2016'da Panama Belgeleri'ni, 2017'de Cennet Belgeleri'ni (Paradise Papers) yayınlayan Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu (ICIJ), küresel bankacılık devlerinin karıştığı yolsuzluk, kara para aklama, terör finansmanı, illegal altın ticareti gibi suçları anlatan yeni araştırması FinCEN Dosyaları'nda yer verdiği önemli konulardan biri de İngiliz bankacılık devi HSBC'nin karıştığı "saadet zinciri" idi.
ICIJ'in ABD Mali Suçları Araştırma Ağı'nın (US Financial Crimes Enforcement Network) kısaltması da olan FinCEN belgelerine dayandırdığı haberine göre insanların ölümüyle sonuçlanan saadet zincirinin finansman rotası HSBC üzerinden geçiyordu.
ABD'nin Kaliforniya eyaletine bağlı Santa Rosa'da yaşayan Reynaldo Pacheco, son olarak 24 Mart 2014'te evinden çıkarken görülmüştü.
44 yaşındaki adamın cesedi, yaklaşık 15 gün sonra kafası kayayla ezilmiş şekilde Napa ilçesindeki Hennessey Gölü'nün yakınlarında bulundu.
Yerel otoriteler, cinayetin düşük gelirli Latin ve Asyalı göçmenleri hedef alan bir yatırım yolsuzluğunun sonucu olduğunu açıkladı.
Pacheco, ponzi ile, Türkiye'deki bilinen ismiyle saadet zinciri şemasıyla çalışan, uluslararası suç şebekesi World Capital Market'ın (WCM) (Dünya Sermaye Pazarı) kurbanıydı.
Zincire akrabaları ve yakınlarını sokan bir kız babası Pacheco, parasını veremediği bir yatırımcı tarafından öldürülmüştü…
Pacheco'nun dövülerek öldürülmesinden dört gün önce İngiltere merkezli bankacılık devi HSBC'de görevlendirilen gözlemciler, milyonlarca doların dolandırıcılar tarafından Hong Kong'ta bir hesaba aktarıldığı yönünde rapor hazırlamıştı. Bu, o güne kadar yapılan üçüncü şüpheli eylem bildirimiydi. Aynı dönemde bankanın iç deneticileri de WCM hakkında aylardır şikayet tutanağı tutuyordu.
HSBC'nin ilk vukuatı değil
HSBC, 2012'de Sinaloa karteli ve diğer Meksikalı uyuşturucu çeteleri için en az 881 milyon dolar miktarındaki kirli parayı, çeşitli ülkelerdeki hesaplara transfer ettiğini ABD'li savcılara itiraf etmişti.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
O dönem savcılar, tartışmalı bir karar vererek bankaya dava açmamış, bunun yerine HSBC'nin 1,92 milyar dolar değerinde bir tazminat ödemesine ve beş yıl boyunca gözetim altında tutulmasına karar vermişti. Bu beş yıl boyunca HSBC'nin kara para aklamaya karşı vereceği mücadele, mahkemenin atadığı bir gözetmen tarafından kontrol edilecekti. Denetim için eski bir finansal suçlar savcısı olan Michael Cherkasky atanmıştı.
Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu'nun 2015'te yayımladığı "İsviçre Sızıntıları" raporunda da HSBC'nin İsviçre'deki özel bankacılık kolunun 2008'den itibaren vergi kaçakçılığından kâr ettiği belirtilmişti.
ICIJ, BuzzFeed News ve 108 medya ortağının 16 aylık çalışmasıyla ortaya çıkan yeni belgelere göre HSBC, denetimde olmasına rağmen, devletin parasını harcayan paravan şirketlerin, uyuşturucu kaçakçılarının ve bir Ponzi şemasının devasa büyüklükteki kirli parasını banka içine de dışına da taşımaya devam etti.
"100 günde yüzde 100 kâr edeceksiniz" diyen Ponzi şeması
Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu'nun FinCEN belgelerine dayandırdığı raporuna göre Birleşik Krallık'ın en büyük bankasının Ponzi ağının bir parçası olması, 1,9 milyar dolarlık ceza almasından kısa bir süre sonra gerçekleşti. Banka'nın ABD birimi yoluyla 2013-2014 yılları arasında Hong Kong'a yüklü miktarda para akışı oldu.
FinCEN belgelerine göre HSBC için bir hayli "kârlı" olan bu para akışında Hong Kong kilit bir role sahipti.
Kendini bir bulut teknolojisi olarak tanıtan World Capital Market'a bağlı WCM777 adlı şirket, hazirandaki kuruluşundan bir ay sonra Hong Kong'ta da bir ofis açtığını duyurdu.
ABD'nin Los Angeles kentinde yaşadığı bilinen Çinli yatırımcı Ming Xu, WCM777'nin kurucusuydu ve kendini evanjelist kilisesinde papaz olarak tanıtıyordu.
"World Capital Market" adında küresel bir yatırım bankası yönettiğini söyleyen Xu, 100 günde yüzde 100 kâr vadediyordu. Ancak yönettiği WCM777 Ponzi şemasıydı.
Facebook, Youtube üzerinden webinarlar düzenleyen Xu, seminerler için seyahat ediyordu. Tüm bunların sonunda "bulut teknolojilerindeki yatırım fırsatı" satışlarıyla 80 milyon dolar topladı.
Yoksul azınlıklar hedefteydi
WCM777 bünyesinde genellikle sayıları binleri bulan Asya ve Latin kökenli insanlar vardı. "Hristiyanlığı" dolandırıcılar ABD, Kolombiya, Birleşik Krallık ve Peru'daki düşük gelirli aileleri hedef alıyordu.
WCM777'nin bir Ponzi şeması olarak ifşa edilmesi ise Reynaldo Pacheco cinayeti sonrasında oldu. Sisteme giren, girdikten sonra yatırımcı çekmesi beklenen 44 yaşındaki adam, 3 bin dolar kaybetmişti.
Polisin "Pacheco, bir Ponzi kurbanı" açıklaması yaptığı sırada HSBC'nin Kaliforniya şubesindeki denetimler çoktan başlamıştı. Kaliforniya'dan sonra denetim, Kolarado ve Massachusetts'e kadar genişledi.
HSBC'ye ait şüpheli para transferleri tespit edilmişti ancak Amerika Birleşik Devletleri Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu'nun HSBC'nin Hong Kong'taki WCM777 hesaplarını kapatması Nisan 2014'ü buldu. Kapatılan hesaplar ise neredeyse boştu.
Şüpheli eylem raporları ne diyor?
HSBC denetmenlerinin imzaladığı, 29 Ekim 2013 tarihli ilk şüpheli aktivite raporuna göre 6 milyon dolardan fazla para dolandırıcıların Hong Kong hesabına gönderildi.
Soruşturmanın Peru ve Kolombiya'ya genişlemesinin ardından Kolombiya'nın o dönemki Devlet Başkanı Juan Manuel Santos, ulusal polisin WCM'nin illegal eylemlerini araştıracağını duyurdu.
Şubat 2014'te imzalanan ikinci rapora göre 15,4 milyon dolarlık şüpheli para akışı ve muhtemel bir Ponzi şeması vardı.
Bir ay sonra gelen üçüncü raporda WCM777 ile bağlantılı bir şirkete 9,2 milyon dolarlık para transferi gerçekleştirilmiş olduğu ortaya çıktı.
ABD Kıymetler ve Borsa Komisyonu'nun HSBC'nin Hong Kong'taki WCM777 hesaplarını kapatma kararından sonra bir hafta içerisinde 7 milyon dolarlık hesaplar sıfıra indirilmişti.
HSBC ne dedi?
HSBC sözcülerinden Heidi Ashley, 2012'deki soruşturmalardan bu yana bankanın çok daha güvenli bir kurum olduğunu söyleyerek "HSBC, 2012'den başlayarak bugüne kadar, finansal suçlarla mücadele kapasitesini yeniden gözden geçirdi" ifadelerini kullandı.
Bankadan ICIJ'e yapılan açıklamada 2012'de birkaç yüz kişi ile sınırlanan gözetim ekibinin 2017'de binlerce isme çıkarıldığı ve bunun için 1 milyar dolardan fazla yatırım yapıldığı ifade edildi.
ICIJ'in konuştuğu ve bankalarda "uyum görevlileri" olarak bilinen gözlemciler ise şüpheli transferlerin denetlenmesi için kendilerine yeterli zamanın verilmediğini, hatta ABD dışı ofislerde bazı kritik müşteri bilgilerinin kendileri ile paylaşılmadığını söyledi.
Saadet zincirinin kurucusu Ming Xu ise ICIJ'e verdiği özel röportajda, HSBC tarafından kendisine Hong Kong'daki WCM banka hesaplarına giden yüksek meblağlı para transferleriyle ilgili hiçbir soru sorulmadığını ifade etti.
HSBC'nin dosyasında uyuşturucu kartelleri ve paravan şirketler de var
ICIJ ve partnerleri, 2012-2017 yılına ait inceledikleri 73 raporda, 10 yıl boyunca 4,4 milyar dolarlık transferin "şüpheli" olarak kaydedildiği bilgisine ulaştı. HSBC'nin her yıl 10 binlerce şüpheli eylem bildirimi yaptığı düşünülürse bu, bankanın problemli denetim çabalarına açılan küçük bir pencere anlamına geliyor.
HSBC'nin ABD'deki denetim personelinin FinCEN'e sunduğu raporlara göre Hong Kong şubesindeki hesaplar üzerinden 16 paravan şirket için toplamda 6 bin 800 adet şüpheli işlem gerçekleştirilmişti. Bu işlemlerin değeri ise yaklaşık 1,5 milyar dolardı. ICIJ'nin analizine göre bu paranın 900 milyon dolarından fazlasının organize suç şebekeleri ile ilişkili paravan şirketleriyle bağlantısı vardı.
FinCEN belgelerine ulaşan ve HSBC'nin eski çalışanları ile bir dizi röportajlar gerçekleştiren Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu'nun elde ettiği bilgilere göre HSBC, Brezilya hükümetinden çalınan devlet fonlarını elinde tutan şirketler için 2014-2015 yılları arasında en az 31 milyon dolarlık işlem yaptı.
2010-2016 yılları arasında ise ABD güvenliğinin "uyuşturucu kartelleri için para aklayan şirket" olarak adlandırdığı Panam merkezli Vida Panama için, 292 milyon dolardan fazla para transferi gerçekleştirildi.
Vida Panama, iddiaları reddederken, HSBC'nin Moldova içinde tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Transdinyester Moldova Cumhuriyeti'nin başkenti Tiraspol'da yer alan bir banka ile çalıştığı ortaya çıktı. ABD Hazine Bakanlığı 2011'de yayımladığı bir bildiri ile Tiraspol bankası ile iş yapmanın risklerini vurgulamıştı.
Independent Türkçe, ICIJ, BBC, Deutsche Welle