyiz’ denmiş ve cezaevi müdürü ile görüşme talep ettiğinde müdür ile görüştürülmemiş; ‘Çıplak arama’ ile ilgili Adalet Bakanlığ'ıa dilekçe yazmak istediğini söylediğinde ise ‘Adalet Bakanı da, devlet de biziz’ denmiştir

“Ben anladım bekar olduğunu, ondan utanıyorsun”

Yıldırım, Gençay’ın, Sivas Yarı Açık Cezaevi'nin ikinci müdürünün kendisine 'Ben de orasını burasını göstermiyor, bekardır dedim kendi kendime' dediğini ve Gençay’ın da ‘Bu adaletsizliğin bir an önce düzeltilmesi ve Adalet Bakanlığı'nın gerekli işlemleri uygulamasını istiyorum’ dediğini aktardı.

Barış Yıldırım ayrıca, Gençay’ın aktardığına göre, yarı açık cezaevinde dışarıya giren çıkan memurlar, mahkumlar olduğu halde maske ve temizlik açısından uygun bir ortam olmadığını, arazinin ortasında konteynerlerin içinde barındıkları, banyonun gün içerisinde yalnızca Sivas’ın soğuğunda akşam 20.30 ve 22.00 arası kullanılabildiğini ve yaşamsal ihtiyaçların karşılanmadığını belirterek  'Kendimi vahşi batıda hissediyorum' dediğini belirtti.

Gazeteci, editör ve son yıllarda çeşitli kültür sanat dergilerinde çalışan Aslıhan Gençay, 1992 tarihli bir davası nedeni ile tutuklanmış, cezaevlerine yönelik “Hayata Dönüş” adı altında 19 Aralık 2000’de yapılan katliamdan yaralı kurtulduktan bir süre sonra Wernicke Korsakoff hastalığı nedeni ile tahliye edilmişti. Gencay, tahliye edildiği davadan kalan cezası olduğu gerekçesi 2016’da yeniden tutuklanmıştı.

CHP cezaevlerindeki hak ihlallerini raporlaştırdı

İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu başkanlığındaki CHP İnsan Hakları İnceleme Komisyonu, 2020 ocak-temmuz ayları arası, Kovid-19’un cezaevlerindeki mahkumlar ve mahkum yakınları üzerindeki etkisini inceleyen ve açıklayan bir raporunu geçen ay açıkladı.

Kovid-19 pandemisinin, görüşme hakkı, muayene ve tedavi hakkı, sosyal haklar, sağlıklı ve dengeli beslenme hakları, temiz hava alabilme hakkı gibi unsurlar dahil olmak üzere mahkumlar üzerinde bir ‘baskı aracı’ olarak kullanıldığının belirtildiği raporda, cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri, “Cezaevlerinin Kapasitesinden fazla mahkumu barındırması, aynı zamanda mahkumları ‘nöbetleşe uyumak’ gibi uygulamalara zorlamasının yanı sıra, temiz hava alabilme ihtimalini de ortadan kaldırdı. Tutuklu ve hükümlülerin beslenmesi için günlük tahsis edilen ‘8.5 lira iaşe bedeli’ oldukça yetersiz” şeklinde tespitler içerdi.

Raporun sonuç bölümünde ise ”Hak hak ihlalleri bitmeyen cezaevlerinde, Kovid-19 hastalıktan çok yeni bir hak ihlali olarak yaşanmaktadır. Adalet Bakanlığı ve cezaevi yönetimleri için Kovid-19’un mücadele edilmesi gereken bir hastalık değil tutuklu ve hükümlüler üzerinde baskı kurmanın bir aracı olduğunu söyleyebiliriz” ifadelerine yer verildi.

 

Independent Türkçe, Evrensel

DAHA FAZLA HABER OKU