Dünya üzerindeki tüm canlılık, yıldızların merkezindeki ve süpernova gibi patlamalardaki “nükleosentez” ismi verilen nükleer tepkimelerin açığa çıkardığı elementlerden oluşur.
Bu elementlerden fosfor, genetik malzemenin yapısına katılması ve enerji dönüşümlerine aracılık etmesiyle bildiğimiz anlamdaki canlılığın vazgeçilmez bir parçasıdır. Ancak bilim insanları diğer elementlerin aksine yıldızlarda bu atomu oluşturan süreçlerden tam anlamıyla emin değil.
Vice’nin haberine göre, bir grup araştırmacı Samanyolu Galaksisi’nde mevcut teorilerle açıklanamayacak düzeyde “çok yüksek fosfor varlığı” gösteren 15 yeni “kimyasal açıdan özgün yıldız” keşfederek bu elementin kökeniyle ilgili gizemi derinleştirdi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Hakemli bilim dergisi Nature Communications’da yayımlanan makalenin başyazarı ve Kanarya Adaları Astrofizik Enstitüsü’nden gökbilimci Thomas Masseron şunları söyledi:
Fosfor bilhassa ilgi çekici çünkü Dünya üzerinde yaşamın onlarsız olamayacağını bildiğimiz 5 elemetten biri. Bu elementler karbon, azot, oksijen, fosfor ve sülfür. Fosfor bunlar arasında en az bulunanı, bu nedenle genel anlamda nereden geldiğiyle ilgili büyük belirsizlikler var.
Masseron ve meslektaşları fosforca zengin yıldızları açıklamak için birkaç modelin anahatlarını çizdi. Güneş Sistemi’mizin tohumunu atan ölü yıldızlar da yaşam veren bu atom açısından zengin yıldızlar olabilir.
Fosforun kökenine dair en muhtemel açıklama, Güneş gibi yıldızların küllerinden doğduğu devasa yıldızların bir nedenle ömürleri boyunca fosforu aşırı üretmiş olması.
Ekip bunun “epey belirli ve özgün nükleosentezler” gerçekleşen öncül yıldızlara ihtiyaç duyduğunu ifade ediyor. Nükleosentez, yıldızların kalbinde ya da yıldızlar ömrünü tükettikten sonra gerçekleşebilen süpernova gibi patlamalarda atom çekirdeklerinin bir araya gelerek yeni atomlar oluşturma sürecine verilen isimdir.
Bu devasa yıldızlar süpernova patlamalarıyla bu fosfor birikimlerini tüm uzaya yaymış ve böylece fosfor açısından zengin yeni yıldızlara can vermiş olmalı. Ancak bu senaryonun bilgisayar modellemeleri fosforun yanı sıra bu yeni nesil yıldızların karbon, sodyum ve kükürt açısından zengin olması gerektiğini gösteriyor. Ancak gözlemler bu sonuçlarla örtüşmüyor.
Başka bir olasılıksa fosforu bol yıldızların yakın yörüngesinde bulunan başka yıldızlardan fosfor çalması ya da bu yıldızlarla tamamen birleşmesi. Nötron yıldızlarının çarpışmaları fosforca zengin gaz bulutları oluşturmanın muhtemel yollarından birini sağlıyor olabilir.
Ancak tüm açıklamalar bir şekilde gözlemlerle çelişiyor. Masseron şu ifadeleri kullandı:
Bu makale tamamen tüm olasılıkları keşfetmek ve hepsinin üstünü çizmek üzerine kurulu. Esasında cevabın ne olduğunu bilmiyoruz.
Ekip, şimdi bu yıldızları farklı dalgaboylarındaki ışıklarla inceleyerek kimyasal bileşimlerini daha iyi öğrenmeyi ve bu sıradışı yıldızların daha fazla örneğini saptayarak daha geniş bir yıldız ailesine ait olup olmadıklarını anlamayı hedefliyor.
Masseron sözlerini şöyle noktaladı: “Yapacağımız ek gözlemlerin ötesinde, yıldızların iç yapısı ve evrimi konusunda uzmanlarla işbirliği başka bir önemli boyut olacak. Bu uzmanların şimdi gözlemlediklerimizi yeniden oluşturmak ve böylelikle bu yıldızların kökenini arama girişiminde bulunmak için yeni modeller geliştirmeye ve muhtemelen yeni fizik bilgilerini uygulamaya ihtiyacı var.”
Independent Türkçe için çeviren: Umut Can Yıldız