Emine Erdoğan'ın "çakma" çantaları: Tüketicinin cezai sorumluluğu yok, değerlendirme etiğin konusu olabilir

Siyasetin gündemindeki çanta tartışmasına iki kadın hukukçu farklı bir pencereden yaklaşıyor. Onlara göre tüketicinin bir sorumluluğu yok ama etik de değil

Emine Erdoğan'ın sık sık gündeme gelen çantalarından biri / Fotoğaf: Sabah

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın çantaları bu kez siyasetin gündeminde. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''pahalı çanta'' kullandığı yönündeki eleştiriye Erdoğan yanıt vererek ''Bay Kemal eşimle ilgili bazı laflar etti. Sende zerre kadar yürek varsa benimle ilgili konuş, eşimle ilgili konuşma'' dedi.

Fırat'ın yazısı tartışmanın alevini yükseltti

Tartışmanın alevini yükselten ise Hande Fırat'ın Hürriyet gazetesindeki yazısı oldu.

''Kaynaklarından'' aldığı bilgileri köşesine taşıyan Fırat'a göre ''Emine Erdoğan çantalara 'asla' büyük paralar vermiyor.''

Erdoğan’ın orijinal marka çanta kullanmamaya özen gösterdiğini öne süren Fırat yazısını şu cümlelerle tamamladı:

Yani iddia edildiği gibi büyük rakamlara çanta alınmıyor. Daha çok yerli malını tercih ediyor. Orijinalin yerine çakma yani imitasyonlarını alıyor.

Tercihi daha çok geri dönüşüme imkân veren maddelerden çanta ve aksesuvarlar.

Markalar adeta 'savaşıyor'

İmitasyon ürün sorunu yıllardır bilinen markaların karşı karşıya olduğu önemli sorunlardan biri.

Binlerce dolar ya da euro değerindeki orijinal ürünler, taklitçiler tarafından çok daha ucuza üretilerek piyasaya sürülüyor.

Böylece büyük haksız kazançlar elde edilebiliyor.

Çok sayıda firma, haklarını korumak için yıllar süren hukuk mücadelesi yürütüyor, şirketlerin ekipleri adeta hafiye gibi çalışarak taklit ürünlerini tespit etmeye çalışıyor. 

Tam da böyle bir durumda Hürriyet’in Ankara Temsilcisi Hande Fırat, Cumhurbaşkanının eşinin ''çakma'' ürün kullandığını yazdı.

Ticari amaç ile günlük kullanım arasında fark var

Peki sahte ürün kullanımının hukuktaki yeri ne?

Avukat Asiye Demirel, imitasyon ürünün ticari menfaat kapsamında alınması halinde marka hakkına tecavüzün doğduğunu belirtse de tüketicinin bu kapsamda olmadığının altını çiziyor.

''Tüketici günlük kullanım için bir veya birkaç tane ürün aldıysa ona cezai sorumluluk yüklenmez'' diyen Demirel, ''Eğer ürünler ticari amaçla alındıysa suç olur'' ifadelerini kullandı.

Yani, kanunen suçlu Emine Erdoğan değil ona bu ürünleri satan kişi.

Tüketicinin tercihi, ama...

Avukat Güngör Hatemoğlu da yürürlükteki Sınai Mülkiyet Kanunu'nda ''Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal üreten veya hizmet sunan, satışa arz eden veya satan, ithal ya da ihraç eden, ticari amaçla satın alan, bulunduran, nakleden veya depolayan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır'' hükmü olduğunu hatırlatıyor.

Bu maddede, taklit marka taşıyan ürünü ''ticari amaçla satın alan'' kişinin eyleminin suç teşkil edeceğinin belirtildiğine dikkati çeken Hatemoğlu, "Ürünü 'kişsel kullanım amacıyla' satın alan kişinin eylemi suç olarak tanımlanmamış durumda. Bu, taklit olduğunu bilerek ürün satın alan tüketicinin tercihi" diyor.

Hatemoğlu, konunun "tüketici etiği" çerçevesinde değerlendirebileceğini belirtiyor.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU