Açıklanmasının ardından Dolar/TL kurunun 5,98 seviyesini zorladığı Merkez Bankası faiz kararıyla ilgili olarak ekonomistlerin en fazla konuştuğu konu, para otoritesinin yaptığı basın açıklaması.
Politika faizini önceki toplantıda olduğu gibi yüzde 24 seviyesinde tutan Merkez Bankası’nın internet sitesinde yer alan tam metin şu şekilde:
“Son dönemde açıklanan veriler ekonomideki dengelenme eğiliminin devam ettiğini göstermektedir. Dış talep nispeten gücünü korurken finansal koşullardaki sıkılığın da etkisiyle iktisadi faaliyet yavaş bir seyir izlemektedir. Cari dengedeki iyileşme eğiliminin sürmesi beklenmektedir.
İç talep gelişmelerine bağlı olarak enflasyon göstergelerinde bir miktar iyileşme gözlenmektedir. Bununla birlikte, gıda fiyatları ve ithal girdi maliyetlerindeki artışlar ile enflasyon beklentilerindeki yüksek seyir fiyat istikrarına yönelik risklerin devam ettiğini göstermektedir. Bu çerçevede Kurul, enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar sıkı parasal duruşun korunmasına karar vermiştir.
Merkez Bankası fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir. Enflasyon görünümünü etkileyen unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek, parasal duruş enflasyonu hedeflenen patika ile uyumlu seviyelerde tutacak şekilde belirlenecektir.”
Merkez Bankası’nın 6 Mart’ta yayınladığı bir önceki metinle karşılaştırıldığında en önemli iki fark şu:
1) Bir önceki metin “Fiyat istikrarına yönelik riskler devam etmektedir” ifadesine yer verirken, bugün yayınlanan açıklamada “Gıda fiyatları ve ithal girdi maliyetlerindeki artışlar ile enflasyon beklentilerindeki yüksek seyir fiyat istikrarına yönelik risklerin devam ettiğini göstermektedir” denilerek gıda ve ithal girdilerin altı özellikle çizildi.
2) Bir önceki metinde olan “Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları, para politikası kararlarının gecikmeli etkileri, maliye politikasının dengelenme sürecine vereceği katkı izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir” ibaresi yeni metinde yer almadı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Açıklamada bahsedilen “sıkı para politikası”, yaygın tanımıyla enflasyonun yükselmesinin önüne geçilemediği ekonomilerde merkez bankalarının enflasyona neden olarak görülen talep artışını baskılamak için kullandığı, yüksek faizlerle tasarrufların artacağının planlandığı politika anlamına geliyor.
Merkez Bankası’nın “İhtiyaç duyurulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilir” ibaresini kaldırması, ekonomistler tarafından TCMB’nin gelecek dönemde faiz indirimine gidebileceği şeklinde yorumlandı.
Altınbaş Üniversitesi Rektör Yardımcısı Emre Alkin, Twitter hesabından yaptığı açıklamada kararı “Merkez Bankası bu sefer faizleri değiştirmedi ama önümüzdeki aylarda indirebileceğinin imasını yaptı” değerlendirmesini yaparken Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refet Gürkaynak şu görüşleri paylaştı:
Merkez Bankası bu yakınlarda faiz indirecek de bakalım tam ne zaman indirecek tadında bir gırgır gidiyor. Enflasyon hedefin dört katıyken konuşulacak konu bu değil.
— Refet Gürkaynak (@RefetGurkaynak) 25 Nisan 2019
Gürkaynak ayrıca, yakın zamanda faiz indirimine gidilebileceği yönündeki yorumlara ise “Para Politikası Kurulu duyuruda, geçen seferin aksine, 'maliye politikasının dengelenme sürecine vereceği katkı' kalıbını kullanmamış. Onlar da bu şekilde idare edilen maliye politikasından hayır gelmesinden ümidi kesmiş zaar” değerlendirmesini yaptı.
Ekonomist Ümit Akçay, bloğunda paylaştığı yazıda “İlave parasal sıkılaştırma yapılabilir” ifadesinin çıkarılmasını “Banka'nın açıklamasındaki en önemli değişiklik” diyerek niteledi ve piyasa tarafından haziran toplantısında faiz indiriminin gündeme alınması olarak algılandığını, TL'de sert hareketler görüldüğünü söyledi.
Akçay, TCMB’nin para politikasının kilitlendiğini belirterek şu ifadeleri kaleme aldı:
“Normal şartlar altında, resesyonda olan bir ekonomide merkez bankasının faiz indirimi yaparak, ekonomik canlanmaya destek vermesi beklenir. Ancak Türkiye'deki yapısal kriz konjonktürü ve bunun döviz-faiz kıskacı olarak ortaya çıkması, para politikasının kilitlenmesine neden oluyor.
TL'nin yeni şoklarla değer kaybetmeye devam etmesi, Merkez Bankası'nın faiz indirimini sürekli ileriye öteliyor. Ancak zaten resesyonda olan bir ekonomide faizlerin yüksek seyretmesi, ekonomiyi daha fazla boğuyor.
Ekonomi yönetiminin bu açmazı, mevcut krizin daha da derinleşmesine ve süresinin uzamasına neden oluyor.”
Ekonomist Mahfi Eğilmez ise Twitter hesabından yaptığı açıklamada “Kur bir anda 5,95'e çıktı. Buna göre ‘piyasanın beklentisi TCMB'nin faizi artırması yönündeymiş ama kimse gerçeği söyleyememiş’ gibi bir sonuç mu çıkıyor?” değerlendirmesini yaptı.
Kur bir anda 5,95'e çıktı. Buna göre "piyasanın beklentisi TCMB'nin faizi artırması yönündeymiş ama kimse gerçeği söyleyememiş" gibi bir sonuç mu çıkıyor?
— Mahfi Eğilmez (@mahfiegilmez) April 25, 2019
Türkiye piyasalarını yakından takip eden ekonomist Timothy Ash, Twitter hesabından yaptığı açıklamada Dolar/TL için 6 lira seviyesinin yeniden risk oluşturduğunu söyledi. Ash, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın yeni ekonomi programı hakkında daha fazla detay vermediği bir ortamda Merkez Bankası’nın bir güven inşa etmek için şansı olduğunu ancak yine başarısızlıkla sonuçlandığını ifade etti.
Looks like 6 could be under threat again. Without much detail from Albayrak on his new economic programme, the CBRT had a chance to build some credibility, they failed, again. https://t.co/0tpaPer7iy
— Timothy Ash (@tashecon) April 25, 2019
Timothy Ash, eski metindeki ilave sıkılaştırma açıklamasının kaldırılmasına anlam veremediğini vurgulayarak “Bu hamleye tek mantıklı açıklama da TCMB’nin faiz indirimi için yine siyasi baskı altında olduğu yönünde olabilir. Ancak bu yalnızca sorunları daha da kötüleştirecek” ifadesini kullandı.
The only logical explanation for this move is that the CBRT is again coming under political pressure to cut, and this was a sop to those forces. But it will only make their problems worse. I still cannot see any justification in the data 4 this move. https://t.co/IgIHmlNes0
— Timothy Ash (@tashecon) April 25, 2019
Bir takipçisinin “Faizler, neden birkaç ay önce bir anda sıçradı ki zaten?” şeklindeki sorusunda Ash, “Berbat makro politikalar ve politika yapıcıların en temel ekonomi teorisini anlamayıp tekerleği yeniden icat etme çabası yüzünden. Bunu sizin için kolaylaştırayım: Yüksek faizler enflasyona yol açmaz, kötü politikalar açar” yanıtını verdi.
Because of terrible macro policy, and of policy makers that seemed unable to understand basic economic theory, but rather tried to reinvent the wheel. I will make this easy for you: high interest rates do not cause inflation, bad policy making does. https://t.co/R3FabkcmNp
— Timothy Ash (@tashecon) April 25, 2019
Bloomberg HT canlı yayınına katılan Mehmet Besimoğlu, ilave sıkılaştırmanın zaman zaman yapıldığını, hatta bunun için toplantıya gerek olmayan durumlar da olduğunu belirterek “Bugünkü metin, sıkılaştırmadan uzak görünse de realitenin buna izin vereceği konusunda fikir sahibi olmak için erken" dedi.
Metinden çıkarılan başka bir kısma vurgu yapan Besimoğlu “Metne bakıldığında ithal girdi maliyetlerinin iyileşmeye katkısı artık söz konusu değil” dedi.
Bu konuya değinen finansal danışman Recep Atakan da “Tarım ithal girdi fiyatlarındaki artışı yeni risk unsuru olarak metne ekleyip, bunun enflasyon görünümünde riski artırdığını söyleyip, finalde ‘sıkı duruşun devam edip etmeyeceği’ cümlesini kaldırmış olması kafa karıştırıcı” dedi.
Bloomberg HT canlı yayınında konuşan Atakan “Merkez Bankası’nın şu soruya cevap vermesi gerekecek: Son günlerde tatlı tatlı da olsa giden kurun ani bir hareket yapması halinde Merkez Bankası önümüzdeki zamanlarda faiz düşürmeyi göze alabilir mi?” yorumunu yaptı.
Independent Türkçe